-Hyung uyan geç kalıcaksın.
Jimin'in seslenmesiyle gözlerini aralamıştı J-hope.
Dünki yağmurdan sonra kendini iyi hissetmiyordu.Kısılmış sesiyle:
-Bugün işe gitmiycem.
Jimin hemen elini j-hope'un anlına koydu.
-Hyung sen yanıyorsun.
-İyiyim ben sen işine hadi.
-A-ama...
-Aması yok.Üzgün bir şekilde odadan çıktı. Annesinin ona iyi bakacağını düşünerek işe gitmeden annesine haber vermek için mutfağa ilerledi.
-Anne Hyung'um çok hasta ona iyi bak ben çıktım.
-Tamam oğlum kendine dikkat et.Annesi j-hope'un odasına giderek ne kadar hasta olduğuna baktı. Ona ilaç ve ıslak havlu getirmek için içeriye gitmişti.
......
Namjoon telefonu vermek için j-hope'un yemek getirdiği restoranın önündeydi. İçeride onu göremediği için çalışan birilerine sormak için içeri girdi.
-Kolay gelsin. Acaba j-hope burada mı?
Adını telefonu kurcalayarak bulmuştu, adının bu kadar güzel olacağını tahmin etmiyordu.
-Hayır efendim bugün hasta olduğu için izin aldı. Biz yardımcı olalım.
-Ben ona telefonunu geri verecektim de acaba adresini biliyorsanız verebilir misiniz?Çalışan, tanıdığı biri olabilir diye adresi kağıda yazıp vermişti.
Restorandan çıkıp arabasına doğru yürümeye başladı. J-hope'un dünki konuşmaları duymasından şüpheleniyordu. Arabanın kapısını hızla açtı. Arabasına binip restorana uzak kalan eve sürmeye başladı.
Birkaç dakika sonra jungkook aramıştı.
-Efendim?
-Namjoon adam kaçmış.
-Hay böyle işin a*k.
-Ne yapmamı istersin.
-Kendi sonununu yazmış oldu, ne istersen onu yap ama sakın bulmadan beni arama.
-Emredersin patron.Telefonu kapatınca gaza basmaya başladı. J-hope'un bu işin içinde olmamasını diliyordu. restoranda yoktu ve daha da şüphelendiriyordu onu. "Ona yardım ettiysen sende onunla birlikte cehenneme gideceksin."
Evin önüne gelmişti. Arabasından inip ceketini düzetti. Kapıya gidip zili çaldığında kapıyı J-hope açmıştı.
Annesi evde ilaç kalmadığı için eczaneye çıkmıştı ve o evde yanlızdı.J-hope gördüğü bedenle ağzı açık kalmıştı.
Namjoon da kapıyı onun açacağını düşünmediği için şaşırmıştı. Ve evde olması onun içini azda olsa ferahlatmıştı. Birbirlerine bakarlarken Namjoon söze girdi:-Merhaba ben Namjoon sende J-hope olmalısın.
J-hope ismini bilmesiyle daha da şok olmuştu ve birazda korkmuştu.
-Evet ama nerd-
-Telefonunu dün fabrikada düşürmüşsün ufaklık ismini de telefondan buldum.
-Buraya kadar gelmene gerek yoktu.
-Restoranına gittim hasta olduğunu öğrenince hem geçmiş olsun diyim hemde telefonunu veriyim dedim.
-Teşekkür ederim."Bütün bilgilerimi öğrenmiş ben gerçekten de aptalım en iyisi birşey söylememek."
Son kez yüzüne baktıktan sonra artık gitmesi gerektiğini düşünüyordu.
-O zaman sonra görüşürüz.
Bunu duyunca gözleri kocaman açılan J-hope kısık bir sesle "görüşmek mi?" dedi. Bunu duyan Namjoon ona doğru yaklaşıp, kulağına eğilerek"evet bay Hope" diye fısıldadı. İçi ürperen J-hope geriye adımladı.
Namjoon gülerek arkasını dönüp giderken J-hope'da duyduğu cümleyle kapıda ona bakakalmıştı.