Namjoon geriye çekilirken J-hope hızlıca kıyafetini alıp ayağa kalktı ve kapıya ilerledi. Namjoon arkasından gidip gitmemekte kararsızdı çünkü rahatsız olmasından korkuyordu.
J-hope'un aklına Namjoon'un tehlikeli biri olduğu gelmişti. Yürürken üstünü giyip telefonunu eline aldığında gördüğü şeyle duraksadı.'20 cevapsız arama'
Yarısı annesinin yarısı kardeşinin aramalarıydı. Annesini arayarak gecikeceğini söylemesi gerekirdi ama o unutmuştu.
-Oğlum iyi misin, nerdesin, neden telefonu açmadın?
-İyiyim anne sadece yolda arkadaşımla karşılaştık onunla vakit geçirdim. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım. Telefonu da duymamışım. Şimdi geliyorum yoldayım.
-Ne kadar endişe ettiğimin farkındasındır umarım lütfen bana haber etmeyi unutma.
-Tamam anne.Telefonu cebine koyup hızlı adımlarla yürüdü. Arkadan yaklaşan arabayla kenara çekilirken arabanın camı aşağıya inmişti. Namjoon'un sesi ile irkildi.
-İzin ver seni eve bırakayım.
-Senin ne işin var burda.
-Bakıyorum da saygı eki kullanmıyorsun ufaklık.
-Üzgünüm, kaç yaşındaydın.
-Ben 30 yaşındayım. Peki sen.
-B-ben 25 yaşındayım.
-Artık eminim ufaklık olduğuna. :)J-hope sinirlenmeye başladığı için yürümeye devam etti.
-Hadi ama evinin uzak olduğunu biliyorum, bu saatte otobüs de geçmez.
Yürürken biraz düşünüp durdu. Acele etmesi gerektiğini düşündü.
-Tamam çok ısrar ettiniz madem.
Namjoon arkasından sürdüğü arabayı durdurmuştu. J-hope'un bindiğini görünce arabayı sürmeye devam etti.
-Özür dilerim.
-Ne için.
-Seni izinsiz öptüğüm için.Ne demesi gerektiğini bilmiyordu.
-Ah... önemli değil kafanız karışmış olabilir.
-Hayır aslında senden hoşlandığım için yaptım bunu ama sonra senin rahatsız olacağını düşündüm.J-hope'un kafası karışmıştı ona iyi davranıyordu ama mafyaydı silahlı ve tehlikeliydi.
-Sizin kim olduğunuzu bile bilmiyorum ve hatırlatırım karşımda silah çektiniz.
-O sizi korumak içindi.
-Peki ya fabrikadaki adam.Söylediği an ağzını kapatmıştı.
Sinirle ağzından kaçırdı.Hiç söylemeyi istemediği şeyi.-Bunu bildiğini biliyorum. Rahat olabilirsin.
-Ne...peki onlar kimdi ve neden öyle yaptınız onlara?
-Onlar benim kumarhanemde hırsızlık yapan ve kötü işlere bulaşan insanlardı ben sadece uyarı yapıyordum ama onlar ileriye gidiyorlardı kendimi ve adamlarımı korumam gerek değil mi?Hiçbir şey söyleyememişti sadece yola baktı. Ona bunları anlatması biraz içini rahatlatmıştı. Birkaç saniye sonra:
-Anladım ama bir daha tehlikeye girmeyin lütfen.
Demesiyle Namjoon gülümseyerek.
-Artık tehlike yok.
Eve gelmişlerdi. Namjoon arabadan inip j-hope'un kapısını açmış ve inmesini bekliyordu.
-Teşekkür ederim.
-Ah bekle telefon numaranı verir misin acaba?
-Ne için istiyorsunuz.
-Sana ulaşabilmek için, her zaman evine gelemem değil mi? :)
-Tamam vereyim.
-Teşekkür ederim.
-iyi günler bay Joon.
-İyi günler bay Hope. Son birşey daha.
Dedikten sonra yanağına bir öpücük bırakarak arkasını dönüp arabasına bindi.
J-hope'un kalbi durmuştu sanki yine beklemediği bir anda ondan öpücük almıştı ama bu sefer hoşuna gitmişti.