UAUAUA ÇOK SIKILDIM ~L
___İkilinin bitmek bilmez kavgalarından sıkılan genç aklına gelen fikirle gülümsedi ve yerinden kalkarak ucu kanla kaplı silahı eline aldı ardından kendi yaptığı çipi çıkartarak sırıttı.
"Selam ben Kim seungmin ama sen bana Seung da diyebilirsin"
Küçük çocuk gülümsemişti ve karşında ki kendinden büyük fakat yine de küçük olan çocuğa elini uzatmıştı
"Şey" küçük çocuk karşısında ki çocuğa bakmış ve uzattığı elini sıkarak konuşmuştu
"bende...""Çocuklar bir sorunumuz var!"
İkili Seungmin'in odaya hızla girişiyle merakla Seungmin'e döndüler. Seungmin şu anda ne kadar belli etmemeye çalışsa da oldukça tedirgindi.
"Çip devre dışı bırakılmış."
✧
Saat gece üç, dışarıda tek bir ışık yok. Ortamın sessizliğinden rüzgarın hafif uğultusu duyuluyor. Karınca bile yürüse sesi duyulup fark edilecek bir ortamda görevli rus ruleti oynayanan odanın arka kapısını açmış bir şekilde, rus ruletinden kalan artıkları temizliyordu.
"Hey, işin bitince beş numaralı odaya da uğraman gerekecek."
Ah birde işçinin başında durmuş oturmaktan başka bir şey yapmayan sadece emir yağdıran bir adam.
"Ah peki."
Bu kumarhanede o kadar çok pis iş yapılıyordu ki bir odanın temiz olduğu zamanların bulunması imkansızdı. Tabii bir de bu şeyleri temizlemekten kimse hoşlanmadığından dolayı kumarhanenin en cılız kişisine zorla yaptırılırdı. Her gün mesaiye kalmak zorunda olan görevli oldukça yoruluyordu. Bu işi yapan tek tük kişi varken yorulmamanın imkanı yoktu.
Odanın neredeyse her yerinde kan, parçalanmış deri, et kalıntıları olduğundan ayıran görevli burnunda ki metaryele rağmen odanın kokusunu az çok alabiliyordu. Her ne kadar alışsada bu koku her seferinde daha da iğrençleşiyordu.
Pislik götüren bu yeri hemen temizleyip kokudan kurtulmak için hızlı davranıyordu. Bir kaç saatlik bir temizlikten sonda bütün kalıntılar bittiğinde geriye sadece cesetler kalmıştı. Yani işin en sıkıntılı kısmı. Cesetler halledilirken gizlilik için büyük bir çaba içerisinde olmalıydı. Bundan dolayı onları odanın arka kapısından çıkaracaktı. Tabiikide tamamen açık bir şekilde cesetleri kenara atmayacaktı ilk başta üzerlerini kapatması gerekiyordu. Görevli elindeki örtüyle cesetlere doğru yöneldi. Cesede yaklaştığında, üstünü örtermek için eğildiğinde o kadar yorgundu ki tanıdık yüzü fark etmemişti.
Cesetleri teker teker odadan çıkardığında sadece tek bir ceset kalmıştı. Görevlinin tek düşüncesi işini hemen bitirip burdan gitmekti. İşini bitirmek için son cesedin yanına gelip ayak bildiğinden tutup sürüklerken kadın cesedinin yüzünün hafif açıldığını gördü.
Açılan yüze baktığında tanıdık geldiğini fark ettiği an hafif eğilerek yüze bakacaktı ki duyduğu sesle donup kaldı.
"Bu kadar merak iyi değil Bay Woo."
"S-sadece düzeltiyordum Ba-"
Cümlesinin devamını getiremeden büyük bir ses duymuş ardından başı dönmeye ve sesleri duyamamaya başlamıştı. Elini karın boşluğuna attığında parçalanıp kanadığını görmüştü. Adranelinin etkisiyle vurulduğunu anında anlayamasa da ölümü geç olmamıştı.
"Çok yazık Bay Woo. Size burada isimlerin kullanılmadığı öğretilmedi mi?"
Alaycı bir gülüşle yerde cansız bir şekilde yatan bedene bir iki el daha ateş ettikten sonra arka çıkışa yöneldi. Tabiiki de bu yaptığından kimsenin haberi olmayacaktı. Önlem almadan riske bulaşmazdı ne de olsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Guns N' Lycoris / Sonun Başlangıcı /
FanfictionHayatınızda bir çok şey yanlış gidebilir veya bir kaç hata yapabilirsiniz değil mi? Bunun kötü bir yanı yoktur Fakat onların hatası benzemez diğerlerine, kan doludur içi "Son sözlerini söyle Hwang'ın oğlu"