◇⁴

504 18 9
                                    

Çantamı koluma alıp üstümü düzenledim ve çıkışa doğru yöneldim. Arkamdan gelen sesle duraksadım.
"Elvin bekler misin?"
Ferhatın sesi vücudumun kasılmasına neden oldu.
Ferhatın burda olması onun burda yaşanan her şeyden haberi olduğunu düşünmeme neden oldu. Onlar her halimi görmüştü ve eminim ki anlamışlardı strese girdiğimi.
"Ferhat çok mu önemli?"dedim arkamı dönerek başını sağladığında
"Cidden şuan çok önemli bir işim var numaram var sende zaten konuşuruz bi ara"
Kolumdan tutması ile durmak zorunda kaldım. Ona arkam dönük iken dediği her kelime hem sinirlerimi hem kalbimi etkiliyordu.
"Bi ara biz ve ailenden değerli hiç bir şey yoktu elvin nasıl bu kadar kolay değişti?"
Güldüm ve hala arkam dönükken
"Bazı şeyler beni burada tek bırakmadan önceydi Ferhat"
Cümlem bittiği an duyduğum ses ile kalp atışlarımın hızlanması ve tüm odağımın o sese odaklanması ile arkamı dönmemeye çalıştım.
"Senin iyiliğin içindi Elvin "
Çantamı koluma takıp Utkunun dediğini duymamış gibi yaptım ve mekandan çıktım.
Tanıyorsam nnereye gittiğimi merak eder peşimden gelirdi.
Artık onu tanıdığımdan da şüphe ediyordum ama diyip eve doğru ilerledim.
Eve gidip üstümü değiştirip kafa dağıtmak için dışarı çıkacaktım. Kapıya geldiğimde sokağın başına baktım. Sokak başında arabasının içinden mahalleye göz gezdirdi evime bakıp kapıda dikilen beni görünce arabadan inip arabanın önünde durup arkasına doğru yaslandı Mazi güzeldi ama aynı hataları tekrar edemezdik. Daha fazla kafamı karıştırmadan içeri girmem lâzımdı. Eğer biraz daha beklersem ya yanına gidicektim ya o yanıma gelecekti. Içeri girdiğimde kapıyı kapatıp arkasına yaslandım. Yorgundum
Onu hatırlamak, onu görmek
sesini duymak vücuduma artık acı veriyordu.
Kendimi düzeltip odama doğru çıktım.
Babam geldiğinde burada bile kalamayacağım için şuanlık evde ve semtte zaman geçiriyordum. Dolabı açtığımda elbiselerime bakmaya başladım.

 Dolabı açtığımda elbiselerime bakmaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*Aklıma gelen ortama böyle bişeydi*

En son topuklu ayakkabımı giyip evden çıkarken merdivene oturup arkasına yaslanmış ve uyuyakalmış bir biçimde görünce içimde onun hakkında hep iyi düşünen tarafım ortaya çıktı.
Ağlamıştı,
Ve en az benim kadar yorgundu.
Görmezden gelmeliydim.
Ama dayanmak çok zordu.
Kapıyı örtmeden askılığın altındaki dolapta duran örtüyü aldım.
Sahile gittiğimizde üşürüz diye yanımıza aldığımız örtü.
Utkunun üzerini örtüp merdivenlerden aşağı inerken duyduğum ses kalbimi çok kötü acıtmıştı.
"Elvin lütfen dur."
"Durmam ikimiz içinde eski hataların yenilenmesi demek-"
Derken aldığım nefes ile konuşmaya devam ettim.
"- geri gelmen bir hataydı utku lütfen git ve gelme."
Ağzımdan çıkan kelimeleri kulağımın duyduğunu düşünmüyordum. Nerden buldum bu cesareti bilmiyorum ama o kelimeri bir araya getirirken nefesimin kesildiğini hissetim.
"Gidemiyorum işte kızım gidemiyorum!"
Diye sesini yükseltince kendini sıktığını anladım.
Arkamı dönüp bi aralar kaybolduğum o gözlere duygularımı en iyi şekilde gizlemeye çalışarak baktım.
"Kaç yıldır nerdeydin!"
"Beni istemiyordun seni zorlayamazdım elvin
Bu kadar dayanabildim olmuyor artık ne zamandan beri rüyamda sen dışında birşey görmüyorum gelip etrafı dağıtıyorsun yılların acısını göğsümden çıkarıyorsun istersen gel herşeyi dağıt istediğin gibi döv sesimi çıkarırsam şerefsizim ama gel be kızım"
Sesi titriyordu dayanmayacağımı anladığım an kapıyı geri açıp içeri geçtim.
Eskiden de böyle yapardım kapıyı açık bırakırdım bu peşimden içeri gelmesi için bi işaret gibi bir şey olmuştu.
Salondaki koltuğa kendimi attığımda kapının kapanma sesini duydum.
Salon kapısından girdiğinde göz göze geldik.
Konuşulacak çok şey vardı ama galiba ikimizde kendimizde o cesareti bulamıyorduk. Koltuğun bi kenarına sığıntı gibi oturunca "Korkma yemem" dediğimde yüzüme anlamsız bi şekilde baktı.
"Rahat ol Utku alışkınım"
dediğimde kafasını salladı.
Konuşmayacağını anlayınca elbisemi değiştirmek için odama doğru yürüdüm.
Utkunun bende kalan iki üç kat kıyafetini dolaptan çıkartıp yatağın üzerine attım.
Kıyafet dolabından kendi pijamalarımı çıkartıp üzerimi değiştirdim. Yatağımda olan utkunun yattığı yastığı ve pijamalarını alıp salona geçtim uykusunun geldiği çok belli oluyordu.
"Bunları bırakıp çıkıcam sen uyu, uykun gelmiş belli"
"Kaç gündür dayanmadığım için uyumuyorum ondan dolayı böyleyim ama aslında uykum yok."
"Anladım."
"Sen üzerini değiş çıkayım ben"
"Elvin konuşacağız demi?"
"Boşuna eve almadım seni utku."
"Anladım."
Diyip salondan çıktım.
Mutfağa gittiğimde iki üç meyve alıp soydum ve çıkardığım tabağa koydum.
Utkunun mutfağa girdiğinde ona baktım. Kendini açıklama yapması gerekiyormuş gibi hissetmesini istemiyordum.
Alışamamıştım.
"Şu içmeye gelmiştim."
"Açıklama yapmana gerek yok sadece alışamadım."
4 yıl sonra yine burada diye geçirdim içimden. Elimdeki tabakla salona girerken arkamdan gelen utkunun ayak seslerini bi yandan takip ediyordum.
Salona girdiğimde utkuda arkamdan girdi.
Koltuğa oturduğumda elimdeki tabağın birini uykuya uzatıp kendi tabağımdan yemeye başladım.
"Kaç gündür evde yoksun?"
Dediğinde şaşkınlığımı profosyenelce şaşkınlığımı gizlemeye çalıştım.
"Toplanma günü olduğu için geldim ama bazı şeylerden dolayı ona da katılamadım."
"Nedeni ben miyim?"
"Değil misin?"
"Kavga mı edicez elvin?"
"Konuşmuyoruz bari kavga edelim. Söz de bişeyleri konuşacaktık utku?"
Fazla yükseldiğimi anladım ve tabağımı bitirene kadar konuşmadım.
Çok yorgunduk hem o hem ben.
Sonra tabakları mutfağa götürüp salon için bi buçuk litrelik dolu bi su şişesi aldım.
Içeri götürüp koyduğumda arkamı döndüm ve odadan çıkmak için yürümeye başladım. Uyumalıydık.
Kapının yanında iken ışığı kapattım.
"Utku"
Dediğimde şaşırarak bana baktı.
"Efendim"
"Biraz fazla yükseldim kusura bakma."
"Bunları sıkıntı yapmadığımı biliyorsun"
"Neyse bişeye ihtiyacın olursa odamı biliyorsun uyumadan duşa giricem haberin olsun"
Diyip cevabını bile beklemeden kapıyı kapattım ve banyoya geçtim. Telefonu almak için odama geçerken kapının çalışması ile kapıyı açmaya gittim.
Meltemle Can gelmişti.
Ve tabi utku hakkında olan soruları.
Direkt balkona geçmelerini söyleyip banyoya gittim.
Küvete dolan suyu kapatıp peşlerinden balkona geçtim.
"Gelmiş."dedi meltem can'a bakarak.
"Evet geldi."dedim iç çekerek
"Ne oldu?"
"Geleceğini öğrendim ve çıkmak için eşyalarımı aldım.
Ferhat geldi konuşmaya başladı dinledim sonra işim var diyip gidiyordum sesini duydum."dedim
Bi yandan gözyaşlarım ile olan savaşımı kazanmaya çalışıyordum.
Can elini omzuma koydu.
"Öğrendiğim anda haber vermeliydim Elvin ama gelmezdin. Onları bi şekil geri gönderirdim fakat bende son dakika öğrendim."
Bu ara gözyaşlarım galip gelmişti. Mazi bu kadar can acıtmamalıydı.
Meltem ağladığımı görünce yanıma gelip sarıldı ve başımı omzuna koydu.
Hıçkırıklarım arttıkça meltem beni kendine daha çok yakınlaştırdı.
Meltemin
"Sen ne arıyorsun burda!" Diye utkuya bağırınca meltemi  kendime çekip sakin olmasını söyledim.
Can hala ne olduğunu anlamaya çalışarak bi bana bi utkuya bakıyordu.
" Sakin olun ve salona geçin elimi yüzümü yıkayıp gelicem."
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra içerde olan bağırtıları duyduktan sonra evden çıkmak için kapıya doğru yürümeye başladım. İçerden gelen cam kırılma sesine kadar ilerleyebildim.

ZORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin