◇⁷

423 20 5
                                        

Yol üstünde bulduğumuz bi tekeleden fazla ağır olmayan şeyler alıp geri döndüm. O yanımdayken ayık olmam lazımdı. Sarhoş kafayla diyeceklerim kalp kırabilirdi çünkü.
Genelde arkadaşla gittiğimiz tepeye doğru sürdüm.
Tepeye geldiğimiz de tüm istanbul ayaklarımızın altındaydı. Güngören burdan çok güzel gözüküyordu.
Şişelerden birini açıp utkuya verdim kendime de bi tane alıp arabadan inip ön tarafına yaslandım.
Bi süre sonra Utku da yanıma geldi.
"Elvin" dedi sesinin en şefkatli tonuyla
"Efendim" dedim kafamı ona doğru döndürerek
Göz göze geldik. Bi süre gözlerime baktı.
"Utku bişey diyecektin"
O ara şişenden bu yudum aldım. Beklemediğim bi şekilde gözümün önüne gelen saçımı kulağımın arkasına aldı.
En ufak bi hareketi bile nefesimi keserken senden nasıl ayrı kalabiliryorum dedim içimden
"Hatırlıyor musun burda doğum günü kutlamıştık."
"O günü unutamam sonra gitmiştiniz çünkü" dedim.
Önüme dönerek bunu dediğimde yüzü asılmıştı.
"Hediyeni vericem demiştim onu hatırlıyor musun?"
"Evet veremediğin hediye" diyip sırıttım. Şişeden bi yudum daha aldım.
"Elvin bi döner misin?"
"Efendi-" dediğimde dudaklarıma hafif bi öpücük kondurmuştu. Bu hareketi bile tüm vücudumu ateşler içinde bıraktı.
"Bu hediye değil sadece telafi gibi düşün" diyip arabaya doğru gitti.
Torpidodan bi kutu çıkardı.
Kutusunun bile pahalı olduğu  kutuyu getirip bana verdi.
"Geç oldu ama umarım beğenirsin"
"Utku bu-"
"Ya kızım aç bi hemen çok pahalı filan diyosun allah allah"
Kutuyu yavaşça açtım.
Uzaktan bile göz kamaştıran bişeydi bu.
"Utku" dedim yavaşça sesim kısık çıkmıştı.
"Evet sana yakışacağını düşünüp aldım ama beğenmediysen degistireli-"
"Beğendim"
"Çok beğendim utku bu çok güzel "
"Gel takayım" dediğinde kutudan çıkardığı kolyeyi taktı. Ve boynuma tam şah damarımın üzerine bi öpücük bahşetti. Çok hafif öpmesine rağmen kitlenmiştim.

Beni kendine döndürdüğünde"Biraz yorgunum gidelim mi?" dedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beni kendine döndürdüğünde
"Biraz yorgunum gidelim mi?" dedim. Hafifte olsa içtiğim içki yavaş yavaş etki etmeye başlamıştı.
"Benim ve geçelim istersen onlar biraz baş başa kalsın." Dedi utku aynı şekilde düşündüğüm için kafamı salladım.
Bu sefer gelirken utkunun oturduğu koltuğa oturup rahat bi şekilde yerleşmeye çalıştım.
Utku bu eve yeni taşınmıştı. Evin uzak olduğunu ve istersem arabada biraz kestirebileceğimi söyledi.
Ona doğru döndüm ve bacaklarımı karnıma doğru çektim. Utku koltuğun arka tarafını ayarladı bana göre bi yandan onu izliyordum. Gözüm bi açık bi kapalıydı.
"Elvin uyu artık çok yorgunsun"
"Hı hı" diyip gözlerimi kapadım ama etraftaki sesleri duyabiliyordum.
"Radyodan gelen şarkı sesi,utkunun şarkıya eşlik edişi..."
"Bu üflediğim duman sana veriyor mu haber?
Seni veriyo mu bana?"

Utkudan*

Elvine baktığımda kendini uykunun kollarına teslim etmişti. O kendini uykuya teslim ederken eve gelmiştik.
Uyandırmadan götürmek için Arabadan inip anahtarı rezidansın önündeki valeye verdim.
Elvin kucağımda rezidansa girdiğimde aşşağıda olan giriş görevlisi asansörü aşağıya çağırdı. "Utku bey yanınızda birini gönderebilirim isterseniz hanımefendi rahatsız olmasın" derken elvine doğru baktı.
"Aslında olabilir"dedim
Diğer giriş görevlisine seslenip asansöre bindi.
Kata geldiğimiz de görevli kadına evin anahtarını verdim.
Kapıyı açtığında elvini salona götürüp kaneye yatırdım. Görevli kadın anahtarı masaya koyup kapıyı örttü.
Odama gidip yatağı düzenledim. İşim bitince salona gidip elvini kucağıma aldım. Bu sefer uyanmıştı.
"Elvin yat saat çok geç"
Derken bi yandan yatağa bırakmıştım. Üstünü örttüm ve yan tarafına uzandım. Bu yatakta kabuslarım ile birlikteyken şimdi rüya kadar güzel biri vardı yanımda.
Korkularım kabuslarım ile kol kola uzaklaştı benden, bizden...
Saat gece 03.50 gibi elvin uyandı. İyi gözükmüyordu.
Yatakta oturur hale gelip karşıdaki duvara doğru bakmaya başladı.
"Biz ne ara bu kadar vicdansız insanlar olduk Utku?"
Kafasını yukarı kaldırıp gözyaşlarına hakim olmaya çalışıyordu.
Ayağa kalktı ve full cam olan duvarın tarafına gidip yere oturdu.
Gözyaşları galip gelmişti hıçkırıkları da eşlik ediyordu gözyaşlarının galibiyetine.
Yanına gidip ona eşlik etmek için yanına oturdum.
"Biz vicdansız değildik elvin, etrafımızdaki insanlarda merhamet diye birşey yoktu."
"Babam" dedi
"Elvin" dedim bana baktığında susmam gerektiğini anladım. Derdini anlatacaktı belki de benim gidişimi, acısını, hayallerini
Yıllar sonra bana kalbini açacaktı. Konuşup herşeyi yok sayamazdım.
"Babam kötü biriydi utku
Heleki siz gittikten sonra-"Dedi biliyorum diyemedim. Kapattım geçmişimi, bildiklerimi içime.
"Utku siz gittikten sonra Karaoğulları şirkete baskı yapmaya başladı. Duymuşlardı çünkü sizin gittiğinizi Babam bi süre direndi İsa Karaoğlu'na sonra ortağı şirketten ayrılmayı istedi nedeni bariz belliydi.
Hisselerini aldı ve çekildi şirketten.
İsa Karaoğlunun istediği şirketin hisseleriydi, Mert Karaoğlunun ise-"
Elvinin gözlerinden anlıyordum öfkesini o öfke bana değildi. Bana kırgındı
bu öfke küllerine kadar Mert Karaoğlu'naydı.
Elimi beline koydum.
"Ondan korkma güzelim ben yaşarken o senin saçının bi teline dahi dokunamaz bunu sana o zaman da söyledim" dedim dediğim şey ona güç verdi.
"Babam İsa Karaoğlu'na şirketin hisselerini verdi sonra aşşağıda olan kirli işlerin başına geçti, şirkete her gittiğimde onların yüzünü görmek daha çok öfkelenmemi sağlıyordu.
Bir kez denedi bana yaklaşmayı-"
Dediğinde öfkemi korumaya çalışıyordum.
"Tam o ara içeri bir oğlan  girdi ve merte vurmaya başladı yüzünü görmedim ama o zaman ilk yaptığım şey şirketten çıkmaktı. Babamın yanına gidip İsa Karaoğlunun bildiğim en büyük açığını elimde olduğunu anladım. Kirli işleri babamın işlerine engel olmaya başladım gayette iyi gidiyordum. Bi yerden sonra İsa Karaoğlu işlerin iyi gitmediğini fark etti. Ve babamı kovdu. Ben ortalıkta yoktum o sıralar bi süre daha düzgün gitmedi işleri. Sonra babamı yanıma güngören'e alıp İsa Karaoğlunu şikayet ettim.
Şirket yıkılma noktasındaydı zaten İsa Karaoğlunun içeri alınmasıyla tümden her açıdan battı.
Babamda elindeki tüm herşeyi satıp yeni bir şirket kurdu. Tabi bunda dedemin desteği de vardı.
Şuan babam eski itibarını yeniden kazandı utku" dedi gülerek bana dönerken gözleri kızarmıştı.
Elini yanağıma koyup
"Bende seni yeniden kazanabilir miyim?" Dedi.
"Beni hiç kaybetmedin ki Elvin."
Güldü yanağındaki gamzesi çıktı ortaya, güzelliğin tanımı sizin için ne bilmiyorum ama benim için bu kadındı...
Kafasını omzuma koyduktan sonra izlemeye başladı etrafı,ben ise camdaki yansımamızın etkisindeydim hala.
Güneş yavaş yavaş doğmaya başlamıştı izledik bir süre şehir yavaş yavaş uyanıyordu.
Kafasını omzumdan kaldırıp
"Sen duş al uykun açılsın bende bişeyler hazırlayayım sonra kontrol edelim bi şunları" dedi sırıtarak
Kafamı sallayıp onayladığımda yaklaşıp yanağıma bi öpücük bahşetti.
Ben hala anın etkisindeyken elvin tiz bulutu halinde odadan çıkmıştı.
Ki tam o ara aklıma geldi dolapta içkiden başka bişey olmadığı.
"Elvin dur-"

Elvin'den

Buzdolabının kapağını açtığımda sadece içki şişesi olduğunu gördüm.
Arkamı döndüğümde mutfak tezgahına dayanmış bi beden dikkat etmediğim tek şey gerçekten çökmüş olmasıydı.
Yüzündeki ifade küçük bi çocuğun üzüntüsünden farksızdı. Yanına gittim ellerimi yanağına koyup bana bakmasını sağladım.
"Aklımdan çıktı evde bişey olmadığı yani gördüğün şeylerden başka"
Benim ise aklıma annesinin Utku sana, sen ona emanetesin elvin deyişi geldi.
Arkamda bıraktığım enkazı toparlamam lâzımdı en kısa sürede.
"Bugün dışarda yiyelim hatta bizimkileri de çağırırız" dedim gülümseyerek bedenen benimde ondan bi farkım kalmamıştı.
"Emanetimi korumam lazım" dedi aklımdan geçenleri okumuş gibi. Gülümsedim ve banyonun yerini sordum. Benle beraber banyoya gelince bana bakıp
"Ben beraber gireriz diye düşünmüştüm" dediğinde utkuya aynadan attığım bakış ile ellerini havaya kaldırdı.
"Şakaydı"
"Komik değildi"
"Ama hoşuna gitti" diyip göz kırpınca aynadan yüzüme baktım. Kızarmıştım.
Utku ise o ara nerden getirdiğini bile bilmediğim bi yerden kıyafet ve havlu getirdi.
"Evine gelen kızlardan mı bunlar" elinde olan hiç giyilmemiş kıyafetlere bakarak.
"Giyilmiş gibi mi gözüküyor"
"Aslında hayır" diyip kıyafetleri  ve havluyu aldım.
"Şu alt çekmecede nr olduğunu bilmediğim bakım ürünleri var Irmak almış haberin olsun"
"Kötü mü gözüküyorum"
dedim aynadan utkuya bakarak kapıya yaslanmış beni izliyordu.
"Hayır çok güzelsin, yapmak istersin diye demiştim" derken bende çekmeceyi açmıştım.
Ağzına kadar pahalı olduğunu bildiğim milyon tane bakım kremi ve maskeler
"Gel yapalım"
"Olur" diyip yanıma gelen utkunun yüzüne çekmeceden aldığım kil maskesinin bir taneseni sürmeye başladım.
Sonra aynı maskeyi kendi yüzüme sürüp telefonumu almaya yatak odasına gitmiştim ki telefonumun şarjının bittiğini fark ettim.
Telefon markalarımız aynı olduğu için utkunun kullanmadığı sarj aletini alıp telefonumu şarja taktım.
Salona yürürken utku içerden bağırdı.
"Telefonumu getirir misin?"
Dediğinde telefonunu alıp salona geçtim.
Koltuğun arka kısmına yaslanıp elimdeki telefonu utkuya verdim ve kendimi arkaya doğru bıraktım.
"Bi foto çekilelim de alem güzellik görsün"
Tabi tabi anlamında kafamı salladım.
Camdan olan yansımamızı çekip instaya girdi ve hikayesine eklemek için bana baktı 
"Beni de etiketlesene" dediğimde bi bakış atıp
"Üzerimden prim kasamazsın 
Elvin hanım"
"Aynen aynen" dediğimde şarkı sordu eklemek için.
Sonra telefonu uzatıp verdi
"Sen hallet bakalım" dedi
"Ya utku çakalın diyardan diyara şarkısı çok güzeldi onu koyayım mı?"
Diyip utkuya baktığımda
Yüzünde elvin mal mısın bakışı vardı. Kahkahamı tutmadan gülmeye başladım.
"Bende çileği cok seviyorum" dediğinde öksürmeye başladım.
"O kadar nefret edemezsin" dediğimde
"Ederim güzelim" dedi
"Bu yüzümdekini ne zaman yıkayacağım?"
"Kuruduysa yıka"
Dediğimde telefona döndüm.
Arama kısmında seni seviyorum yazıyordu. Aşağısında da şarkılar vardı.
Yüzüme eklenen sırıtış ile
Şarkı yerine "Yapamam" yazıp şarkıyı hikayeye ekledim.
"İkimizin savaşı, saçların bak omzuma çok yakışır
Bebeğim inan bana çok karışık kafam" yerini ayarlayıp hikayeye ekledim.
Sonra yüzümü yıkamak için banyoya gittim.
Utku da yüzünü siliyordu.
"Hadi sende duş al çıkalım saat 8'e geliyor"
"Tamamdır" diyip odaya gitti.
Yüzümü yıkadıktan sonra yüzümü silerken kapı çaldı.
Kapıyı açmaya giderken havluyu omzuma attım.
Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm kişi ile ağzımdan bi kelime çıktı.
"Baba"

ZORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin