Kum saatinde artık çeyrek kum kadar kalmıştı. Yarın bir gün biterdi ve Boun artık gitmesi gerekiyordu. Boun elindeki kum saatine baktı. Gözlerini karşısındaki harelere çevirdiğinde kendisine gülümseyen kişiye karşılık olarak gülümsedi. Yanından bir an olsun ayrılmıyordu. Kum saatinde her azalma gördüklerinde ikisi de üzülüyorlardı.
"P'Boun bugün seni bir yere götürmek istiyorum. Gelir misin?"
"Tabii ki de Prem."
Prem ile beraber uzun bir iskelede yürüyorlardı. Tahta iskele arada gıcırtılı seslerini duyursada Prem emin adımlarla sonuna ilerleyip ayaklarını sarkıttı. Boun da ona eşlik ettiğinde Prem başını Boun'un omzuna yasladı.
Denizin sesi ve hafiften turuncuya kaçan havanın güzelliği gözle görülür derecedeydi. Boun Prem'in ellerini avuçlarının içine aldı. Hafiften soğumuş ellerini ısıtmaya çalıştı. Prem gülümseyip ellerine öpücük bıraktı.
"P'Boun her şey için teşekkür ederim. o sıra karşıma çıkmasaydım şuan nasıl yaşardım bilmiyorum. senin sayende nefes aldığımı, mutlu olduğumu hissedebiliyorum. "
Boun gülümseyip Prem'den süzülen yaşları sildi. Tutam tutam ayırdığı saçlarını okşadı. bunu yapmayı yeni alışkanlık edinmişti. Yumuşak saç tellerinden ellerini geçirmeyi sevmişti.
"Seni seviyorum Prem."
"Bende seni seviyorum P'Boun."
Eve geldiklerinde beraber yemek hazırladılar. Gülüşmeler eşliğinde yemeklerini yemişlerdi. Boun arada başının döndüğünü ya da kalbinin sıkıştığını hissetse de bunu Prem'e belli etmemeye çalıştı. Gideceğini biliyordu. Zamanı gelmişti.
Bulaşıkları yıkayan Prem'e arkadan sarıldı. Kokusunu içine çekti. Bir daha ne zaman böyle güzel kokuyu duyacaktı ki. Geri döndüğünde sıkıcı hayatına kaldığı yerden devam etmek zorunda kalacaktı. Gitmek istemiyordu. Prem'in olmadığı o zamana geri gitmek istemiyordu.
"Ağlama Phi. Sen beni orada bulamazsan bile ben seni bulacağım. O yüzden endişelenme."
"Söz veriyorum Prem. Seni çok bekletmeyeceğim."
"Sözünü mutlaka tut P'Boun."
Dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp alınlarını birleştirdiler. İlk defa verdiği sözü tutmak istiyordu Boun. O gece birbirlerine sıkıca sarılıp derin bir uykuya daldılar.
Sabah olduğunda Prem kollarının boş olduğunu fark etti. Yanındaki sıcacık beden ortalarda gözükmüyordu. Anlamsız bir ümitle evin içinde Boun'a seslendi. Cevap yoktu. Endişe ile gözyaşları süzülmeye başlamıştı bile. Kum saatine bakmaya korkuyordu.
Bakışlarını yatağın köşesindeki masaya, kum saatine çevirdiğinde tamamen boşalmış kısımla gözyaşlarını daha fazla akıttı. Artık P'Boun yanında değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RİYAKÂR - Asrın Bedeli-
FanfictionSahte gülücükler atmayı bilir misiniz? Hani böyle sevmediğiniz ya da olmak istemediğiniz birinin yanında iken yalandan dudaklarınız kıvrılır, iki saniye kadar sürer. İşte Prem, bu sahte gülüşlerin arkasına sığınan biriydi. Yanındaki kişilere gösterd...