Prem bir yabancıyı evine getirmek istememişti. Fakat onu ilk gördüğü zaman öyle bir bilinmezlikten gelmiş gibiydi ki... Kapısını açtığı evine girmesi için izin verdi. Tek bir odanın içinde yaşıyordu. Yatağının altından çıkardığı ufak kasadan birkaç parça kıyafet çıkardı. Onları adının Boun olduğunu öğrendiği kişiye uzattı.
"Sen giyin bende yiyecek bir şeyler hazırlayayım."
Boun elindeki beyaz sarı kıyafeti üzerine geçirdi. Şimdi gerçekten geçmişten biri gibiydi. Tek gözlü evde ufak birkaç parça bir şey vardı. Boun'un dikkatini duvarda asılı olan rafların üzerindeki kum saati dikkatini çekti. Kendisinin aldığı kum saatine oldukça benziyordu. Kum saatini eline aldığında Prem içeri girdi. Gülümseyerek kendisine baktı. Boun kum saatini çevirdi fakat kumlar diğer tarafa geçmiyordu.
"O benim ilk yaptığım kum saati. Her şeyi hesaplayarak yaptım fakat çalışmıyor."
Prem'in gözlerindeki mutluluğu gördü. Yaptığından gurur duyuyor gibiydi. Elindekiler ile yanına geldiğinde Boun elindekileri aldı. Az da olsa ona yardım etmek istiyordu. Beraber masayı hazırlayıp oturduklarında Boun az önceki konuşmaya devam etti.
"Benim de bir kum saatim var. Ama onun yüzünden buralara geldim."
Boun'un sonlara doğru kısılan sesi ile Prem anlamadığını belirten bakışlarını gönderiyordu. Boun başı sallayıp önemli olmadığını belirtti. Yemekleri süre boyunca kimseden başka ses çıkmadı.
Hava kararmış sokaklar ıssızlaşmıştı. Boun teşekkür edip artık gitmesi gerektiğini söylediğinde Prem onu durdurdu. Saat geç olmuştu. Şimdi dışarı çıkarsa geceleri dolaşan askerler onu esir alabilirdi. Boun bunu bile bilmiyordu. Yaşadığı zamanda olsa şuan dışarı çıkıp birkaç kadeh atmıştı bile.
"Burada kalabilirsin. Şuan dışarı çıkarsan Siyam askerleri tarafından götürülürsün."
"Nereye?"
Boun'un sorusu üzerine Prem sadece gülümsedi. Bu gülüş her şeyi açıklamıştı. Yatmak için hazırlandıklarında Prem yanındaki yağ lambasını söndürdü. Boun gözlerini kapatıp kendini uykunun kollarına bıraktı.
Fakat gece içli ağlamanın sesleri ile uyandığında Prem sarsılarak ağlıyordu. Boun birkaç kez seslendi. Fakat uyanmadığında ayaklanıp başucundaki lambayı yaktı. Prem'in yaşlı yanaklarını sildi. Birkaç dakika sonra Prem uyandığında yatağına oturdu. Yine ağlamaklı gecelerinden biriydi. Fakat bu sefer yanında endişe ile kendisine bakan bu yabancı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RİYAKÂR - Asrın Bedeli-
FanfictionSahte gülücükler atmayı bilir misiniz? Hani böyle sevmediğiniz ya da olmak istemediğiniz birinin yanında iken yalandan dudaklarınız kıvrılır, iki saniye kadar sürer. İşte Prem, bu sahte gülüşlerin arkasına sığınan biriydi. Yanındaki kişilere gösterd...