3.BÖLÜM YARATIK

57 4 0
                                    

Kafamı sinyal aynasından uzattım ve ağzı kanlar içinde alnında hafif bir şişik olan birisi vardı beni görür görmez duraksadı. Ben dehşete kapılmış bir vaziyette olduğum yerde dona kaldım,bir an aklımdan arkamı dönüp kaçma fikri geldi ve sanırım öyle yapıcaktım o bana bakıyordu.Bende ecel terleri dökerek onu izliyordum. Sonra o anın telaşıyla arkamı dönüp kaçmaya başladım. Arkama bile bakmamıştım. Gittikçe uzaklaştığımı anlayarak arkama bakmak istedim arkaya baktığımda hiçbirsey yoktu. Arkaya bakarken Kesilmiş bir ağacın köklerine takılıp yere düşmüştüm ve kafamı çarpmanın etkisiyle bayılmıştım. Uyandığımda alnımda ıslak bir bez parcası vardı sağ kolumu oynaramıyordum sanırım incilmişti. Sol kolumla alnımdaki bezi kaldırdığımda ahşap bir kulubedeydim. Yattığım yerin sol tarafında bir cam vardı fakat yüksekti. Gücümü zar zor toparlayarak doğruldum ve dışarıya baktım hâlâ ağaçlar vardı ama hava kararmak üzereydi.Zaman kaybetmeden seslendim:
+Kimse varmı?! Sesimi duyan varmı ?
5 saniye sonra içeriden üniformalı elinde havlu ile bir adam girdi biraz iriydi. Elini
Kuruluyordu. Bana tebessüm ederek:
- Adım Ben .Yemek hazır gel hadi içeri dedi. Bende gücümü topladım ve bir hamleyle kalktım içeriye tedbirli adımlarla gittim masaya oturdum. Adam gerçekten güzel yemekler yapmıştı. Biftek bir kase çorba vardı. Adam bana dönerek:
-soğuk bisiler istermisin dedi. Bende onaylar şekilde kafamı salladım. Adam buzdolabından 2 tane meyvesuyu getirdi. Sonra:
-Yemeği nasıl buldun elimden geleni yaptım sırf misafirim olduğun için dedi ve bir kahkaha patlattı. Ben de tebessüm ederek +Gerçekten çok iyi yemek yapıyorsunuz dedim ve ekledim
+Adım Sam,Ben buraya arkadaşımı görmek için gelmiştim sonra bir adama çarptım yolda sonra ormanın içine doğru gittiğimde polis arabalarını gördüm. İçerde garip bir yaratık vardı en son kaçtığımı hatırlıyorum,sonra burdayım bana ne olduğunu söyler misin gerçekten kafayı yemek üzereyim !.. Adamın gülen yüzü bir an silindi ve duraksayıp düşündü bana şaşkın bir ifadeyle + buraya kafa dinlemek için geliyorum şehrin yorucu trafiği egzoz dumanları ve pis atmosferinden sadece burda kurtulabiliyorum. Buraya gelir gelmez tüfeğimi alıp geyik avına çıktım sonra seni yerde baygın gördüm. Etrafa bakındım kimse yoktu bende seni buraya getirdim. O gördüğüm şey hakkında hiçbir fikrim yok. Ama istersen seninle yarın geziye gidebiliriz. Hem sende kafa dinlersin ? Onaylar şekilde başımı salladım yemeğimizi bitirdik sofrayı toparladıktan sonra bana:
-Sen istersen dinlen biraz yorgunsundur dedi yatağa kadar bana eşlik etti çok yorgundum kafam hâla zonkluyordu yarın daha iyi olma umuduyla uyumaya çalıştım... Sabah olunca ormandaki kuş sesleri ve camdan sızan güneş ışıklarıyla uyandım. İçerden yine enfes kokular geliyordu. Ben yine ustalığını gösteriyordu anlaşılan.Doğruldum, kafamın ağrısı düne göre daha hafifti mutfağa gittiğimde beni müthiş bir kahvaltı karşıladı. Bana gülümseyerek:
-Nasılsın Sam umarım düne göre daha iyisindir, senin için sağlam bir kahvaltı yaptım daha seninle ava gidicez dedi.
Bende;
+Ağrım biraz hafifledi çok sağol sofra için de ayrı teşekkür ederim,nereye gidicez? Ava gitmeyeli uzun zaman olduda .
-Seni dün bulduğum yerin yakınlarına gidicez hem belki sözünü ettiğin polis arabasını belki görürüz. Yarı tedirgin yarı heyecanlı tavırla başımı sallayarak onayladım ve yemeği yemeye başladım. Yemek bittikten sonra tüfeklerimizi fişeklerimizi aldık ve hazırlandık. Çıktık orman havası gerçekten güzeldi, 10-15 dk lık yol ilerledikten sonra Ben durdu ve :
-Sam dün seni bulduğum yer tam da burası dedi yanına gittiğimde gerçekten yapraklar göçmüştü ,birinin yattığı kesindi.Sonra ayağımın takıldığı kütüğü gördüm. Sonra kendi kendime etrafa bakarak ne taraftan koştuğumu anlamaya çalıştım Ben'e elimi işaret ederek
+Dün bu taraftan koşmuştum gel. İkimizde tedirgin tedirgin yavaş ve emin adımlarla yürüyorduk ileride aküsü bittiği için sireni sönen polis arabalarını gördük. Ben kendi kendine:
-Ama dün buraya bakmıştım bisi yoktu diye söyleniyordu.Artık adımlarımız iyice yavaşladı.Gittikçe yaklaşıyorduk Ben'in de gittikçe korktuğunu seziyordum. Arabalarla aramızda 10 metre filan vardı. İlerliyorduk ki sağ taraftaki ağaçlık alandan bir cam kırılma sesi geldi.Ses biraz uzaktan geliyordu.Bir an duraksadık Ben tedirgin bir tavırla:
-Geri gidelim Sam başımıza bela bulmayalım dedi ben merak ediyordum ve Ben'e:
+Ben gidicem sende gel bence ne olduğunu oğrenmeliyim dedim Ben bıkkınlıkla beni takip ediyordu agaçlık alanda ilerliyorduk . Ağaçlık alandan cıktığımızda karsıda 2 katlı kırmızı bir ev gördük,durduk ve etrafını gözlemliyorduk.
Sonra yavaş yavaş yürümeye başladık eve iyice yaklaşmıştık.Evin camının birisi kırıktı.Sanırım sesini duyduğumuz ses bu camon kırılmasaydı,etrafı gözlemlerken evin içinden bir el silah sesi duyuldu..

Hastalıklıların ŞafağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin