-ON İKİ-

14 1 1
                                    

Şimdiden uyarayım biraz uzun bir bölüm olacak bu yüzden başlarken iyi düşünün. Ayrıca fazlasıyla üzüldüğüm bölümlerden birisi oldu bu bölüm. Herneyse size iyi okumalar♡

R:peki, ablanı öldüren kişinin adı ne?

L:Woojin, Kim Woojin.

R:oh tanımıyorum. Her neyse hadi onun nerede olduğunu biliyorsan yolu göster.

L:pekala.

Bir süre Rosie'ye yolu tarif ettikten sonra oraya vardık. Yani eski evime.

R:Burası olduğuna emin misin? Bir harabeye benziyor

L:evet eminim bebeğim. Ben önden gideceğim sende arkamdan gel.

R:peki.

Böylece Rosie ile içeriye girdik. Heryer dağınıktı.

R:uhm kimsecikler yok gibi duruyor.

L:huh? Burada olmalıydı.
"Woojin her neredeysen olduğun yerden çık."

R:Lisa,dinle uğraşmanın bir manası yok.

L:Hayır var. Anlamıyorsun. O piç benim ailemi darma duman etti.

Rosie susmuştu ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

R:peki. Ben arabadayım sen gelirsin.

L:tamam.

Rosie gidince bende evi aramak için arkamı dönüp yürümeye başladım. Üst kata çıkma fikri aklıma gelmemişti. Belkide Woojin oradaydı.
"Üst kata çıkmalıyım."

Üst katta alt katın aynısı gibiydi. Odaları gezerken bir odanın döşeli olduğunu gördüm. Odaya yavaşça girdiğimde Woojin önümde duruyordu.
"Geleceğini biliyordum Lalisa."
"Onca zamandır burada bir korkak gibi saklandın mı? Gülünç."
"Sadece bekliyordum. Bütün aileni öldürdüğüm gibi senide öldürmeyi."
"Ama yapamayacaksın. Burada tek başınasın ben ise tek başıma değilim."

Woojin gülmeye başlamıştı. Nedenini anlamıyordum. Arkamda birisi olup olmadığını anlamak için arkamı döndüğümde Woojin benim nefeslerimiz buluşacak kadar yakınıma gelmişti bile.

L:Woojin, sen-

"sst sessiz ol"

Woojin eliyle ağzımı kapatıyordu. Hemen geriye çekildim. Bu, sadece onun bana daha çok yaklaşmasına sebep oldu. Geriye çekilmeye devam ettim ama bir yerde son bulmuştu çünkü arkamda artık boşluk yerine duvar duruyordu.
Woojin bunu fırsat bilip yanıma yaklaştı ve ağzımı kapattı. Bir yerden sonra bayılmışım. Uyandığımda heryer karanlıktı ayağa kalkmaya çalıştım ama kalkamadım.
"Uyanmışsın."
"Bana ne yaptın."
Woojin yakınıma gelip gözümdeki bandajı çıkardı. Ayağa kalkamamın sebebi tek bacağımda bir zincir olmasıydı. Sadece tek bacağımdaydı zincir. Kafamı yukarı kaldırınca karşımda hayatımı gördüm. Rosie'yi de almıştı. Gözümün önünde duruyordu. Ona yardım edemiyordum. Gözlerine bakınca saf korku dolu bakışlarını gördüm. Bir daha onun yüzüne bakamayacağımı düşünerek bakışlarımı Woojin'e çevirdim.
"Onunla derdin ne ha? Senin sorunun ben değil miyim."
"Sorunum sensin evet. Fakat bu senin daha fazla üzülmeni sağlayacak. Şimdi, eğer istediğimi yapmazsan onu, gözlerinin önünde vururum."
Lisa! Yapma diye bağırıyordum. Ama sesim çıkmıyordu, Woojin'i öldürmek istiyordum. Sadece ellerim bağlıydı ve ağzımda da bir bant.
"Peki isteğin ne.?"
"Kolay olacak merak etme."
Woojin Lisa'nın yakınına yaklaştı ve elini Lisa'nın göğsüne koydu. Sinirimden patlayacaktım. Lisa gözleriyle "bana yardım et lütfen." Der gibi bakıyordu bana. Ben ellerimde ki ipleri çözmeye çalışmaya başlamıştım.
Woojin yakınıma gelmeye başladı. Derken elini göğsüme götürdü bu beni tiksindirdi. Rosie yaptığında olan mutluluk,sevinç yerine şuan tiksiniyordum.
"Bunu yapmana izin verirsem, Rosie'yi öldürmeyeceksin. Değil mi."
"Evet, ben sözümde durarım Lalisa. Sadece bir-iki şeye daha izin vermelisin."
"İzin veriyorum. Yeterki onu öldürme."
"Pekâlâ Lalisa."
Yapma! Diye bağırıyordum ama sesim çıkmıyordu. Lisa bana "herşey geçecek" der gibi baktı. Sinirimden ağlıyordum.
Rosie'ye baktığımda ağlıyordu. Woojin'in ellerini göğsümden çekmesiyle rahatlamam bir oldu.
Rosie'ye baktım ve bana gözleriyle "yapmamalıydın" diyordu. Bakışlarımı Woojin'e çevirdim cebinden bir bıçak çıkarmıştı ve bana bakıyordu. "Merak etme Lalisa bu son olacak."
Sadece gözlerimi kapatıp bekledim. Woojin kolumu sertçe tutup kesti.

Woojin'in Lisa'nın kolunu kesmesini görmemle kollarımda ki ipleri ve ağzımdaki bantı çıkarmam bir oldu. Hemen ayağa kalkıp Woojin'in yanına doğru ilerledim ve onu Lisa'dan uzaklaştırdım. Elindeki bıçağı alıp yere fırlattım ardından onu tutup "şimdi senin sonun olacak orospu"
Diyebildim. "Biliyor musun onu neden bu kadar sevmeni anladım çünkü yumuşacık." Woojin'in bunu söylemesi benim içimdeki alevi arttırdı. Onu yerden yere vurdum. Sonunda üstüne ayağımı koyup bastım. Artık nefes almıyordu. Woojin'i bırakıp Lisa'ya koştum. Hemen onu çözdüm ve ona sarıldım.

Rosie Woojin'i bırakıp bana doğru koştu. Kanayan kollarıma aldırış etmeden bana sarıldı. Bende ona sarılmak istiyordum ama kollarım buna izin vermiyordu. "Seni seviyorum Rosie."
"Bende seni seviyorum Lisa."
Rosie beni kucaklayıp arabaya taşıdı. Ardından Woojin'in ellerini bağlayıp onu bagaja attı kapıları kilitledi ve kollarıma bakmaya başladı. Yaralar çok büyüktü ve geçecek gibi durmuyordu bu yüzden Rosie "önce Woojin'i bırakmam lazım sen arabada bekle ben hemen geliyorum." Dedi bende kafamla onayladım.

Lisa'nın onaylamasının ardından woojin'i alıp içeriye gittim ve onu bodruma kapattım tam çıkacakken "Onu sikmeyi çok isterdim." Woojin bunu gururla söylemişti. "Kapa çeneni " diyip kapıyı kilitedim ve koşarak arabaya gittim. Lisa uykuya dalmıştı. Onu hastaneye götürdüm doktorlar hemen onu aldılar Lisa'nın olduğu odanın karşısında bekliyordum. Lisa'yı hastaneye kaldırmışlardı. Yaklaşık bir saat sonra bir doktor gelip "ölme ihtimali var ama sıkı çalışıyoruz, endişelenmeyin."
Anılarımız gözlerimin önünden geçiyordu bir koltuğa oturup ağlamaya başladım yaklaşık 10 dakika sonra dayanamayıp içeriye girdim.
"Lisa! Beni bırakamazsın. Sensiz yaşayamam. Nolur beni bırakma."
Sadece bunları söyleyebilmiştim doktorlar beni dışarıya çıkardı. Ağlıyordum, bir kişiyi daha kaybedemezdim. 3 gün boyunca hastaneden ayrılmadım,uyumadım ve Lisa'yı bekledim. İnanıyordum o, beni bırakmayacak. Lisa, benim ona olan güvenimi sarsmaz.

Sonraki bölüm..
Ölüm.
..

Aşk Ve Acı [chaelisa]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin