1

292 129 70
                                    

Yorum yaparsanız çok mutlu olurum baya salladım çünkü gece gece.
------
Yağmur damlaları hoş bir tıkırtıyla cama çarpıyor oradan da kendi yoluna süzülüyordu. Bu ses genç kadına büyük bir haz verirken elindeki elbiseyi dikkatlice kutusuna yerleştirdi. Bu elbise için çok uğraşmıştı ve sonuçtan çok memnundu. Müşterisinin de memnun kalmasını diliyordu.

Kutuyu masa olarakta kullandığı eski ahşap sandığın üzerine koydu. Müşterisinin gelmesini beklerken 'bu hava da çay içmek çok hoş olur' diye düşündü ve hazırlamak için mutfağa gitti.

Yağmur şiddetlenmişti. Kız çayını içerken bir yandan geç kalan müşterisini düşünüyordu. Bu havada gelmesi kolay olmayacaktı, sadece iyi olmasını diledi. Tam o sırada kapısının önündeki hareketlilik gözüne ilişti; bir at arabasıydı. Biraz sonra kapısı tıklatılmıştı.

Genç kadın alel-acele yerinden kalkıp büyük bir heyecanla kapıyı açtı. Bahsetmemişti ama bu önemli bir müşteriydi.

"Ah hayatım, hava öyle bozdu ki birden..." diye şikayetlendi kadın çekinmeden eve girerken. Üstünde ki elbisesini gösterdi. "Senin bu değerli eserin az daha mahvoluyordu, inan kendime gelemezdim." Elinde ki süslü şemsiyesini kapatıp kapının kenarına koymuştu. Genç kız tatlı abartısına tebessüm etti ve hemen onu içeri buyur etti.

Bayan Jenna, Kont'un büyük kızıydı.

"Beni mazur görün. Siparişinizi getirmeyi teklif etmiştim ama bizzat siz almak istemişsiniz. Bu havada zahmet ettiniz.."

Kadın tatlıca kahkaha attı.

"Benim canım arkadaşım, onca yolu gelmene göz yumamazdım. Hava bozdu ama açıkçası yağmuru severim, havası kalbe iyi gelir. Bana da iyi oldu hem bu canım çok sıkılıyor bu aralar. Seninle de konuşmak istiyordum."

Bayan Jenna, soylu ailesinin işlerinden çok sıkılıyor ara ara gelip kendini normal halkın arasına atıyor, gerçek bir şeyler arıyordu. Bir terzi arayışındayken Mary'i bulmuş ve zamanla gel-git yaparak onu arkadaşı bellemişti. Mary ise soylu olması hasebiyle bu durumdan çekiniyordu.

Mary, genç kadına ısınması için bir şal verdi.

"Size sıcak çay getireyim, konuşurken içeriz. Hem sabah Bay Bill'in pastanesinden taze tatlı aldım, siz seviyorsunuz."

Kadın heycanla konuştu. "Tanrım, sen meleksin! Bizim orada onlardan olmuyor biliyorsun. Ah, canım nasıl çekiyordu bir bilsen!"

Kız koşuşturdu. "Hemen getiriyorum, siz dinlenin."

Bayan Jenna, cam kemarına oturmuş aşık olduğu yağmuru izliyordu. Bir yandan sevgilisini düşündü; arkadaşına anlatmak için sabırsızlanıyordu.

Çay ve tatlıyla dönen kız, tepsiyi aralarında ki masaya koyup arkadaşına ikram etti ve karşısına oturdu. Kadın dalmıştı ve endişeli görünüyordu.

"Bayan Jenna, bir sorun mu var? Sizin için endişeleniyorum."

Jenna, Mary'e sevgiyle baktı. "Endişelenme canımın içi." Kadının bakışları aşağı düştü. Mary iyice meraklandı.

"Ailem evlenmemi istiyor, üstelik sevmediğim bir adamla. Dükün oğlu Bradley ile."

Kız çok şaşırdı. Bradley kötü bir değildi ama duyduğu üzere çapkın tekiydi. Jenna harika biriydi, elinin değdiği her şey güzelleşirdi. Dolayısıyla kont onu içtenlikle kabul etmiş olabilirdi. Ama Jenna hiç bir şekilde mantık evliliği yapamayacak kadar duygusaldı ve aşka değer veriyordu. Eğer bu evlilik gerçekleşirse Jenna'ya çok yazık olurdu.

"Kabul etmeyeceksiniz değil mi? Sizi tanıyorum; size değer vermeyen, sizin de değer vermediğiniz biriyle yapamazsınız siz. İstemezsiniz bunu."

"Elbette kabul etmeyeceğim, ama canım arkadaşım bazen tamamen bize ait kararlarımız bizden öyle haksızca sökülüp alınıyor ki... İtiraz etme hakkımız bile kalmıyor ortada. O kadar ki bizi öldürme haklarını buluyorlar kendilerinde."

Mary dehşete kapılmıştı.

"Öyle bakma bana, ben demiyorum bunları. Bilirsin ki daha önce olmuş şeyler bunlar. İmparatorluk katıdır. Bazen elden bir şey gelmez; ya onu dinlersin ya da onun tarafından öldürülürsün."

İki genç kadın, kocaman dünyanın çıkmaz sokaklarını, kırılmaz sert kabuklarını ve vahşetini düşünerek bir türlü dinmeyen yağmuru izlediler. O dünya sıcak çaylarını zehir etmeyi iyi biliyordu.

Miss Tailor and Musician ManHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin