kırk yedi

12 2 0
                                    




Tüm o mor ışık altında kalbimi ona teslim edişimde bir yanılgı olmalıydı. Hayatta her zaman üst üste mi sınanırdık? Her şeyin birbiriyle bu kadar bağlantılı olması ruhun azap doğurmasına sebebiyet verirdi. Ruhumun azap çektiği yerde sana seslendim.

Mor'u gördüğüm her yerde seni aradım. Tüm varlığımla, tüm bedenimle ve sonuç olarak zihnimi sana çevirdim. Çok öfkeliydim, morun yakıcılığında sana kanımı akıttım. Ya da ben öyle sandım. Kanım sana ulaşmamış. Azap sonucu zihnimi kaybettim. Kelimelerim birbirini tekrar eden birer sıradan dizeden ibaret oldu. Yaşadıklarımsa kelimelere dökemeyeceğim kadar uçtu. Hislerim paramparça, ruhumun sancılı yansımalarına döküldü. Her bir yanılsama, bana her türlü azap şeklinde ayna oldu. Notaların kalbimde yarattığı ritimde canım seni yarattı. Hissedemediğin birini en çok hisseden biri olmak ne demek bilmiyorsun. Beni mahvederken ağırlığını sana yüklemedim. Çünkü ben kendimden sorumluydum. Herhangi biri olamadığım için sorumluydum. Hata, yanlış, bozuk bir zihin karşısında saplantılı bir zihne karşı gelemezdim. Altında ezilip üstünde bir taht kurmalı bir denge oluşturduk. Aşk, budur. Aşkın zehirli yönüydün. Her enkaz altında kaldığımda sana sığınışım benim en büyük enkazımdır. Aşkın zehirli yönü olurken, zehrin her seferinde oksijenden daha fazla nefes aldırdığını unutmuşum gibi.

Tüm sesler beni bastırıyor şimdi. Yok ediyor. Nefesimi benden çalıyor. Çocukluğumdan çıkmışım. Yaşadıklarım bıçağından daha keskin. Ağırlıktan nefret ediyoruum. Her şeyi kontrol edemem. Kelebek etkisine mi aittim? Ben bir kelebek değilim. Artık ne olduğumu bilmiyordum. Senin gibi bir canavar olabilirim ama sana benzemediğim yönlerim var. Canavar olurken bile eşsizim. Herkes beni hayal kırıklığına uğratırken, üstelik kimse hakkında hayal bile kurmamışken ben, evimizin içinde. Kelimelerimin büyüsünü kaybederken. Ruhum kalbimin kucağında can verirken.

Sadece düştüm.

Ruhumun Dumanından ÇıkanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin