Herkes yerine geçti. Ayağa kalktık. Öğretmen,
"Günaydın çocuklar."
"Günaydın!" Dedik hep bir ağızdan. Sıralarımıza oturduğumuzda sınıf bişeyler fısıldıyordu. Öğretmen yeniydi ve bize kendini tanıttı sonrada bizim ona kendimizi tanıtmamızı istemişti. Sırayla kalkıp hocanın sorduğu sorulara cevap veriyorduk. Klasik sıradan sorular işte. Adın ne? Soyadın ne? Annen ne iş yapıyor? Baban ne iş yapıyor? Bir dakika, baban ne iş yapıyor? Bir an duraksadım. Babam artık yoktu ki. Hem zaten babam çalışmazdı. Ne diyecektim ben? Babam sadece içki içip, kumar oynayıp, annemi dövüp, abimlerin alın teriyle kazandıkları paralarını ellerinden almasını bilirdi mi diyecektim? Ne utanç verici bir babam vardı benim. Nasıl bir babam vardı benim nasıl? Ben öyle söylersem arkadaşlarım ne derdi? Ne düşünürlerdi? Ağlayacak gibi oldum, gözlerim dolmuştu ve sıra bana çoktan gelmişti. Hoca defalarca bana seslenmiş bense duymamıştım.
"Senn! Sana söylüyorum duymuyor musun kızım?"
"Aa.. şey. Üzgünüm dalmışım öğretmenim."
"Herneyse, adın? Soyadın?
"Su.. su çevik."
"Hımm. Güzel isim. Annen ev hanımı mı?
"Eskiden, oturduğumuz apartmanın merdivenlerini silerdi. Ama şuan çalışmıyor."
Bunu söylerken hiç utanmamıştım. Annem asla utanılacak bişey yapmıyordu. Alnının teriyle para kazanıyordu. Başka kötü yollarla haram para kazanmıyordu. Bu yüzden annemle gurur duyuyordum ve yaptığı iştende.
Ama sınıf dalgasını geçiyordu, yine en başta berna..
"Ahahahah ay yazıık!"
Hoca birden bernaya kızmaya başladı.
"Bunda gülünecek bişey yok kızım, asıl gülünecek durumda olan sensin."
Berna hiç aldırış etmeden kafasını çevirdi. Benim ise yüzümde hafif bir gülümseme oluştu. Sıra babamdaydı, kalbim yerinden çıkacaktı sanki ne diyeceğimi bilemiyordum hemde hiç.
"Annenle gurur duymalısın su. Peki ya baban?"
Öğretmen bunu sorduğunda kusacak gibi olmuştum. Sınıfın gözleri benim üstümdeydi ve söyledim.
"Çalışmıyor."
"Pekala, teşekkür ederim. Oturabilirsin.
Sırama oturduğumda hayla kusacak gibiydim ve hocanın yanına giderek tuvalete gitmek için izin aldım. Sınıftan çıkınca koridorda delice koşmaya başladım, tuvalete zor yetiştim. İçimde ne varsa gözümden yaşlar akana dek kustum. Ağlıyordum, oturdum ağlıyordum.
Arkamdan pelinin geldiğini duymamıştım.
"Su.. su iyi misinn?"
"İyiyim, bişeyim yok."
Elimi yüzümü yıkarken aynada o zayıf, çelimsiz, kıza baktım. Bu ben miydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAMIN EKSİKLİĞİ
De Todohayatını küçücük bir kıza zindan eden bir baba işte daha ne olsun