Bardan içeri girdiğimde ilk yöneldiğim kısım içkilerin satıldığı yer olmuştu. Pedro tekilamı koyarken bir yandan da konuşuyordu.
-Senin evde olman gerekmez miydi?
-Pedro, onunla isteyerek evlenmediğimi biliyorsun. Üstelik az daha bir kızın beyin kanaması geçirmesine sebep olmama sebep oluyordu.
Tekilamı dikleyip bir daha doldurması için masaya koyup onun tarafına ittim.
-Belki de geçirmiştir. Bilemiyorum.
dedim doldurduğu bardaktaki içkiyi yudumlarken.
-Bana ne olduğunu anlatacak mısın ?
-Eve kız atmış. Benimde haberim yok tabi... Gece su içmeye kalktım karanlıktı etraf bardağı bile zor görüyordum. Birden sesler duydum ve refleks olarak elime aldığım ilk şeyle kafasına vurdum. Yee düştüğünde lambayı açtım. Tanımadığım sarışın ve çıplak bir kadın yatıyordu. Bende Eugenio'yla kavga edip buraya geldim.
-Kız yerine Eugenio'da olabilirdi.
-Sanmam.
İçkimi içip tekrar önüne ittim.
-O olsaydı ışığı yakardı.
Kafamın güzel oluşuyla konuşmanın başından beri yanımda oturan kişiyi daha yeni farketmiştim. Sırıtarak içkisini içerken diğer yandan da gizleme gereği bile duymadan beni süzüyordu. Ona dönerek sordum.
-Bir şey mi var ?
-Hayır sadece konuşmanıza istemeyerek kulak misafiri oldum ve kocanın ne tür bir salak olduğunu düşünüyordum.
-Salak olduğu kesin ama seni böyle düşündüren nedir ?
-Senin gibi güzel bir kızı aldatmış. Bence yeterli bir sebep.
-Onunla isteyerek evlenmedik.
Bana "bacakların kalın" dedi inanabiliyor musun ? Sence kalın mı ?
Diyerek sarhoşluğun verdiği bir kararlılıkla bacağımı ona doğru uzatıp kısa olan eteğimi iyice yukarı çektim.
-Bence fiziğin mükemmel. Ve şu eteğini indirirsen.. Herkes sana bakıyor.
-Canları cehenneme. Ben Allison.
-Fernando. Hadi seni eve götüreyim.
-Bay Fernando.
Kollarımı boynuna dolayıp arzu dolu bir sesle fısıldadım.
-Götür beni.
Fernando gülümseyip beni kucağına alarak motosiklete oturttu. Kaskın tekini bana uzattırken diğerini kendi taktı ve sıkı tutunmamı isteyip motosiklete bindi. Dediğini yapıp kollarımı sıkıca ona doladım. Yolun ortasında sesini duyurmaya çalışarak bağırdı.
-Evin nerde?
-Sağdan! Dur! Soldan! Sahi nerede oturuyordum ben ?
Deyip kahkaha attım. Hep bu sarhoşluk yüzünden.
-Anlaşıldı, sana bana götürüyorum!
Sarhoşluğumun verdiği etkiyle cevap vermek yerine kahkaha attım. Aradan 10 dakika geçmişken motosikleti bir evin garajına bıraktı. Elimi tutup beni evin içine soktu. Kapıyı kapatıp birden dudaklarıma yapıştı. Aklımdan onu itmem geçerken dudaklarım benden izinsiz hareket etmeye başladı. Hızla geri çekilerek tokat attım.
-Evli olduğumu biliyorsun.
-Ne yapalım evliysen ?
-Bırak beni dokunma bana
Elleri beni taciz ederken dudakları hiç rahat duymuyordu. Bende çığlık atmakla meşguldüm. Son bir gücümle onu itip kapıya koştum. Kapıyı açıp dışarı çıktım. Caddenin ortasında beni yakalamış eve sokmaya çalışıyordu. Çığlıklarımı herkes duyuyor ama kimse yardıma koşmuyordu. Belki de duymuyorlardı. Birden bir evin kapısı hızla açıldı ve onu gördüm. Bir ona bir bana bakıyordu. Fernando saçlarımdan tutup beni içeri sokmaya çalışırken koşarak yanıma geldi ve Fernandoya sert bir yumruk geçirdi. Fernando yere yığılırken tek eliyle muhtemelen kırıldığı için kanayan burnunu tutuyordu. Eugenio yere eğilip kalkmasına izin vermeden bir tane daha yumruk geçirdi. Eugenionun arkasına saklanıp ellerimi omzuna koydum.
-Kimsin lan sen ?
Ellerimi çekip öne geçtim ve cevabı ben verdim.
-Kocan.
Eugenio bana sarılarak sakinleştirmeye çalıştı. Normalde asla sarılmazdı ama şuan onun gözünde tecavüze uğrayacakken kurtardığı yabancı biriydim. Eve girdiğimizde yine eski haline dönmekte geçikmedi.
-Ne işin vardı o adamın evinde söylermisin?
-Barda tanıştık. Sarhoştum ve beni eve bırakmayı teklif etti. Yolu unutunca da beni kendi evine getirdi. Hem sen nerden çıktın?
-Allison seni getirdiği ev bizim evin yanındaki ev! Fark etmemende ayrı bir salaklık!
-Nerden bileyim bana tecavüz etmeye kalkışacağını. Hem senin yüzünden. O kızı eve atmasaydın...
-Yeter artık Allison. İstediğim kızı eve atarım ve sen buna karışamazsın bir daha da sarhoş olma! Seni sürekli ordan burdan toplayamam. Seninle isteyerek evlenmedim!
Dediklerini sindirmeye çalışmak için yutkundum. Gözümden bir yaş düşerken gözlerimi ona diktim.
-Bende senle isteyerek evlenmedim.Ta ki dudaklarını bana sunana kadar
Deyip yanından geçtim. Cevap vermesine fırsat vermemiştim. Cevabına da ihtiyacım yoktu zaten. Odamın kapısını kitleyip kendimi yatağa attım ve uykunun rahatlatıcı kollarında tura çıktım.