"Eh o zaman odamı gösteriyim ben sana" gülümseyip odasına girmişti. Arkasından yürümüştüm.
Oda kapısının hemen yanında bir çalışma masası, masanın üstünde birkaç defter, pano, panoda kendine ait ve arkadaşlarıyla olan resimleri vardı. Yatağının karşısında bir kitaplık ve dolabı vardı.
"Sana kıyafet veriyim ben." dolabına yönelmişti "Ve gerek olup olmadığını sormuyorum." Zaten yeterince zahmet oluyorum ona ve bu çok kötü hissettiriyor.
Dolaptan birkaç kıyafet alıp bana uzattı "Bunlarla daha rahat edersin."
"Teşekkürler."
"Eh o zaman ben gidiyim sen burda rahatına bak uykun geldiğinde uyursun." Bana gülümseyip odadan çıkmış ve kapıyı kapatmıştı.
Üstümü değiştirip masaya oturdum ve fotoğrafları inceledim. Köşedeki fotoğrafa bakarken gözüm daldı.
Minho'yla Felix bu kadar yakın mıydılar? Vay canına. Yanındaki fotoğrafları inceledim. Kedilerle fotoğrafları vardı. Galiba kedileri çok seviyordu. Fotoğraflara bakmayı kesip yatağa yattım. Motora bindiğimde aldığım koku vardı yatakta. Minho'nun kokusu. İnsanları kokularından ayırt edebilirim, seviyorum bu özelliğimi. Alarmımı kurup uyumaya çalıştım biraz oylandıktan sonra uyudum.
Çarşamba
Sabah erken uyanmayı sevdiğim için erken kalkmıştım. Üstümü değiştirmeden odadan çıktım. Hala uyuyordu, kirpikleri çok güzelmiş. Kahvaltı hazırlama kararı alıp mutfağa ilerledim. Mutfak ile salon birleşik olduğu için çok ses çıkarmamaya çalıştım.
Masayı hazırladıktan sonra Minho'yu uyandırmaya gittim ama nasıl kaldıracağımı bilmiyordum.
"Minho" Yavaşça omzunu dürttüm. Elimi tutup yanağına götürdü. Bir an ne yapacağımı bilemedim, elimi çektim. Yeniden dürtünce uyandı. "Hı, sanada günaydın." yattığı yerden kalkarak gözlerini ovuşturdu. Çok yakışıklıydı.
Ayağa kalkınca hazırladığım masayı gördü. "İzinsiz bir şeyler yapmak istemezdim ama eğer seni uyandırırsam hazırlamama izin vermeyeceğini düşündüm. Seungmin'in odasına baktım ama yoktu."
Doğru düşünmüşsün, o güzel ellerini kahvaltı hazırlamak için yormamalıydın.
Bana gülümseyip masaya ilerleri. "Seungmin bazen sabahları spora gider, geç gelir, hiç evde durmuyor bu çocuk, hepsi Chan hyungu etkilemek için. Ve masa için teşekkürler."
"Rica ederim." Masaya oturup yemeğimizi yedik. Yemekten sonra üstünü giymek için odasına gitti. Ben ondan önce giyinmiştim.
Şarj kablomu odada unuttuğumu fark edince kapıya yönelip kapıyı tıklattım. "Girebilirsin." İçeri girdiğimde aynanın karşısında kravatıyla uğraşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
19 || Minsung ✓
FanfictionDudaklarım Minho'nun dudaklarıyla birlikte olduğu sürece çevremdeki hiçbir şey pekte umrumda değildi. [Düz yazı] [MiniFic]