"Orospu çocuğu ağzını topla." Woo'nun göğsüne vurup ittirmişti. "Asıl sen ağzını topla. Bak sevgili ibnen seni bekliyor ona gitsene."
Minho hızlıca Woo'nun suratına bir yumruk atmıştı. Woo yumrukla olduğu yerde sarsılmıştı. Ardından Minho'nun suratına bir yumruk vurmuştu. Şokla olduğum yerde onları izliyordum. Çok fazla panik yapmıştım ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
Minho yeniden yumruk atmıştı ve birlikte yere düşmüşlerdi. Minho Woo'nyn üstünde ona yumruk atıyordu. Woo arada ona karşılık vermeye çalışıyordu. "Siktir git üstümden orospu çocuğu." Woo Minho'nun altında zar zor konuşmaya çalışıyordu.
Tek hamleyle yerlerini değiştirmişti Woo. Şimdi Woo Minho'nun üstünde ona vuruyordu. Herkes etrafta ikiliyi izliyordu, kimse onları durdurmuyordu. Woo'nun suratı kanlar içindeydi.
"Canın yanıyor mu ha? Kardeşiminde canı yanıyor senin yüzünden!" Woo sürekli Minho'yla uğraşan biriydi. Sürekli birbirlerine sataşmaya yer ararlardı, nefret ediyorlardı birbirlerinden.
Bildiğim kadarıyla Woo'nun küçük kız kardeşi Minho'yu seviyordu geçen sene. Minho ona erkeklerden hoşlandığını söyleyip kızı reddettiğindede kendine zarar vermeye başlamış. Woo'da bu sebepten Minho'dan nefret ediyordu. Ama Minho'nun hiçbir suçu yoktu.
Araya giren nöbetçi öğretmen ayırmıştı onları. Daha sonra onlarla konuşacağını söyleyip önce revire gitmelerini söylemişti. Woo Minho'ya kötü bir bakış atıp arkadaşlarıyla beraber ordan uzaklaşmıştı.
Minho gözlerini benimle buluşturmuştu. Hala olduğum yerde duruyordum. Yanıma geldi. "Özür dilerim kendime hakim olamadım."
Gerçekliğe dönüp kolunu tuttum. "Revire gidelim."
Kafasını salladı. Birlikte revire gittik. Hasta yatağına oturdu, hemşire yaralarına bakmaya başladı.
"Ah siz çocuklar, kavga hiçbir sonuç vermiyor inadına kavga edip bana geliyorsunuz."
Güldü Minho. Kızgın bir şekilde bakıyordum ona. "Ne diye kavga ettiniz?"
"Laf attı be ablam."
"Hep laf ederler zaten."
"İbne dedi abla. Ne yapsaydım izlese miydim?"
"Kavga etmen gerekmezdi." Konuşmalarını bölerek konuşmuştum.
"Haklı çocuğum."
"Tch anlamıyorsunuz beni ay- abla acıdı napıyorsun?" Yumrukla kan içinde kalan alnına sürdüğü ilaçla ciyaklamıştı Minho. "Kavga etmeden düşünücektin beyefendi. İlaç sürüyorum ilaç."
Alnındaki yarayı temizleyip bandaj yapıştırmıştı.
Yan taraftan gelen sesle hemşireyi oraya çağırmışlardı. "Sen bunu kaşına ve dudağınada sür sonra gidebilirsiniz." Bana dönerek konuşmuştu, kafamı sallamıştım, gitmişti.
Elime pamuğu alarak hasta yatağında oturan Minho'ya doğru ilerlemiştim.
"Gözüme bak." Elimi kaşına götürken kaşına bakıyordum. "Gözüme bak Jisung."
Gözümü gözüne indirdim.
"Özür dilerim."
Gözümü yeniden kaşına çıkardım. Ellerini belime sarıp beni kendine çekip bacaklarının arasına aldı. "Yapma böyle lütfen."
"Yapma Minho." Geri çekilmeye çalıştım ama bırakmadı. "Asıl sen yapma güzelim." Kaşındaki elimi indirip yeni pamuk alıp ilaç sıktım ve dudağına götürdüm. "Dudağını arala." Dediğimi yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
19 || Minsung ✓
FanfictionDudaklarım Minho'nun dudaklarıyla birlikte olduğu sürece çevremdeki hiçbir şey pekte umrumda değildi. [Düz yazı] [MiniFic]