Onu derin uykusundan uyandıran ısrarla çalan telefondu. Daha fazla kulaklarını tırmalayan sese dayanamayıp yatağında doğruldu. Saat daha gecenin 03.40'ydı. Gece lambasını açtı, ve kendine gelmek için komodinin üstündeki soğuk buzlu sudan birkaç yudum içti.
Ardından soğuk suyu gözlerinde ve yanaklarında kısaca gezdirdikten sonra telefonu en sonunda açtı. Arayan Özge'ydi."Eğer birkaç sefer daha bu kadar erken açarsan telefonun başında benim aramamı beklediğini düşüneceğim..." Diye söylendi telefonda otoriter sesi ile.
"Gecenin bu saatinde niye aradın? Daha sabah ezanı okunmadı, güneş doğmadı bile." Diye açıklama yaptı kız.
"Acil gelmen gerek.." Dedi Özge.
"Uyuyorum. Sabah bakarım." Dedi kız. Tam telefonu kapatacakken Özge konuştu.
"Bir cinayet vakası.." Dedi.
"Ve olaylar baya karışık.. Şey.. Ayrıca... Cinayet büroya yakın bir mesafede gerçekleşmiş, ve nasıl desem... Demir bütün işi bize yuvarladı.. Şey...Bak...Bak daha fazla konuşmak istemiyorum, lütfen sadece gel."
Kız Özge'nin konuşmalarına şaşırmıştı. İlk defa sesi bu kadar çaresiz ve yıkılmış geliyordu.
"Ne beklerdim ki zaten?" Diye aldırış etmeden söylendi kız, iş arkadaşı Demir'e..
"Geliyorum. Sadece 5 dakika ver bana." Dedi ve telefonu kapattı. Üstüne hızlıca uzun ve kalın bir kazak, altında siyah bir pantolon, ve üstüne uzun siyah bir kaban aldı. Uzun saçlarını bileğindeki tokası ile gevşek bir topuz yaptığında kabanın şapkasını başına geçirdi ve çantasını alıp evinden çıktı.
Arabasına bindi, ve hızlıca büroya doğru gitti. Büroya vardığında ilerideki polis arabası ışıkları gözlerini aldı. Arabasından inip sağ eli ile gözlerini korudu olay yerine yaklaşırken. Özge'yi olay yerinde bir yere bakarken gördü ve hızlı adımlarla ona ilerledi.
Özge onun geldiğini anladı, fakat gözlerini yerden ayırmadı.
Kız, Özge'nin baktığı yere baktığında birkaç saniye dondu. Bu, gerçek olamazdı..
Gözleri anında dolduğunda yerde kan içerisinde yatan cesede doğru hemen koştu. Fakat onu Özge ve 1 polis tutmuştu.Kız onların kollarında çırpınırken bağırmaya başladı. Gözlerinde ki yaşlar kurtuldu, ve yanaklarına doğru yol aldı.
Özge'nin de gözlerinden yaş aktığında kız daha fazla dayanamadan yere çöktü.
"O..." Dedi sesi titrerken.
"O öldü..." İlk defa duygularına yeniliyordu bu kız. İlk defa herkesin karşısında ağlıyordu. Onun için ağlamak güçsüzlüktü çünkü.
"Hayır..." Dedi hıçkırıklarının arasında.
"O ölemez.." Dedi yerde yatan ikizine ağlayarak yalvarırken.
"Bırakın beni!" Diye bağırdı polise.
"Bırakın." Dedi Özge.
Polis tereddütle bıraktı. Kız polisin kendisini bırakması ile yerde yatan ikizine koşmaya çalıştı. Özge kızın önüne geçti ve kollarıyla kızı sardı. İkisi de yere çökerken kız konuştu.
"Ben...Ben yaşayamam Özge...Öldür beni.. Ne olur öldür beni...." Diye yalvardı arkadaşına.
En sonunda arkadaşı onu kollarından tuttu ve sarstı kendine getirmek için.
"Hayır Melisa. Sen.. Sen bu değilsin, güçlü olmalısın.. Yalvarma. Kimseye yalvarma. Bana bile. Onun için yaşamalısın.." Diye azarladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAKALARDAN İZLER
Mystère / ThrillerDünya büyüktü. İnsanlar acımasızdı. Ve suçlular fazlaydı. Kendini arkadaşları gibi işine adamıştı o da. Kolay değildi tabi ki. Çabaladılar. Başardılar, ve başaracaklar. Her gün yeni vakalar ile uğraşırken kendi ruhsal sağlığını korumak pek de...