Gizli Küre

45 6 4
                                    

İkimiz de yerlerimizi almış ve planı uygulamak için hazırlanmıştık. Hayatımız çoğunlukla San'ın elindeydi. O başarırsa, hepimiz kurtulabilirdik. San'ın yapması gereken şey, maskelileri üstüne çekip onlarla birlikte küreyi aşağı indirmekti. Nasıl yapacağını bilmiyordum ama yapmalıydı. Ben de odaya kurduğum mikrofondan herkese talimat verecektim. "San, hazır olduğunda gidebilirsin." "Merak etme kaptan, ben her zaman hazırım." Başımla onaylamamla San boşluğa doğru koşmaya başlamıştı. "Hey maskeliler, buradayım. Sıkıysa yakalayın beni!" Adamlar deli gibi San'ın üstüne doğru koşuyorlardı. Evet, sıra bende. Umarım mikrofonum bir işe yarar. "Hala-Hala-Hala-Hala-Halazia, Hala-Hala-Hala-Hala-Halazia!" Herkes sesin nereden geldiğini anlamaya çalışarak etrafa bakıyordu. Sanki sihirli bir söz söylemişim gibi maskeliler San'ın çevresinde daire oluşturmuştu. Yeosang ilk başta kendini Halazia olarak tanıttığı için gardiyan ilk olarak onu hedef almıştı. Ne yapacağımızı düşünürken, San birden küreye bağlı zincirleri aşağı doğru çekmeye başladı. Maskeliler oldukları yerde durup izlerken, Halazia'nın onları yönlendirebileceğini düşünerek tekrar şarkımı söylemeye başladım. "Hala-Hala-Hala-Hala-Halazia, Hala-Hala-Hala-Hala-Halazia!" Maskeliler, San ne yaparsa yapmaya başlamışlardı. Hepsi zincirin bir ucundan tutuyor ve aşağı doğru çekiştiriyordu. Onlar orada oyalanırken, hızlıca aşağı inip Yunho'yu kurtarmaya gittim. Kapıyı açtığım gibi dışarı fırlayan Yunho, doğruca korkuluğa doğru gitmişti. Arkasından koşarak ona yetişmeye çalışıyordum.

Korkuluğun yanına vardığımızda Yeosang, Seonghwa, Jongho ve Wooyoung, gardiyanın karşısında durmuş bakıyorlardı. "Halazia, bunlar senin başının altından mı çıktı?" "Hayır gardiyan. Ben sadece dünyayı kurtarmak için geldim, sana dokunmayacağım. Kaptan, Yunho hadi gelin!" Yeosang'ın bağırmasıyla Yunho ve ben, dördünün arkasına geçmiştik. Hava gittikçe kararıyordu ve ne yapacağımızı bilmiyorduk. "Kaptan, o korkuluğu yok etmemiz gerek!" "Ama nasıl!" "Tekrar şarkını söyle, onda bir şey var hissediyorum." Korkarak sadece "Tamam Wooyoung." diyebilmiştim. Dediği gibi şarkıyı söylemeye başladım. "Hala-Hala-Hala-Hala-Halazia, Hala-Hala-Hala-Hala-Halazia!" "Bakın, oldu!" demişti Seonghwa. Önünde dizildiğimiz korkuluk, arkamızda alevler içinde yere düşmüştü. "Çabuk koşun, San'a yardım edin!" "Tamam kaptan!" Hepimiz San'ın yanına doğru koşuyorduk. Gittiğimizde, hâla maskekilerle küreyi çekiştiriyordu. "Yardım edin, tek başımıza yeterli değiliz!" Hepimiz zincirin bir ucundan tutmaya başlamıştık.

Zincirleri çeke çeke en sonunda indirmeyi başarmıştık. Son hızda yere düşen küre, zeminin milim santimle üstündeyken dağılıp, toz dumanına dönüşmüştü. Çevremize baktığımızda, etrafımızda 1 tane bile maskeli yoktu. "Arkadaşlar, çatıya bakın!" diyen San'ın sesiyle hepimiz yukarı bakmıştık. Maskelilerden 4 kişi, onlara baktığımızı görünce geri adımlarla oradan uzaklaşmıştı. "Kurtulduk mu şimdi?" "Evet kaptan kurtulduk, senin sayende kurtulduk..."

Arkadaşlar selam! Biliyorum çok güzel olmadı ama Halazia'nın bana verdiği vibe'la bir fic yazmak istedim umarım beğenmişsinizdir, oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorumm... 💓

нαℓαzια | ATEEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin