4.Bölüm (toprak kokusu)

22 3 0
                                    

2 gün sonra...

Çalan Alarmın sesiyle açtığım gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım telefonu elime alıp alarmı kapatarak Besmele çekip yataktan kalktım yatağımı toplayıp, odadan çıktım banyoya gitmeden önce mutfağa göz ucuyla baktım annem yine sabah erkenden kalkıp kahvaltı hazırlıyordu banyoda ihtiyacımı giderip elimi yüzümü yıkadım abdestimi de aldıktan sonra banyodan çıktım mutfağa giderek annemi öpüp kollarımla boynuna sarıldım.

- ah be sultanım kaç defa dedim sana erkenden kalkıp kahvaltı hazırlama diye niye zahmet ediyorsun zaten pek de bir şey yemiyorum.

- sabah kahvaltı yapılmadan okula gidilir mi hiç zaten kaç kez dedim sana bir kaç gün daha okula gitme ama beni dinleyen kim tam toplasaydın kendini böyle içim rahat etmiyor ki.

- bir şey olmaz sultanım hem derslerden geri de kalıyorum okula gitmem lazım benim bu yıl girmem gereken bir sınav var ben böyle yaparsam sınav nolucak peki, ben şimdi hazırlanmaya gidiyorum sende git uyu ben mutfağı hallederim.

Birkez daha annemin yanağını öpüp odama girdim feracemi giyip siyah renk eşarpı da taktıktan sonra akşamdan hazırladığım çantamı aldım zikirmatik feracemin cebinde olduğunu doğrulamak için ceplerimi yokladım cebimde olduğundan emin olduktan sonra mutfağa girdim annem mutfakta olmadığına göre uyumuştu büyük ihtimalle besmele çekerek kahvaltıdan biraz atıştırdıktan sonra ELHAMDÜLİLLAH deyip sofrayı topladım, mutfağı hallettikten sonra sandalyenin yanına bıraktığım çantamı alıp evden çıktım.

Okulun bahçesinden içeriye girerken bir kaç öğrencinin sırada olduğunu diğerlerininde yüzlerindeki hoşnutsuzlukla sıraya girmek için banktan kalkıp sıraya doğru geliyorlardı gözümle bahçeyi tararken gözlerime takılan bir çift ela gözle bakışlarımı yere indirerek sıraya girdim ögrencilerin biraz ilerisinde duran diğer öğretmenlerle birlikte sohbet ediyordu. Adımlarımı hızlandırarak Sıraya girdim her ne kadar acele etsem de sırtımdaki bakışı bir süre daha hissetmiştim bu birazda olsa gerilmeme sebep olmuştu. Müdür her sabah olduğu gibi yine uyarıda bulunmuş ve bizim içeriye girmemize izin vermişti, sınıfa girip sırama doğru ilerledim çantamı sıraya bırakıp oturdum çantamdan ilk dersin kitabını çıkarıp masama bırakıp sınıftaki arkadaşlara baktım her birinin çıkardığı seslerden rahatsız olsam da sesimi çıkarmadan onları izledim tek temennim hocanın çabuk gelmesiydi. Aradan geçen 15 dakikanın sonunda matematik hocasının gelmesiyle birlikte sınıftaki gürültünün yerini sakinlik almıştı, defterimi çıkardım not almdan önce iki sayfa boş bıraktım konunun başlığını yazdım hem hocayı dinleyip hemde not aldım tahtaya yazılan soruların çoğunu bildiğim ve çözdüğüm halde ne hocaya söyleyip ne de her zamanki gibi de tahtaya çıktım ben buydum işte göz önünde olmayı hiç bir zaman sevmezdim ve göz önünde de bulunmamak için de gayret ediyordum dersin sonuna yaklaşırken bu gün de zamanın çok çabuk geçtiğini kendime hatırlatıp hocanın 5 dakikalık da olsa boş bıraktığı zamanda çantamdan çıkarttığım kitabı okumaya başladım.

Zil çalar çalmaz hoca sınıfdan çıkmıştı ki çabucak öğretmenler odasına gitmek istediği belliydi, başımı kitaptan kaldırmadan okumaya devam ettim kaç dakika daha geçti bilmiyorum ama birazdan zil çalacağı belliydi. Tüm dikkatim dağılmaya başlayınca hafifçe kaçlarımı çattım, tekrardan kitaba odaklanmaya çalıştım ama yanımdan birisinin geçmesiyle dağılan dikkatim daha da dağılmıştı gözlerimi kapatıp derin bir nefes çektim burnuma dolan yağmur sonrası o Toprak kokusuyla birlikte başımı kaldırıp kokunun sahibine baktım, başımı kaldırmamla Miraç hocayla karşılaşmam beni afallatmıştı. Miraç hoca başımda durup merakla elimdeki kitaba bakıyordu, bir süre sonra ela gözlerini kitaptan çekip gözlerime baktı. Gözlerinde çözemedigim bir ifade vardı ve bu ifade hem beni meraklandırıyor hemde garip duygulara sürüklüyordu, Miraç hoca gözlerini benden çekip ön sıradaki birkaç kişinin de kitaplarına baktıktan sonra sınıftan çıkmıştı. Bakışlarımı kitaba çevirdiğimdeyse karşılaştığım kelimelerle bu duyguların içine daha da çekilmeme sebep olmuştu. Kitabı kapatıp çantama tekrar koydum ve hocayı beklemeye başladım.

***************************************

Son ders zili de çalınca çantamı toplayıp sınıf'dan çıktım merdivenlerden inerken saate baktım neyse ki öğle arasında NAMAZIMI kılmıştım. Cebimden telefonumu çıkartıp annemi aradım uzun çalıştan sonra hem korkmuş hem de tedirgin olmuştum.

- "efendim kızım" diye cevapladı annem

-" selamünaleyküm sultanım hayırdır İNŞAALLAH neden telefonu bu kadar geç açtın bir sorun mu var?"

- "aleykümselam güzel kızım yok bir sıkıntı yok çok şükür yemek yaptığım için geç cevap verdim sen neredesin çıktın mı okuldan"

- "şimdi çıktım sultanım bir şey lazım mı diye aramıştım"

- " gelirken iki ekmek alsan yeterlidir kızım"

- "tamam annem gelirken alırım ALLAHA EMANET OL"

-" sende ALLAH'A EMANET OL kızım gelirken dikkatli ol tamam mı"

-" tamam sultanım tamam dikkat ederim." Telefonu kapatıp cebime koydum çantamı bir kez daha düzeltirken ellerimi feracemin ceplerine koydum havalar gittikçe soğumaya başlamıştı, evin yakınındaki marketten ekmek alıp çıktım eve varınca çantamdan dış kapının anahtarını alıp kapıyı açtım bahçeden geçip kapının önüne geldim ayakkabılarımı çıkarıp kapıyı çaldım annem kapıyı açınca selam verip içeri geçtim içerdeki yemek kokusuyla daha da acıkmıştım odama geçip üzerimi değistirdim her ne kadar dikkat etsem de sırtımdaki morluklar hâlâ ağrıyordu her ne kadar anneme belli ettirmesem de canımın acıdığı aşikârdı, üzerimi değiştirip banyoya geçtim elimi yıkayıp abdestimi tazeledim sofraya oturup besmele çekerek yemeğe başladım. Annem sürekli ağrım olup olmadığını soruyordu yalan söylememek için de kaçamak cevaplar vermek zorunda kalıyordum yemeğimi bitirip mutfağı topladıktan sonra odama geçip Nazlı'dan aldığım defterle boş bıraktığım yerleri doldurup konular üzerine çalışıp biraz da sorularla meşgul olmuştum. Akşam EZANI okununca' ya kadar çalıştım akşam EZANI okunmasıyla abdestimi alıp annemle birlikte cemaat şeklinde NAMAZA durduk. NAMAZI bitirdikten sonra Kur'an Kerim'i alıp okumaya başladım ben okudum annem dinledi, Kur'an ruhun gıdasıydı ruha şifayıdı RABBİMİ anmak onunla konuşmaktı Kur'an Kerim'i bitirdikten sonra anneme akşam yemeğini yemiyeceğimi söyleyip odama geçtim Kur'an Kerim'i dolabımdaki yüksek rafa bırakıp yatağıma geçtim zaman ne kadar hızlı da geçse yorulmuştum derin bir nefes çekip sağ tarafıma döndüm çektiğim nefeste burnuma toprak kokusu dolarken huzursuzca yerimde kıpırdadım Galiba en iyisi uyumaktı bu yorgunluk bana iyi gelmemişti.
Dilimde ALLAH'IN kelamı burnumda ise toprak kokusuyla gözlerimi kapattım.






Selamünaleyküm arkadaşlar baya uzun zaman oldu yeni bölüm için bundan sonra buralarda olucam diğer bölüm de İNŞAALLAH 2 gün içerisinde gelicek bu bölümde Miraç'ın bakış açısıyla olacak yeni bölümde tekrardan görüsmek üzere😌❤️❤️

Asr-ı Saadete Özlemle Bir BakışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin