linoracha
HEYECANLANDIM
shinwoo benimle konuşmadı az önce
utançtan mı bilmiyorum ama kaçıyor
bebekpeterlosingwendy
işten çıkmayı mı bekliyorsun?linoracha
evet
öyle anlaştık
benim saatim dolduğunda o içkilerimizi ısmarlayacak
ve sonra konuşacağız bir şeyler
(nasıl reddetsem bilemiyorum hâlâ çok şeker)peterlosingwendy
eve gidiş?linoracha
bir zahmet izin alıp bıraksın beni
yürüyemem o kafayla bayılıp kalırımpeterlosingwendy
komik
bir de seni özel bırakacak öyle mi?linoracha
bırakmasın mı kanka
çocuk hoşlanıyor bendenpeterlosingwendy
sadece hoşlandığını mı söyledilinoracha
yani evet
hislerim var vs. gibi bir konuşma yaptıpeterlosingwendy
vay be
emin miyiz yani
sana hissetirememiş baksanalinoracha
hissettirdi ama ben reddeceğimpeterlosingwendy
iyi o hâlde
reddetmen işime gelirlinoracha
bir saniye
gitmem lazım görüşürüz
(görüldü)-
-
-
-minho'nun yazdığı mesaja gülümseyip yana attı telefonunu. kararsızlıkla gözlerini ovuşturup direksiyona yasladı kafasını. oflayıp puflarken karanlık çökmüş sokağa baktı boş boş. neden buradayım, diye sorguluyor her saniye. neden burada, niye ve ne için?
bir süre daha bekledi, telefonuyla ilgilendi ve saat bire gelmek üzereydi. bayağı bir durmuştu arabanın içinde, minho'nun mesaj atalı bile bir saat olmuştur belki.
içi rahat etmedi, çıktı arabadan. sıkıntılı nefeslerini tutup barın içine girdi. eğer öpüştüklerini görürse cidden... kötü olurdu. çünkü yeni başlayan yoğun hisleri bir duman misali uçar giderdi. istemezdi böyle olsun, bu yüzden dua etti hep.
gözleri etrafı tararken yüzü ona dönük, saçıyla oynayan minho'yu gördü. tek başınaydı, içkisi yoktu, shinwoo denen herif yoktu, normaldi ve jisung onun yanına gidiyordu, hem de en güzel gülümsemesiyle.
"lee minho..." diyerek geldiğini belirtti. o an cidden sürpriz olmuştu minho'ya. eli ayağına dolanmış utançla ayağa kalkıp eğilmişti. "hoş geldiniz." onu umursamayıp sandalyesine oturdu siyah saçlı. minho o kadar şaşkındı ki, bakmadan duramıyordu ona.
minho'nun geciken date'iyle tesadüf eseri çakışmıştı jisung'un gelmesi. ama sorun etmedi, çünkü jisung'a karşı çok ilgiliydi.
"hadi bize birer tatlı getir, büyük ihtimal gece geldiğim için kızgınsın, çünkü yorgunsun..." dedi samimiyetle jisung. minho da gülümseyip kafa sallayarak onayladı. "bu benim için büyük bir onur. ayrıca yorgun olsam da, han jisung gibi birine sürekli hizmet edebilirim." beklemeden, utançla arkasını dönüp giderken jisung kahkaha attı. tatlı çocuktu, bir de shinwoo'yu ekse.
işte... iti an çomağı hazırla dermiş changbin.
"ah... az önce burada biri oturuyordu gördünüz mü?" diyerek nazikçe jisung'a sordu uzun boylu genç. koskoca han jisung vardı karşısında ama jisung bilmiyordu ki shinwoo'nun müzik ile arası yok... yine de sinirle güldü ve arkadan neşeyle gelen gence bakarak konuştu. "gördüm..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yakışıklı erkekler 3racha dinler
Fiksi Penggemar3racha kurguları yazan minho ve onu gizliden okuyup, takip eden changbin ve jisung. yeni bölüm için minho'ya özelden yazıyor fakat yanlışlıkla hayatına giriyor.