( 2. KİTAP ) -1- Giralof Hanesi

4.7K 549 116
                                    




SURIEN 2

 SOYSUZ KIZIN KANATLARI 


***********


''Sen çıldırmış olmalısın!'' Leydi Lisande öfkesini kontrol etmeye gayret ediyor ama tüm gayretine rağmen gözleri alev alev yanıyordu Sudhays'a bakarken. İkisi, Lisande'nin konuk kabul salonunda baş başaydılar. Bir önceki akşam yaşananlar yüzünden önce kocası Lord Barekhul'la tartışan Leydi, kardeşinin hemen kendisini görmeye gelmesini istemişti. Zaten böyle bir şeye hazır olan Sudhays da ablasının çağrısına ilk fırsatta karşılık verip yanına gelmişti. Şimdi de yer yer açık mavi gölgelerle renklendirilmiş uzun lacivert saçlarını savurarak odayı arşınlayan güzel kadını dinlerken gayet sakin ve soğukkanlıydı.


''Ne demek Güç ve Onur'a geçmek? Bu nasıl bir aymazlık? Nasıl bu kadar pervasız olabilirsin?'' Genç kadın aniden durdu ve ayakta duran genç adama yaklaşıp gözlerine dikkatle bakarken, ''Sana ne oldu Ays?'' dedi alçalttığı ama öfkesinden bir şey ka...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''Ne demek Güç ve Onur'a geçmek? Bu nasıl bir aymazlık? Nasıl bu kadar pervasız olabilirsin?'' Genç kadın aniden durdu ve ayakta duran genç adama yaklaşıp gözlerine dikkatle bakarken, ''Sana ne oldu Ays?'' dedi alçalttığı ama öfkesinden bir şey kaybetmeyen sesiyle. Ardından da sorunun etkisini görmek için kardeşinin ifadesini incelemeye koyuldu. Sudhays sükunetini korurken cevap verdi,

''Gerçekleri görmeye başladım.''

''Hangi gerçeklermiş onlar acaba genç adam?''

Lisande hışımlıydı. Onu hep soğukkanlı görmeye alışık insanları şaşırtacak bir haldeydi genç kadın. Oysa Sudhays onun ölçülü görüntüsünün gerisinde ne denli büyük bir fırtına bulutu taşıdığını hep bilirdi. Lisande hırslı ve yeri geldiğinde gözü kara bir kadın olurdu. Ve bazen de ansızın dinginleşen bir denize dönüşür, birinin şefkatine ihtiyaç duyardı. Sudhays ablasını iyi tanıyordu, onun kocasından ihtiyaç duyduğu şefkati göremediğini de hissediyordu.

Genç kadın, Leydi olmanın ağırlığıyla kadın olmanın beklentileri arasına sıkışmıştı. Leydi olmadan önce adanın hatırı sayılır süvarilerinden biriydi. Savaşlarda ve düellolarda hırsı ve yeteneğiyle göz dolduran, ekip üyesi olarak aranan bir savaşçıydı. Lakin kocasıyla evlenmeyi seçip üstüne bir de Leydi olduğunda diğer süvariler gibi turnuva, kişisel düello veya savaşlara katılma hakkından feragat etmek zorunda kalmıştı. O artık bir Leydi olarak ancak çok gerekli durumlarda adasını korumak için savaşabilirdi. Bu feragat muhtemelen Lisande'nin mücadeleci yapısını memnun etmemiş ve genç kadın üzerine binen diğer sorumluluklar yüzünden de daha gergin biri haline gelmişti. Sudhays bunları biliyordu ama Lisande sert kabuğunu kimseye yontturmaya niyetli değildi.

Ays derin bir nefes verdi. Ablasının arada kaldığını biliyordu. Ama kendisi ablasının ve Lordun piyonu değildi. Buradan çıktığında bir de babasıyla yüzleşmesi gerekecekti üstelik. Dahası hanesi tarafından dışlanma riski de cabasıydı. Yine de sabah uyandığında dün gece verdiği karar için hiçbir pişmanlık hissetmemişti. Kaygıları vardı elbette ancak o zaten çocukluğundan beri zor durumlarla baş edebilecek şekilde yetiştirilmemiş miydi? Ünlü ve oldukça yetenekli bir süvari çiftin çocuğu olmak hem ablası hem de kendisi için beraberinde büyük sorumluluk getirmişti. Özü daha küçük yaşta ortaya çıkmış ve bedel olarak erkenden süvari eğitimine tabii tutulmuştu.

SURIEN / GÖK SÜVARİLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin