~16~

279 22 1
                                    

Bir süre öylece yatakta oturup sohbet ettikten sonra masada duran yırtılmış kağıtlara gözüm ilişti.

Jeongin:Ne oldu YN?
YN:O masadaki kağıtlar ne Jeongin?
Jeongin:Ah! Şey!

Bir çırpıda masadaki kağıtları alıp aşağıda bulunan küçük çöp kutusuna atmıştı. Yüzünde endişeli bir gülümseme takınıyordu.

Jeongin:Hiçbir şey sadece sıkıntıdan birşeyler karalamıştım.
YN:Anladım.

Elime telefonumu aldığım zaman abim ve Felixten gelmiş bir sürü cevapsız çağrıyla karşılaştım. Onlara bir mesaj çektim.

(Abim)
-Abi?
Abim:YN!?
Neden aramalarıma bakmadın!?
-Üzgünüm uyuyordum. Bir sorun mu var?
Abim:Jeongin'e söyle artık okula gelsin.
-Peki.
Görüldü

Telefonumu tekrar komidine koydum ve Jeongin'e doğru döndüm.

Jeongin:Ne oldu?
YN:Abimler okula gelsin Jeongin diyor.
Jeongin:Ah.. boşver sorun yok. Ben burda kalmayı terc-

Jeongin'in telefonun çalması ile konuşması yarıda kesilmişti. Ekrandan ufacık gördüğüm kadarıyla arayan Felixti.

Jeongin:Geliyorum birazdan YN.

Odadan çıkıp kapıyı kapattı. Bende salak gibi oturmak yerine peşinden gittim tabii. Kapıyı yavaşça açmamla sesinin duyulması bir olmuştu.

Jeongin:Sence öyle mi görünüyor? Dalga mı geçiyorsun cidden Felix? Ne olduğunu ikimizde çok iyi biliyoruz.

Bir süre sessizlik olmuştu ardından en son "Tamam" diyip kapatmıştı Jeongin. Ne konuşmuşlardı acaba? Hızla gelmeden yatağıma geri oturdum.

YN:Ne oldu Jeongin?
Jeongin:Ah. Okuldaki hocalar sormuş. Ne diyeyim diye aradı.
YN:Emin misin?
Jeongin:Tabii.

Gülümseyip mutfağa geri gitti. Neler karıştırıyorlarsa er geç ortaya çıkar sonuçta.

(...)

Bir süre sonra Jeongin elinde bir tepsiyle içeri girdi. Anlaşılan kahvaltı hazırlamıştı. Küçük bir sehpa çekti ve eline çatalı alıp yaptığı yemekten bir çatal aldı ve ağzıma uzattı. Ben ise boş boş suratına bakıyordum.

Jeongin:Ne bakıyorsun öyle?
YN:Felç değilim Jeongin, kendim yiyebilirim.
Jeongin:Hadi mızıkçılık yapma YN.

Kırmak istemediğim için izin verdim. Yemekten sonra saat öğlene yaklaşıyordu. Canım evde yeterince sıkılmıştı. Bu yüzden Jeongin'e bir teklifte bulundum.

YN: Jeongin.
Jeongin: Efendim YN?
YN: Öğle saati gitmek için hala geç değil. Evde sıkıldım. En azından öğlenden sonra gitsek okula olmaz mı?
Jeongin:İyi hissediyor musun?
YN:Evet.
Jeongin:Peki nasıl istersen. Ben çıkayım sen hazırlan.
YN: Teşekkürler.

Jeongin odadan çıkınca üstümü değiştirip odadan çıktım. Birlikte okula doğru yürüdük. Okula geldiğimizde henüz öğle arasının bitmesine yarım saat vardı. Birlikte bahçede boş bir banka oturduk.

Jeongin:Anlaşılan fazla erkenci davranmışız.
YN:Öyle görünüyor.

Ardından bize el sallayan Kyungbin ile bakıştık. Melek yüzlü şeytan kapıdan giren Felix abim ve diğerlerine doğru koşup ilk Felix'e sonra da abime sarılmıştı.

Jeongin'i de alıp yanlarına gittim. Jisung beni fark etmeseydi hiçbir zaman anlamayacaklar sandım.

Jisung:Hoşgeldin YN.
YN:Hoşbulduk.

Felix arkasını dönüp bana ters bir bakış atmıştı ardından göz devirip geri önüne dönmüştü.

YN:Felix. Biraz konuşmaya ne dersin?
Felix:Peki.

Lix'i alıp okulun arkasına götürdüm.

~Eski sevgilim~|•Lee Felix•|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin