14.Bölüm aptalca hareket etme derken dünyanın en aptalca kararını vermek

352 25 35
                                    

İzledikleri dizi oynamaya devam etti ama Jisung ve Hyunjin diziyi izlemeyi çoktan bırakmışlardı. Hyunjin gözlerinin etrafı sevimli bir şekilde kısılana ve dudakları askıyla tutturulmuş gibi kıvrılana kadar güldü. Annesinin ikisini basmasını kesinlikle istemiyordu ama sessizce gülme konusunda başarısızdı.

"Lütfen Jisung, lütfen-" diye yalvardı. Battaniyeyi dudaklarının arasına alırken sarsılarak gülmeye devam ediyordu. Sesi çıkmasın diye pikeyi ısırdı.

"Aptal kadın ya! Bir de dönüp seni asla unutmayacağım diyor!" Jisung izledikleri diziye sinirlendikçe sesinin kontrolünü kaybediyordu. Bir gerçeği açığa çıkarmak istercesine, "Adam öldü!" diye bağırdı.

Hyunjin adamın ölmediğini biliyordu. Diziyi çıktığında izlemişti ve adam kesinlikle ölmemişti. Sadece herkes öyle olduğunu zannediyordu ve sonrasında climax noktası gelecek, herkes adamın ölmediğini öğrenecek, biraz dram ve mutlu son ile dizi bitecekti. Ancak Jisung dizinin başından beri başrol kadına aşırı kurulmuştu ve Hyunjin bunun neden bu kadar sevimli olduğunu bile bilmiyordu. Kadın sahneye her çıktığında suratını ekşitiyor, onun konuşma şekliyle dalga geçiyor, oyunculuğunu bokluyordu.

"Tanrım görmeye dayanamıyorum! Nasıl bu kadar itici bir karakter yazmışlar ya?"

Votkasından bir yudum daha alıp burnunu kırıştırdıktan sonra Hyunjin'e içmesi için uzattı. Hyunjin dudaklarını pikeden ayırıp votkadan içti. Jisung tadını sevmemişti ve Hyunjin bunu anlayabiliyordu. Açıkçası alkolün her çeşidinin tadının sidik gibi olduğunu duymuştu. Bu yüzden beklentisi oldukça düşüktü ve votka beklentisini bir tık yükselttiği için tadını sevmişti. Jisung'un içtiğinden daha fazla içti. Belki de bu yüzden Jisung'un söylediği her şey olduğundan daha komik, daha eğlenceli ve Hyunjin'e Jisung'u yatağa bastırması konusunda özgüven aşılayacak kadar cesur yapıyordu. İkisinin de yanakları al al parlıyordu. Hyunjin siyah saçlarını kulaklarının arkasına attıktan sonra başını yastığa gömmek için yatağında uzandı. Annesinin görmemesi için votkayı alıp yatağının altına sakladı ve sonra Jisung'a, "Kollarımın arasına gel!" diye mızmızlandı. "Zaten diziyi izlemeyi bıraktık. Uyuyalım, sarhoş olmuş gibi hissediyorum."

Jisung onun sözünü ikiletmedi. Bilgisayarı Hyunjin'in yatağının yanındaki çalışma masasının üzerine bıraktı ve kollarının arasına girmek için battaniyeyi kaldırdı. "Çok sıcak değil mi?" diye sordu.

"Evet, sanırım öyle. İstersen pikeyi kaldır."

"Hava soğuk Hyunjin. Senin vücudun çok sıcak."

Hyunjin kızardı. "Ah, istersen sarılmayı kesebiliriz."

"Hayır, kucaklaşmaları severim." Jisung yüzünü Hyunjin'in göğsüne gömdükten sonra kollarını biraz daha sıkıştırdı. "Sıcak olsun, önemli değil."

Hyunjin suratında gizlemeye çalışmadığı sırıtışla Jisung'un başının tepesini öptü ve çenesine saçına yaslayıp gözlerini kapattı. Biraz daha uyanık kalmak, biraz daha sohbet etmek, biraz daha Jisung'un sesini duymak istiyordu. Uykunun onu bu kadar ele geçirmesine gıcık olmuştu ama Jisung kollarında olduğu sürece önemli değildi. "Senden çok hoşlanıyorum. Bunu sana daha çok söylemem gerek." diye ekledi.

Jisung ona katıldı. "Ben de senden hoşlanıyorum."

"Biliyorum ama önceden bilmiyordum."

"Harbi mi? Ben her zaman iyi anlaştığımızı düşünürdüm."

Hyunjin başını iki yana salladı. "Öyle değil Jisung-ah. Minho'dan hoşlandığın gibi diyorum."

Jisung, Minho'nun ismi geçince titredi. Ondan artık ne şekilde hoşlandığını bilmiyordu. Hyunjin'i görünce hissettiklerini hissetmiyordu ama ortaokuldan beri hoşlandığı çocuktan bir anda kopamayacağının da farkındaydı. Üstelik Hyunjin ile olan ilişkisinin başlama sebebi Minho'ydu. Hyunjin'e bakmak için bakışlarını yukarı kaldırdı.

uygulamalı(metot) erkek arkadaş | hyunsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin