sung:
opss yanlış oldu
jin:
ne yapıyorsun aptal slskfkfksung:
kanka sana fotoğraf atacaktım
altına da ayıplı şeyler yazacaktım💦
sonra hoca geldi yanıma
ben de bunu çekmek zorunda kaldımjin:
neden ayıplı şeyler yazacaktın?sung:
çıkışta seni öpeceğim ya
havaya sokmak istedimtanrım slskfkfkf
sadece şakaydı jin!
yüzünü sıraya gömmeyi keser misin?
şimdi de başını ellerinin arasına sakladınjin:
sus artık ya
kalbim acıyorsung:
neyin var?
hocaya söyle revire gitjin:
geri zekalı kalbim acıyor çünkü bir anda böyle mesajlar atıyorsunsung:
ha
pardon sksjdjdk
tamam artık yüzünü sıradan kaldırjin:
yapamam çok utandımsung:
hadi ama
bebeğim yüzünü görmeme izin verir misin?
ehe işe yaradı
şöyle bakmayı kes
korkutucu değilsin~jin:
senden nefret ediyorumsung:
şimdi gerçekleri duyalımjin:
senden nefret etmiyorumsung:
işte şimdi oldu
ah
bu duyduğum kuşların cıvıldaması da ne
son ders zili çalmışdaha düzgün bir açıyla çektim!
jin:
çok sevimlisin
tamam
gel artık
ve yapalım şunusung:
hiç romantik değilsin
seni öpmekten vazgeçtimjin:
ah
pekisung:
ya Jinnie kanka tipine bak
gören de aşıksın sanacakjin:
öyle mi?sung:
evet
minho'u bile inandırmışsın
teşekkür ederim
çok iyi bir arkadaşsınjin:
arkadaş?sung:
ay doğru dkdkfkf
erkek arkadaş🤭jin:
tamam kes artıksung:
geliyorum balım👨❤️💋👨---
Jisung, Hyunjin çantasına eşyalarını tıkarken kendini önündeki sandalyeye attı. "Selam," diye mırıldandı.
"Selam." Hyunjin titreyen ellerini bacaklarının altına sıkıştırırken bakışlarını Jisung'dan uzaklaştırmaya çalıştı ama Jisung'un başka yere baktığını her fark ettiğinde gözleri aceleyle üzerinde gezindi.
"Minho hala burada." Jisung hafifçe mırıldandı.
"Efendim?"
"Tamamdır. Öpüyorum o zaman seni." Jisung öne doğru eğildiğinde Hyunjin anında geri çekildi.
"Bir saniye tanrım," Belli belirsiz kızaran yüzünü eliyle gizlemeye çalıştı. Yanakları alev almış gibiydi ve bu kadar utandığı için kendinden nefret ediyordu. Kaç zamandır beklediği, hayal ettiği ve bir gün olacağını umduğu şey gerçekleşiyordu ama utanç yüzünden bir adım atamıyordu.
"Hey, Hyunjin," Jisung'un nazik sesi yükseldi. Sınıfta var olan uğultuyu kesecek kadar yakınındaydı. "Kanka istemiyorsan önemli değil. Zorlamak istememiştim, özür dileri-"
"İstiyorum!" Hyunjin patladı ve sesi beklediğinden daha yüksek çıktığı için yüzü daha da kızardı. Hızla sınıfa bir bakış attı ve, "Ah, lanet olsun!" diye fısıldadı. Parmaklarını hızla Jisung'un ensesine doladı ve kafası karışmış bir Jisung'u öpmek için kendisine doğru çekti. Dudakları hiç beklediği gibi birleşmemişti. Nasıl bir şey umduğunu bile bilmiyordu ama hayallerinde hep yalnızlardı ve ortam daha yatıştırıcıydı. Bu yüzden kendisi ve Jisung'u hep yavaş bir tempoda öpüşürken hayal etmemişti. Şimdiyse dudakları zar zor buluşmuş, gözleri sımsıkı kapalı, sanki arkadan birileri kafalarını ittiriyormuş gibi hissettirecek bir açıya sahiplerdi. Jisung'un söylediği hiçbir şeyi yapamadan birkaç saniye içinde dudaklarını uzaklaştırdı. Sınıfın içinden yükselen onaylama, alkış sesi Hyunjin'in kafasını daha fazla bulandırıyordu. Ancak en çok Jisung'un ona bomboş bakışları kafasını yemesine neden oluyordu. Muhtemelen öpücüğü beğenmedi diye düşündü. Hemen ardından elbette beğenmeyecekti, iğrenç bir şekilde öptüm diye düşündü. Titreyen elleriyle çantasını gelişigüzel omzuna attı ve, "B-ben gidiyorum." diye utançla söyledikten sonra sınıftan kaçtı.
normalde texting içinde düzyazı; düzyazı içinde texting sevmem ama sevmediğim her şeyi bir gün yapmak için yaşıyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
uygulamalı(metot) erkek arkadaş | hyunsung
FanfictionJisung, Minho'u tavlamak için Hyunjin'e sahte erkek arkadaşı olması gerektiğini söyler ve günün sonunda kendisi tavlanır.