Gıcık İnsan

192 18 4
                                    

   Merhabalar yine.. Geç gelen bölümler için üzgünüz. Bu aralar proje ödevleri nedeniyle fazla yoğunduk diyelim. Önümüzdeki hafta da 3. sınavlar başladığı için sık sık bölüm yayınlayamayacağız. İYİ OKUMALAR.. Yorum ve Votelerinizi (OY) eksik etmeyin. Öpücüklerden bir demet bütün okuyucularımıza.. :D  

===========================================

  Ada'nın ağzından:

   Denizden gizli sınıftan çıkabilmeyi başarmıştım. Muhtemelen nerede olduğumu bilmiyor. Bu da benim için süper bir avantaj demek oluyor.

   Seçmelerin yapılacağı yere gelmiştim. Bir öğretmen masaya oturmuş sahnedekilerin performanslarını izliyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse iyi rakiplerin var gibi gözüküyordu. Seçmelerin en güzel yanı gösterinin yapılacağı güne kadar tiyatro salonunda kimse olmamasıydı.

   Öğretmenin yanına yöneldim. Güzel bir bayandı ve benim Dersime hiç girmemişti. Çünkü ben geçen sene hariç hep bu okulda okumuştum ama ben burada okuduğum zamanlar o bu okulda yoktu. Muhtemelen geçen sene gelmiş olmalıydı.

"Kayıt mı yaptırmak istiyorsun Adacığım?" dedi.

   Ne,ne,ne! O benim adımı nereden biliyordu! Korkuyor muydum? Sanki biraz. Ah, tamam. Bu beni korkutmuştu. Sonuçta saniyeler önce onun yeni gelen bir öğretmen olduğunu düşünüyordum. Oysa o benim adımı bile biliyordu.

"Şey, evet." dedim. Bana neler oluyordu böyle? Şaşkınlıktan adımı nereden bildiğini sormayı bile esgeçmiştim.

"Şurada denemeye gelmiş diğer öğrencilerle birlikte bekleyebilirsin." dedi işaret parmağıyla ön koltukları işaret ederek. Tedirgin adımlarla oraya ilerledim. Yanımdakinin kim olduğunu umursamadan boş koltuklardan birine oturdum ve sıra bana gelene kadar telefonumla uğraşmaya başladım. Tam o sırada yanımdaki:

"Selam, kağanı kaldır şu zımbırtı telefonundan ikiz!" dedi sessiz olmaya çalışarak. Tabi yaa.. Bu Buğra'ydı. Onu nasıl farketmedim ben!

"Sana da selam ikiz. Bu arada Deniz için üzgünüm. Senin benimle flört ettiğini düşündü. Buyüzden oldu herşey." dedim. Elini 'boşver ' anlamında havada salladı.

  Ona 'ikiz' demiştim. O da bana öyle. Anladığım kadarıyla bu ilimizin de sarışın ve mavi gözlü olmasından kaynaklanıyordu. Ya da beni kardeşi olarak görüyor da olabilirdi. Herneyse...

                              *     *    *

   Sıra bana gelmişti. Yani Buğra sırasını bana vermişti. Buyüzden ben de deneme için sahneye erken çıkmıştım. Elime replikleri tutuşturdular ve ben de vurgu, tonlama vb. şeylere dikkat ederek okunmaya başladım. Çünkü seçilmek istiyordum. Repliğimin yarısında salonun kapının sertçe açılmasıyla tüm gözler benden kapıya çevirildi. Deniz gelmişti. Bu şapşal,kapı kırıcı ayı başka hangi umursamaz olabilirdi ki? Tabi ki sadece Deniz.

"Burada neler oluyor böyle?" dedi bana bakarak. Başımı öne eğdim ve seçmeler için kaydımı yapan öğretmenin cevap vermesini bekledim. Şanslıyım ki ağzını açıp konuşmaya başladı.

"Tiyatro seçmeleri Deniz. Sende mi katılmak istiyorsun yoksa?" dedi.

"Ben.. Şey..." dedi ve elini çenesine koyup düşündü. Bana haince bakıp piç bir sırıtış yolladı.

" Tabi ki. Neden olmasın. Aslında benim için de yeni bir deneyi olur. Değil mi Ada arkadaşım?" dedi. Adımı söylemesiyle kalbim yerinden çıkacak gibi atarken tiyatroya katılacağı gerçeği beni şaşkınlıktan bayıltabilirdi. Sonuçta Deniz Taşkıran 'ROMEO' olacaktı.

Bayan Kulaklık (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin