Bu fic niye okunmuyo acaba??
VE NIYE BP ETIKETINE GIRMIS LAN BU SKAODJAOJDAOJDOAJDOA SENIN MINSUNGA GIRMEN LAZIM ALO
IMDAT.
Bir de tahminlerimce bu bölüm bisiler olabilir.
Uyari koycam ama
Jisung'un anlatımıyla:
Başından beri bir çok hata yapmıştım. Ama en büyükleri, bu kuruluşa girmemdi. Kendi ayaklarımla kendi ölümüme gitmiştim. Şimdi ise, bundan kaçmaya çalışıyordum.
Ne kadar tuhaf değil mi? Evsiz çocukları alıp 'büyütmek' yalanı ile katil yapan bir kuruluş, ve o kuruluşta bir katil olduğu için panik olmam.
Bu kuruluşta şimdiye kadar sadece bir kişiyi kaybetmiştim. Geriye sadece dört kişi kalsakta, acımız büyüktü ve bunu atlatamamıştık. Diğerleri ceza alıp farklı şehirlere gitse de, hala birbirimize baglıydık. Birinin daha ölmesini kaldırabilir miydik? Sanmıyordum.
Şimdi ise tek çözüm yolum kaçmaktı. Ama bunu öyle kolay bir şekilde yapamazdım.
"Han." Bahçede benim dışımda başka bir ses duyulduğunda, hızla arkamı döndüm. Beklemediğim için sanırım, bilmiyorum ama fazlasıyla panik olmuştum.
"Burada ne yapıyorsun?" Görevli temkinli adımlarla bana yaklaştığında öylece durup hareketlerini izliyordum. Bu katil kimse, herkes olabilirdi.
"Hava almak istedim." Fazlasıyla soğuk çıkan sesim yüzünden kaşlarını çatıp bir kaç adımda yanıma geldi.
"Bu saatte?" Dedi etrafına bakarak. Emin olduğum bir şey vardı, bu saatte burada olmamdan fazlasıyla rahatsız olmuştu. Kaşlarım çatılırken bedenimi ona çevirdim. Elinde tuttuğu montu yeni fark ediyordum.
"Bu ne?" Dedim başımla montu işaret ederken. Bakışları monta döndü. Yeni hatırlıyormuş gibi bana uzattı ve bir iki adım geriledi. "Lee sana vermemi istedi."
"Lee mi?" Duyduğum isimle kaşlarım şaşkınlıkla kalkarken etrafıma bakındım. Burada olduğumu nereden görmüştü?
"Montu giyip odana git Han." Gözlerim onun odasının penceresinde takılı kaldığında görevli bir yandan benimle konuşuyordu. Bakışlarımı çekmeden montu aldım, görevli şüpheli bakışlarla beni süzüp binaya doğru ilerlemişti. Ben ise hâlâ, olanları düşünüyordum.
...
"Kulaklıklarınız açık mı?"
"Evet efendim." Dedik aynı anda. Farklı arabalardaydık, ama kulaklık sayesinde konuşabiliyorduk. Açıkçası ne durumda olduğunu merak ediyordum. Gergin miydi, yoksa yine her zaman ki gibi umursamazmıydı?
"Kamera ve silâhlarınız hazır mı?" Kalın ses yine duyulduğunda dönüp görkemli binaya baktım. Oldukça büyüktü.
"Evet efendim."
"Çıkabilirsiniz." Verilen komut ile hızla arabanın kapısını açıp kendimi dışarıya attım. Bu ilk ciddi görevimizdi tahminimce, bu yüzden biraz gergindim. Yavaş adımlarla binaya ilerlerken gözlerimle etrafı tarıyordum bir yandan. Lee neredeydi?
"Işte göreviniz," korumalardan geçip binaya girerken bir yandan da kulaklıklarla onu dinliyordum. Lee hâlâ ortalıklarda yoktu, bu yüzden aklım şu an da ondaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Partner // Minsung
Fanfiction(DÜZENLENECEK) "Hepsi bir oyundan ibaretti Han." "Asıl oyun şimdi başlıyor Lee." ➪Düz yazı ➪Yan ship yok