#11 (Başka bir hayatta)

2.5K 292 184
                                    

Bu bölüm bayaa uzun olacak dikkatli okuyun he

Bide fici duzenlerim bu gün büyük ihtimalle diğer fic e de bölüm atarimm

Not: 4 gündür şunu yazıyorum bok atarım bu gidişle






































Han jisung tarafından:












"Geliyor musun Jisung?"

"Geliyorum!" Aynada son kez kendimi kontrol ettikten sonra masada ki silahımı alıp peşinden ilerledim.

"Görev ne Hwang?"

"Bir ekibin bu bina da ki tüm bilgileri alıp burayı patlatmasına yardım edeceğiz." Kaşlarım havalanırken hızımı biraz daha arttırıp yanına geçtim ve ona
döndüm.

"Hangi ekip?"

"Bilmiyorum bende." Başımı sallayıp önüme döndüm. Bu bina terk edilmişti, ama ne olur ne olmaz diye kameraları yok edip bomba yerleştirecektik.

"Jisung, kamera." Silahıma yöneldiğim de bir yandan da onu dinliyordum. "Sağda."

Silahımı sağ elime alıp kamerayı hedefledim ve tetiğe bastım. Kamera parçalanıp etrafa dağılırken silahı indirip yürümeye devam ettim.

Yüzümüz de siyah kumaştan maskeler vardı, kim olduğumuz belli olmuyordu.

"Sence ekipte kimler var?" Dedi odaları kontrol ederken. Karşısında ki kapıyı kapatıp omzumu silktim.

"Bilmiyorum hyung." O da kapıyı kapatıp yanıma ilerledi ve elini omzuma attı.

"Yıllar sonra karşılaşmamız hala gerçek değil gibi geliyor." Içtenlikle gülümseyip başımı salladım.

"Sen neden birden buraya gelmiştin?" Sorduğu soru ile gülüşüm donarken bakışlarımı kaçırdım. Hafifçe öksürüp tekrar ona döndüm.

"Şey-" aniden duyulan silah sesi ile yerimde sıçrayıp arkamı döndüm.

Arkası bize dönüktü. Bir kamerayı vurmuştu. Hyunjin kaşlarını çatıp elini omzumdan çekti ve arkasına döndü.

"Destek bölümünden misin? Seni görmemiştim." Bedenimi de çevirip iyice karşımda ki bedene döndüm.

Siyah bi kapsonlusu vardı. Saçı gözükmüyordu.

Hyunjin'i duymazlıktan gelip silahını indirdi ve bize dönmeden yürümeye başladı.

"Ne tuhaf biri." Diye hamurdandı ve yürümeye devam etti. Bir süre daha gittiği yere bakıp arkamı döndüm ve peşinden ilerledim.

Geriye kalan saatlerimizi odaları kontrol etmekte ve kameraları patlatmakla geçirmiştik. Geriye kalan her şey diğer bölümun sorumluluğundaydı. Buradan çıkacaktık.

"Jisung," telefonumu cebime atıp başımı çevirdim ve ona döndüm. "Efendim hyung?"

"Diğer birlik gelmiş sanırım." Dedi kapının cam yerinden bakmaya çalışırken.

Göz devirip onun bu salak haline güldüm ve yanına ilerledim. "Bakayım."

"Lan bu değişik diğer birliktenmiş!"

"Ne biliyorsun müneccim misin ulan?"

"Abinle düzgün konuş." Dedi kafama vururken. Eline sertçe vurup tekrar cama döndüm.

"Yüzleri de gözükmüyor ki devlet sırrı sanki."

"Aptal sende de aynı şey var."

"Ben saçımı gizliyor muyum lan?" Dedim kaşlarımı çatıp ona dönerken.
Bana göz devirip ayağa kalktı ve kapıyı açtı. Bende onunla ayağa kalkıp peşinden ilerledim.

"Sanırım artık dönmeliyi-"

"Bakar mısınız?" Yanımıza gelen diğer birlikten olduğunu düşündüğümüz çocuk ile sözü yarıda kalmıştı.

"Tabii." Dedi çocuğa dönerken. Onlar kamera ve odalar ile ilgili konuşurken sıkıntı ile iç geçirip önüme döndüm.

Fazlasıyla sıkılmıştım, artık geri dönmek istiyordum. "Hyung gidene kadar gezeceğim ben. Ararsın." Yanından ayrılırken bir yandan da konuşuyordum. Cevap vermesine izin vermedim gitmiştim zaten.

"Sikeyim!" Ben bahçede yürürken duyduğum ses ile adımlarım yavaşladı ve etrafıma bakındım.

Burada biri varmış gibi gözükmüyordu. Aslında hayır, beni geren şey bu değildi.

Sesin tanıdık olmasıydı.

Aklıma gelen isim ile kalbim hızlanırken bilinçsizce sesin geldiği yere ilerledim.

Binada gördüğümüz çocuk. Yerde oturuyordu ve anladığım kadarıyla kolu yaralıydı.

Duvarın köşesinden onu izlemeye devam ettim. Emin olmalıydım. Buraya gelmesinin imkanı yoktu. Gelemezdi. Değil mi?

Kapşonunu açtığında, bunda da yanıldığımı anlamıştım. Oydu. Ve şu an karşımdaydı.

Kalp atışlarım daha da hızlanırken titreyen ellerimle silahımı daha da sıkı tuttum. Buraya neden gelmişti?

Fakat, bir aptallık yapmıştım. Silah duvara çarpıp büyük bir ses yaratmıştı.

Nefesimi tutup iyice sokuldum duvara. Bir yandan da kendime sövüyordum.

Yerden kalktığını gösteren sesler duydum başta. Sonra duraksadı.

"Orada biri mi var?" Dedi. Sorusuna cevap vermemiştim. Bir süre sessizlik hakim oldu ama bunu bozan şey onun ayak sesleriydi. Buraya geliyordu.

Enlik cesaret ile duvardan doğruldum ve hızla o tarafa döndüm.

Döner dönmez karşı karşıya gelmiştik zaten. Gözleri şokla açılırken bir iki adım geriledi.

"Jisung?"

"Buraya hangi yüz ile geliyorsun sen!"

Şimdi ise, işler değişmişti. O gün, onu korumak için tuttuğum silahım, şimdi ise onu hedef alıyordu.






























DEHSETTT KARNIM AGRIYOR ÖLCEM

Bu yüzden yb geç geldi😕

Ve yapmam gereken ödevler var🙄

Insta da aktif olurum ama. Isterseniz yazabilirsinizdee

Insta: @lavinikq

AY BIDE 300 DEN FAZLA OLMUS OKUMA SEYI ÇOK MUYLUYUM

mavikimle duygulu iki anayiz.

Bay bayy👋🏻

Partner // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin