Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elli beş kez Elli beş kez geçtim bir sokaktan Bir sokaktan en çok ne kadar geçilirse o kadar geçtim Elli beş kez yürüdüm Koştum Köşeden döndüm Hep aynı yerden geçtim Camda deli bir kadın elli beş kez bana Kaçık diye bağırdı Elli beş kez bana delirmişim gibi baktı Bir deli bana deliymişim gibi baktı Elli beş kez beni tutup sordular Kimsin dediler kim için geldin dediler Elli beş kez sustum Elli beş kez ismin aklıma zırh gibi kazınmışken Elli beş kez sustum Elli beş kez saydım bütün evleri Her birinin çatısındaki paslanmış telli antenleri Kırmızı begonyasız pencereleri Duvarlara yazılmış her bir kelimeyi Elli beş kez okudum Aklımda sadece hep senin ismin zikrolurken Elli beş kez anlamadan okudum her bir kelimeyi Yanımdan her sabah geçen siyah ceketli çocuğun parfümü burnuma dolarken Bana hep göz ucuyla bakıp başını çevirirken Kulaklığında çalan hep aynı şarkıyı duydum Her gün o şarkıyı duydum ve bir şarkıyı elli beş kez dinlemiş oldum Ben sokaktan aşağı inerken elli beş kez onun yukarı çıkışına şahit oldum Ben elli beş günü saydım O sokaktan geçtiğim elli beş günü değil de senin benden gittiğin elli beş günü saydım o sokaktan geçerken Elli beş kez öldüm Dirildim senden gidip sana döndüm Elli beş kez senin gözlerine bakarak Senin yanından geçtim Elli beş kez sen hep yukarı çıktığında ben aşağı indim Bilerek açtığın o şarkıyı mıh gibi aklıma kazıdım ama adını aklımdan söküp alamadım Orda olduğumu bildiğin her gün Bana göz ucuyla baktığın her gün Ben elli beş gün Yüz elli beş Bin elli beş gün öldüm Sen elli beşinci gün o sokaktan geçmeyi bıraktın ama Ben bin elli beşinci günde bile kaçık olmaktan bıkmadım.