Timore Döngüsü -1-

Gizli sığınak

Aynanın karşısına geçtiğinde gördüğüne inanamamıştı. Beth ilk kez kendini güzel hissetmişti. Doğal güzelliği altında hiçbir zaman fazlasına gerek duymamıştı. Asla bir çabaya girmemişti. Fakat gördüğü görüntü onu etkilemişti. Madalyonuna baktı, taktığından beri hissettikleri çok değişmişti. Küçüklüğünde annesi ona korktuğunda hep şarkı söylerdi, bu onu hep dinlendirirdi. O öldüğünden beri asla kendini dinlenmiş hissetmemişti. Bunun içinde bir çaba harcamamıştı. Şimdi bu madalyon onda çok farklı bir his vermişti. Küçüklük rüyalarından sonra sanki ona geçmişini hatırlatıyordu.

Hiç bilmediği için yakın arkadaşı Ashley ona makyaj yapmaya gelmişti. Cıvıl cıvıl bir insan olan Ashley ile arkadaş olması sanki mucizeydi. Beth bu kadar durgun erkeksi ve sert biriyken Ashley onu nörtlüyordu. Hayat enerjisini genç kıza aşılıyordu.

Saatler ilerledikçe herkesin gerginliği artmıştı. Etraf son dakika elbisesine içecek döken ve makyajını yanlış yapan kaynıyordu. Beth yine bu denli görüntü aşıklarına küçümser gözlerler bakıp eğlendi. Ashley'in yakışıklı ikizi Tom yurdun önüne arabasını çektiğinde aşağı inmek için son hazırlıklarını yapıyorlardı. Son kez aynaya bakıp içlendiler. Bu gün son günleriydi. Yakın arkadaş oldukları için Ashley ve Beth alakayı elbette ki kesmeyeceklerdi. Ancak her yeni başlangıç yeni şeyler doğurduğu için olaylar ne yönde gider bilmiyorlardı.

Hava pek güzel değildi. Yanlarına şemsiye almayı unutmadılar. Tom önce Beth'in kapısını açtı. Büyülenmiş gözüküyordu. Genç kıza bakmaktan kardeşinin orada olduğunu kısa bir süreliğine unutmuştu. Farkettiğinde kızın somurttuğunu görerek yanına yaklaştı ve ' geç hadi küçük kardeşim, bugün bari bir yere gecikmeyelim. ' diyerek kafasını hafiften karıştırdı. Ashley bozulmuş mu diye arabanın aynasına eğilip baktı ve Tom'a dönüp ' bir dakika ile büyük olma şansını sana kaptırdığıma inanamıyorum, hepsi doktorun suçu. ' diyerek hemen arabaya bindi.

Tom Beth'den öyle etkilenmişti ki Ashley ile uğraşacak gibi durmuyordu. Beth'e dönüp ' buraya bile ters taktığın şapkan ve bana bile büyük gelecek kapşonlunla gelirsin sanmıştım, değişen tek şey hayatlarımız olmayacak galiba. ' diyerek son bir senedir her gün yaptığı gibi o günde ona derin aşkı konusunda ipuçları vermeye çalıştı.

Beth buraya taşınmadan bir sene önce annesini kaybetmişti. Babasını çok severdi fakat yaşı neredeyse kendisi ile aynı olan biriyle evlendiğinde hayatı çok değişmişti. Kalırsa annesine ihanet etmiş olabileceği hissi vardı içinde, oda gitmeyi tercih etmişti. Geldiğinde annesinin ölümünden sonra her gün olduğu gibi bir hayalet gibiydi. Ashley ve Tom ona bir terapi gibi gelmişti. Bu yüzden çok şanslı hissediyordu. Tom'a dönüp ' değişikliği beğendiğini farz ederek bunu iltifat olarak alıyorum. ' diyerek çok nadir olan sahici gülüşünü attı.

Bunlar konuşulurken balo salonuna çoktan varmışlardı. Onları Beth'in futbol takımındaki kızlar karşıladı. Kaptanlarını alkışlarla içeriye kadar götürdüler. İçerisi savaş alanı gibiydi. Kavalyesi olanlar, kavalyesini bir başkasına kaptırmak üzere olanlar ve kavalyesi olmadığı için aç kurt gibi etrafa bakanlar...

Kendisi hangi kategorideydi bilmiyordu, zaten buraya sadece tüm yıl emek harcadığı ödülünü almak için gelmişti. O yüzden kalan ayrıntıları çok önemsemedi ve balonun başlamasını bekledi. Çok geçmeden de salon dolunca müzikler eşliğinde eğlence başladı.