18

64 10 10
                                    

Akşam suga ile uzunca konuşmuştuk ve yarın gidicekti,üzülüyordum ama birşey diyemezdim tabi.

Telefonum çalmıştı, saat'e baktığımda 06.00 ' dı arayana baktığımda suga arıyordu açarak "efendim" dediğimde "evin önündeyim" dediğinde şaşkınca kalktım "şimdi? hava soğuk, donarsın, napıyorsun dışarıda" diyerek hırka aldım onun için.

Saçlarımı düzelterek aşşağı indim, anahtarı alarak dışarı çıktım, köşede duruyordu, telefonu kapatarak yanına gittim.

Gülerek "günaydın" dediğinde göz devirdim, üstünde sadece sweat vardı, hırkayı uzattım "giy şunu" dediğimde aldı, giyerek belime sarıldı, bende boynuna kollarımı doladım "erkenden napıyorsun burada" dediğimde alımı öptü "saat 7'de evden çıkıcaz, seni görmeye geldim" dediğinde sarı saçlarını okşadım, yumuşacıklardı.

Kahve gözlerine bakarak "ama üstüne ceket bile almamışsın, hasta olucaksın" dediğimde gülerek "beni ısıtırsın diye almadım" dediğinde yanaklarım kızardı.

Gülerek "sende üstüne bir şey almamışsın" dediğinde omuz silktim "senin için hemen hırka alıp çıktım, üşüyorsun" dediğimde burnumu öptü "sen daha hassas sın" dediğinde anlımı çenesine yasladım "seni seviyorum" dediğimde geri çekilip gözlerine baktım.

Gülerek "bende seni seviyorum bebeğim" dediğinde dudaklarını öptüm, dönerek beni duvar ile arasına sıkıştırdı, parmaklarımı saçlarına doladım, bir eli ile belimi okşarken diğerini yanağıma koyarak okşadı.

Ayrıldığımız da yüzümün her tarafını öptü, bende gülerek yanaklarını okşadım, ayrıldığında, kafamı boynuna sakladım, öperek çenesine kadar geldim.

Yeniden dudaklarını öptüm, dilini ağzıma gönderdiğinde emmeye başladım, elleri kalçama gitti, kucağına aldığında bacaklarımı sıkıca beline sardım, nefessiz kaldığımızda ayrıldık.

Yutkunarak gözlerim kapalı kaldım, boynumu öpmeye başladığında kafamı geriye attım, emip ısırdığında alt dudağımı ısırdım, yine öpücüklerine devam etti.

Geri çekildiğinde gözlerimi açarak kahvelerine baktım, telefonu çaldığında baktı, babası arıyordu, açarak "efendim" diyerek dinledi, kafa sallayarak "bir işim vardı, şimdi gelirim" dediğinde yine kafasını salladı, telefonu kapattı.

Sıkıca sarıldım "biraz daha kalmazmısın?" dediğimde gülerek "gitmem gerek ama sana birşey getirdim" dediğinde kafamı kaldırarak ona baktım.

Gülerek "eğilmem gerek" dediğinde gülüp kucağından indim, eğilerek yerde duran fark etmediğim karton poşeti aldı, uzattığında aldım, içine baktığımda sweat ler vardı, gülerek sarıldım, saçlarımı öpüp koklayarak "kokumu özlersin diye" dediğinde güldüm.

"Ben birşey getirmedim, gel" diyerek elini tutarak eve getirdim, içeri girerek sessizce odama çıktık, benim eşyalarım ona olmazdı ki.

Köşede duran fular lar vardı, ben onları alırken odamı inceliyordu, masanın üstünde durak kırmızı ipli kelebeği gördüğünde güldü.

Fularlara kullandığım parfümü sıkarak küçük kutuya koydum, kolye ile yanıma gelerek taktı, yanağını öperek kutuyu uzattığımda aldı.

Saat'e baktığında "artık gitmeliyim bebeğim, 2 ay sonra görüşürüz" dediğinde kafamı salladım, sıkıca sarılarak anlımı öptü, aşşağı inerek ayakkabılarını giydi, son kez öperek el salladı, köşeyi dönene kadar arkasından baktım.

Geri odama dönerek yatağa uzandım, ağlamamak için zor duruyordum resmen.

Verdiği paketi alarak dolaba koydum, örtünün altına girerek yastığa sarıldım.

Daha sonra aşşağı indim, hiç sevmesemde kahve yaparak kitap alıp okumaya başladım, zaman geçmesi için.

İki saat kitap okumuştum, telefonum çaldığında baktım suga arıyordu, hemen açtım

+aşkım, daha uçağa binmedinmi?

-hayır kalkmasına 10 dakika var, sesini duymak istedim

+gitme ya şimdiden özledim

-bende ama gitmek zorudayım bebeğim, ben yok iken kendine dikkat et tamam mı, hastalanma, bir de kutuya baktınmı?

+tamam ama sende dikkatli ol, orası nasıl bilmiyorum üstüne kalın şeyler giyin ve hayır daha bakmadım, aklım sendeydi

-çok şirinsin, tamam giyinirim, kutuya bak tamam mı, bebeğim uçağa bineceğiz , seni seviyorum

+bende seni seviyorum, görüşürüz

-görüşürüz

Telefonu kapattığında kafamı yastığa koydum, umarım bir şey olmazdı.

Yukarı çıkarak kutuyu aldım, sweatları çıkarttım, kutuda birşey yoktu, 1. sweat'i açtığımda içinden çikolatalar dökülmüştü, gülerek diğerini açtığımda küçük bir kutu düşmüştü.

Kutuyu alarak açtım, içinde bilezik vardı ve üstünde isimlerimizin baş harfleri vardı, gülerek sweat'e sarıldım, kokusu sinmişti ve çok güzeldi.

Hoseok çağırdığında hepsini yerleştirerek aşşağı indim, mutluluktan yerimde duramıyordum.

Su-Yun : sweetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin