Insomnia | Jikook

6: Money Issues

Para.

Anlamı değişir kişiden kişiye.

Anlamı ve de değeri.

Kimileri için hayattır para. Eve getiremediği ekmek, ödenemeyen kira, soğuk akan suyla yapılan banyolar veya bazen isteyip de alınamayan o güzel çizmelerdir.

Kimileri için de sıradan kağıt parçalarıdır para. Ha, en çoğuna da böyle düşünenler sahiptir aslında. Bir şeye ne kadar sahip olursanız değeri o kadar azalır sizde. Kağıt parçasından başka bir şey olarak görmezler, ama onların hayatları da yine o kağıt parçası etrafında döner çoğunlukla.

Şu kirli düzenin kirli oyunlarından birisidir para. Kiminin cebine girmez, kiminin cepleri dolup taşar.

Jimin için ne miydi para?

Eh, onu da hem bu bölümün sonunda hem de hikayenin akışında öğrenecektiniz.

Tam bu noktadan sonra hikayenin asıl gelişimi başlamak üzereydi çünkü.

Hem onun, hem de diğer herkesin hikayesi...

"Anlayacağın durumlar bu şekilde yani, bir yandan ailemle ve maddi sıkıntılarla uğraşırken bir yandan da burada ucuz kirayla kalmamın bedelini mental sağlığımla ödüyorum resmen."

Taehyung'un gelmesinin ardından diğer hyunglar da hep birlikte toplanıp salonda Jungkook'la konuşmaya çalışırken Taehyung Jimin ikilisi de mutfakta bir nevi dertleşiyordu. Jimin'in ailesiyle ilgili ve maddi açıdan sorunları olduğunu bilmiyordu Taehyung ve onun için gerçekten üzülmüştü.

"Jimin-ah ben elimden geldiği kadarıyla maddi açıdan sana destek olmaya çalışacağım bu konuda asla çekinme benden, ne benden ne de diğer hyunglardan. Jungkook'la ilgilenmekten sana pek gösteremediler ama herkes seni gerçekten çok sevdi. Grubumuzun sevimli neşesi oldun, cidden bak."

Taehyung'un onun hakkında dedikleri utanmasına sebep olurken pembeleşen yanaklarıyla tatlı tatlı kıkırdadı. Gülünce kısılan gözleri gerçekten çok sevimli, diye düşündü Taehyung.

"Ama bir yandan da Jungkook'la aranızın açılmasına sebep oldum."

Jimin'in mahcup haline gülümseyerek onun küçük ellerini tuttu. Kendi elleri arasında neredeyse kaybolmuştu minik eller ve ona dokunduğu anda aslında içinde beklediğinden daha garip bir his oluşmuştu. Kız kardeşinin ellerini tuttuğunda hissettiği şeye benziyordu bu biraz.

"Jimiiin, hayır böyle düşünme. Jungkook zaten hep nazlı ve ilgi isteyen bir çocuktu. Ondan ilgimizi eksik etmediğimiz zaman aramızda bir problem kalmıyor. Onun şımarıklıklarına alışığız biz sen merak etme. Aile konusuna da gelecek olursak Mimi, hepimiz çok genç ve hareketli yaşlardayız. Bazen fevri düşünüp hareket ederek büyüklerimizi anlayamayabiliyoruz ama onlar her daim bizlerin iyiliğini isterler, sadece bazen bunu bize gösteremezler ya da yanlış şekillerde gösterirler çünkü onlar da kendi anne babalarından öyle görmüştür bunun için onları suçlayamayız. Sadece onlarla asıl sorunumuzun ne olduğunu ve nasıl bir davranış beklediğimizi söylemeliyiz açık açık, onlar hayattalarken kıymetlerini bilmeliyiz. İlişkilerde bazen alttan almak gerekebilir Minie, bazen bazı konularda biz onlardan daha olgun düşünürüz bazen de onlar hayat tecrübeleriyle bize güzel dersler verirler. Bunları düşün tamam mı? Zamanla her şey yoluna girecektir."

Gülümseyerek küçük omeganın ellerini okşadıktan sonra içinin sıcacık olmasıyla gayet huzurluydu. Aslında ilk gördüğünde Jimin'den hoşlanmıştı ama şu an sanki yıllardır tanıdığı bir dostuyla konuşuyor gibiydi ve onunla arkadaş olma fikri daha çok hoşuna gitmeye başlamıştı. Demin hissettiği kardeş hissi de bu fikri destekliyordu.