Kimi insan eğlenmeye, dostlarıyla birkaç bardak bir şeyler içip dans etmeye veyahut sohbet etmeye gider buralara.
Kimi insan kim olduğunu unutmaya gider. Başka birinin rolünü üstlenmeye, maskeler takmaya, sahte davranmaya gider. Sorumluluklarını üstlenmeyeceği şeyler yapmaya ve bütün suçu alkole atarak sıyrılmaya gider. Unutmaya gider, kanında dolaşan alkolün etkisiyle omuzlarındaki yüklerden biraz olsun kurtulmaya ve unutana kadar içmeye gider. Ertesi sabah yüklerinin eskisinden daha ağır bir şekilde omuzlarında hala varlığını sürdüreceğini biliyordur ama yine de çaresizce gider.
Kimisi de gidecek başka bir yeri olmadığından dolayı gider, gidecek bir yuvası, aile sıcaklığı olmadığından veya başını örten bir çatı dört duvardan oluşan o bina denen illette huzurlu uyuyamayacağını bildiğinden, zamanının büyük çoğunluğunu öldürmeye gider. Yatakları dikenlidir adeta böyle insanların, uyku değil kabir azabı çeker bu insanlar her yattıklarında o sünger parçasına. Batanlar dikenler değildir ama, geceleri onları rahat bırakmayan kabuslar, hatırlamak istemedikleri acılardır o yatakları dikenli yapan.
Her mekanda olduğu gibi bu gidecekleri Namjoon'un mekanına gelen çeşit çeşit insanın da kendileri gibi çeşit çeşit hikayeleri olacaktı elbette. Onları tanıdıkça öğrenecekti Jimin de o hikayeleri, veyahut öğrenmek bile istemeyecekti bazı zamanlar. Kulaklarının duyduklarıyla midesi ağzına geldiğinde anlayacaktı o haşinliğin, öfkesinin ardında yatan acı çeken birisinin olduğunu.
"Woaah, bu gördüğüm Jimin mi yoksa onu kaçırıp yerine başka biri falan mı geçti?''
Seokjin, mekana gitmek üzere hazırlandıktan sonra Jimin'in de hazır olup olmadığını görmek için omeganın odasına gitmiş ve hazır olan omegayı gördüğünde bağırarak şaşkınlığını gizleyemezken Jimin özgüvenli bir şekilde gülerek eliyle rengi akmaya başlamış saçlarını geriye taramıştı. Yakın zamanda tekrar boyatsa fena olmazdı.
"Abartma hyung, alt tarafı biraz şık giyindim."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Seokjin ise gözlerine inanamazcasına şöyle bir Jimin'in etrafında tur attıktan sonra genç olanın omzuna vurdu. Küçüğü giydiği kıyafetler arasında oldukça çekici görünüyordu ve şimdiden mekana girdiklerinde üzerlerine dikilecek gözleri hayal edebiliyordu. Kesinlikle herkesi kendine hayran edecekti.
"Yah, Jimin-ah! Seni bu halde o kadar alfanın arasında nasıl koruyacağım! Çullanırlar senin üzerine!"
Jimin Seokjin'in dediğiyle kahkahasını tutamazken dilini dolgun dudaklarında gezdirerek göğsünü kabarttı. Jimin her zaman çok özgüvenli birisi olmuştu ve her ne kadar aşkı birkaç kere tatmış olsa da flörtöz olduğu epey bilinir bir şeydi arkadaşları arasında.
