Insomnia | Jikook

9: Horny

Uyarı: Okumadan önce bir önceki bölümü okuduğunuzdan emin olun lütfen, kafa karışıklığına sebep olmasın :)

İyi okumalar.

''Jungkook!''

Sayısız inleme, sayısız çığlıklar, sayısız acımasız vuruş ve kanlı ısırıklar.

Jimin resmen aklını kaybetmek üzereydi; alfası da onun gibi kan, ter ve hırıltılı iniltiler içinde onun bedenine karışıp sert ve acımasız hareketlerine devam ederken bir yandan dövmeli olan kolunu Jimin'in boynuna sararak sıkıp omeganın sırtını iyice göğsüne yaslamış ve omega yaşlı gözlerle yalvaran çığlıklar atarak tırnaklarını onun kol kaslarına geçirip başını iyice geriye atmıştı. Alfanın içine içine işlediği her sert vuruşta gözleri biraz daha kararırken deli gibi salgılanan omega sıvısı deliğini iyice kaygan hale getiriyor ve alfanın hırıltılar çıkarıp bağırarak daha da sert ve hızlı içine vurmasını sağlıyordu. Gelmesine çok az kalmıştı ama bu zevki saatlerce daha yaşayabilmek için alfasına çığlıklarla yalvarmaktan asla geri durmazdı.

''Sana benim yanımdayken güvendesin demiştim, hatırlıyor musun omega?''

Alfanın sesi gırtlaktan ve hırıltılı geliyordu, üstelik ona her omega dediğinde omegası kafayı yerken gözlerini kapatıp hıçkırdı ve dudaklarını kanatacak derece ısırdı.

''E-evet, evet alfa ben ha-hatırlıyorummh!''

Kendi sesine bile yabancılaşmıştı ve kendi bile anlamıyordu ne dediğini. Her saniye biraz daha nefesi kesiliyor, minik ve ter içindeki bedeni titremeye başlarken boynunu sıkan koluna tutunarak kasılıp sarsılmaya başlıyordu. Gözleri zevkten geriye doğru kaymıştı, her vuruşta biraz daha yaklaşıyordu zirveye ve daha da deliriyordu.

''Korkman gereken tek kişi benim Min, sadece ben. Sadece alfan!''

Hırlayarak konuşup diğer eliyle onu okşamaya başlayan alfasıyla ağzı sonuna kadar açılarak kasıldı ve zirveye ulaşırken-

Nefes nefese uyanıp gözlerini beyaz tavana dikti omega.

Rüya görmüştü Jimin kulüpteki gecenin sonunda eve gelip kendini yatağa atarak uyuyakaldığında ve uyandığında bedeni tir tir titriyordu. Bir rüya nasıl bu kadar gerçekçi olabilirdi Tanrı aşkına? Nefes nefese ve terden saçları sırılsıklam olmuştu. Üstelik sırılsıklam olan tek yer de ne yazık ki saçları değildi. Omegasının bütün gece tasarladığı kirli hayalleri yüzünden bu hale gelmişti.

''Lanet olsun.'' diye fısıldadı sertçe yutkunup soluklanmaya çalışarak. Yatağı terden ve omega salgıları yüzünden sırılsıklamdı. Ne halt edecekti şimdi? Alt tarafı bir boks maçı izlemişti ve şimdiden alfayla ilgili kirli ve ıslak rüyalar mı görmeye başlamıştı yani? Bu gidişat iyi değildi. Hiç iyi değildi.

Zar zor doğrularak sırtını yatak başlığına yaslayıp titreyen elleriyle yüzünü ovuşturdu ve içinden lanetler okumaya devam etti. Bu rüyayı acilen unutması gerekiyordu ama birkaç dakika daha rüyanın sancıları devam etmişti. Sonunda zar zor nefeslerini düzenlediğinde ve vücudu da az çok titremeyi bıraktığında yorganı güçsüzce kaldırarak ayaklarını yataktan indirdi ve yere basarak komodindeki telefondan saate baktı. Neredeyse beşe gelmek üzereydi. Oflayarak zorla yataktan dışarı attı kendini. İşi uzundu, şimdi başlasa anca okula yetişirdi. Hızlıca çarşaflarını söktükten sonra onları da yanına alarak odasının yanındaki banyoya gidip çamaşır makinesine üstündekileri de attıktan sonra makineyi çalıştırdı ve hassas bedenini de duşa kabine atarak ılık bir banyo yaptı. Neyse ki kendi odası ve banyosu başka kattaydı yoksa sabahın beşinde neden çarşaflarını çamaşıra attığını ve banyo yaptığını Seokjin'e asla anlatamazdı.