Çocuk süt içmeyi sevmez. Arkadaşıyla birlikte lego oynamakla meşguldür. Annesinin ağzına dayadığı sütü elinin tersiyle iter, kafasını yana çevirir. Anne sinirlenir. Ona yıllarca bakmıştır, büyütmüştür, boklu bezlerini yıkamıştır. Karşılığında oğlu beş saniyesini ayırıp da sütünü içmeye tenezzül etmiyordur. Şu çocuklar ne kadar da nankördür. Anne önce çocuğun "sidik yarışı" merakını kullanır: "Bak, arkadaşın süt içmeyi çok seviyormuş, her gün sütünü içermiş, di mi Abdullah?" "Övöt töyzö!"
Bu yöntem işe yaramayınca anne bu sefer de oğlunun "paylaşmaktan nefret etme" özelliğini kullanıp çocuğun tapulu malı olan sütü arkadaşına ikram etmekle tehdit eder: "O zaman ben de Abdullah'a veririm. Apocuuum, iç bakıyım oğlumun sütünü." Çocuktan yine bir tepki gelmez. Anne, sütü Abdullah'ın elinden zar zor kurtardıktan sonra sinirlenmeye başlamıştır, sert oynamaya karar verir. Anne bilmez ki çocuk; sütü kaynar bir içecek olduğunu sandığı için içmek istemez. Küçük bir hayvanı öldürebilecek sıcaklıktaki sütü anne bilerek soğutmamıştır, çünkü nereden öğrendiğini hatırlamamakla birlikte, soğuyan sütün vitamininin "kaçacağına" inanır. Bu vitamin nereye kaçar, atmosfere mi karışır, difüzyonla dağılmaya mı uğrar, onları hiç merak etmez.
Annenin yardımına sokaktan geçen eskicinin bilinmeyen bir dilde söylediği savaş çığlığı koşar:
"İeeskileralırımeskiciyyyya!"
Anne: "Bak! Eskici geldi işte! Sütünü içmediğini öğrenmiş. Çabuk iç sütünü, vallahi götürür sonra seni" diyerek kendi oğlunu, hem de yalan yere yemin ederek ölümle tehdit eder. O yaşta annesinin ve babasının her söylediğine inanan çocuk ise büyük bir korkuyla sütü kafasına diker. Önce elleri yanar çocuğun, sonra ağzı ve dili. Sütü yuttuktan sonra da yemek borusundaki acıyı hisseder. Ama en azından eskiciden kurtulmuştur. Nasıl bir istihbarat teşkilatı vardır ki eskicinin, sütünü içmeyen çocukları hemen teşhis etsin? Acaba evden birisi mi gammazlıyordur çocuğu, veya evi seyreden meraklı bir komşu? Peki devlet mi görevlendirmiştir eskiciyi: "Git, ne kadar sütünü içmeyen, uyumayan çocuk varsa getir. Madem büyümeye niyetleri yok, şimdiden imha edelim de arı ırkı yaratalım" diye?
Çocuk, uzun bir süre eskiciyi sadece "çocuk toplayan adam" olarak bilecektir. Ne kadar büyürse büyüsün ondan hep korkacaktır. Koskoca bir işadamı olduğunda bile eskicinin sesini duyunca irkilecektir. Ama olsun, sütünü içmiştir. Çocuğun psikolojisinin bozulduğuna değmiştir.Eskici ise, pencerenin dışında, bütün bu konuşulan komplo teorilerinden habersiz sokakta gezmektedir. Dört bisiklet tekeri üzerinde giden tezgahını azimle itmektedir. Apartmanın pencerelerinden seslenen kadınlara, eski eşyalar karşılığında plastik kova, leğen, mandal, lavabo pompası... arabasında ne varsa verir.