Keyifli okumalar!!
Şarkılar:
Demir Demirkan, Zaferlerim
Pinhani, Bir anda1 OCAK 2022
Ve kitap şöyle başlıyordu;
Ben ;
Kimsenin gördüğü, duyduğu, bildiği kadın değildim.Ben;
Sırları olan, saklanan, yalanlar söyleyen bir kadındım.Öyle büyür ki acı içimizde sanki bir kanserin yavaş yavaş yayıldığı gibi vücutta. Sanki günden güne yok ettiği gibi bizi. Tedavisi olmayan bir illet gibi bağlar elimizi kolumuzu. İlaçlarla önüne geçmeye, yavaşlatmaya çalışırsınız ama nafiledir. Aslında ders almaktır başımıza gelen felaketler. Teşekkür etmektir belki de.
Teşekkür edebilir misiniz siz hayatınızı alt üst eden şeylere?
Sizi kandıran insanlara mesela... Teşekkür edebilir misiniz? Niye etmiyoruz ki? Onlar bize güvenmemeyi, aldanmamayı öğretiyorlar aynı zamanda.
Ki onlar bu ise özür dileyeceksiniz, onları hayal ettiğiniz insanlara benzettiğiniz için. Olmayan duygularını varmış gibi davrandığınız için. Çünkü onlar sizin onları nereye koyduğunuzla ve onları nasıl sandığınızla ilgilenmezler.
Ve hiç kimse görünenden fazlası değildir.
Eğer yeniden başlayabilseydim yaşamaya, daha çok sarılırdım anneme, daha çok öperdim onu. Şimdi o gittiğinden beri içimde paramparça olup ufacık kırıntılara bölünmüşken hayat, ben yokluğuna inat yaşamaya çalışıyordum.
Kafamın içinde fırtınalar kopuyor, depremler oluyor ama şu koca ev kımıldamıyordu bile. Neye inat dimdikti böyle, ne hakla hala sapasağlamdı bilmiyordum.
Hayat çok acımazsız kızım derdi... Hayat çok acımasızmış anne.
Ne geriye dönebiliyor ne ileri gidebiliyordum şimdi. Ve o an tam ortadan ikiye bölünüyor tekrar tekrar onun yokluğunun beynimi kanatmasına izin veriyordum.
Ne kötüyüm şimdi ne de büsbütün iyi. Sadece yokluğuna alışmaya çalışıyordum. Ama bir tarafım da alışmaya çalışmak bir yana dursun hala inanmak istemiyordu bütün bunların gerçek olduğuna. Sanki şu an ağlasam annem gözyaşlarımı silecek gibi hissediyordum.
Ama bunu kaç kere denemiştim hatırlamıyordum bile. Kaç kere sayıkladım adını, kaç gündür yok yanımda sayamıyordum. Söyleyemiyordum ve söyleyemeyecektim öldüğünü... O ölmemişti. Sadece...Sadece gitmişti.
Bu evde duramıyordum ama kalmak zorundaydım. Kaçmak istiyordum ama gidemiyordum. Kendimi sokaklara atmak istiyordum ama balkona bile çıkamıyordum. Beni duysunlar istiyordum ama dinlemiyorlardı bile. Şimdi sokağa çıkıp, birinin kolundan tutup, beni anlaması için yalvarmak istiyordum. Ama sonra diyordum ki, seni baban anlamamış, yoldan geçen herhangi birisi nasıl anlasın ki diyordum ve hemen vazgeçiyordum.
Benim yas tutmaya vaktim bile olmamıştı. Uykusuzluktan göz altlarımın şişliğini hissedebiliyordum artık. O kadar yorgundum ki ve bi o kadar da halsiz ama üstesinden bir şekilde gelmeliydim. Uyumamalıydım, dinlenmemeliydim ki kardeşim rahatça uyuyup, dinlenebilsindi. Ben artık kendimden önce onu düşünmeliydim. O bana annemden kalan tek şeydi. Pes etmemek için nedenimdi. Savaşmak için cesaretimdi.
O kadar güzel ki bazen yanında oturup ağlayarak onu izliyordum. Düşünmeden edemiyordum; bir gün ya annemi sorarsa diye. Ne derdim o zaman? Nasıl açıklardım? Ve hep dua ediyordum bir gün bana bunu sormaması için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIŞ BİLETİ
RomanceBen senin aşık olduğun Miray'ım. Senin öptüğün, senin gözünden bile sakındığın kadınım. Ben senin balın'ım. Ama sen de haklısın; 'En tatlı bal bile tadıldıkça bıkkınlık veriyor' değil mi? Ama...Ama hani sen bana doyamazdın? Hani? Soğumuş halin çok...