"Şah mat Sanerciğim, oyunun sonu." Babam keyifle şakırken gözlerim Sanere kaydı. Açıkcası hiç de üzülmüş gibi değildi kaybettiğine. Aksine... bilerek kaybetmiş olabilir mi ki?
"Azıcık büyü Doruk ya!" Doruk kucağındaki mısır tabağından bir avuç mısır alıp ablamın ağzına tepiştirdi.
"Az sus Hale, az sus." Sadece küçük bir tebessümle izliyordum babamı, ablamı, Doruk'u ve Saner'i. Bir gün sonra babamı göremeyecektim, biliyorum Saner yine kayıplara karışacaktı. Ablam kendisini bir kere daha odasına kapatacak ve... Aslında Doruk hiç değişmeyecekti... sanırım....
Ben bu hale nasıl mı geldim? Herşey bir yıl önce onbirinci sınıfta sevgilimin en yakın arkadaşıyla yatmamla başladı. Hıhh! Komik mi? Şuan o kişinin babamla nasıl eğlendiğini izliyor olmam... Komikten çok tuhaf sanki. Ama size daha tuhaf olan birşey söyleyeyim; dün ya da dünden önceki gün ya da daha daha önceki gün... Son bir yılım çok ama çok tuhaftı....
Bu hikayeye başlarken çok kararsız kaldım ama şimdi buradayım. Dedim ki acaba yine bir eve dönüş hikayesi yazsam... ama diğeriyle hiç bir bağlantısı olmasa.. tek bağlantısı day-(Öhöüm! Bunu söylememeliyim.) .. nasıl olur?? :))
Deneyelim bakalım. ;)
Okuyan herkese teşekkürler. ^-^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çirkin Ördek~Eve Dönüş 2
General Fiction"Eğlenceli miydi?" Dişlerini sıkarak yüzünü yüzüme biraz daha yaklaştırdı. "Arkamdan yeterince güldünüz mü!?" "N-ne demek istiyorsun?" Sesli bir kahkaha attığında yüzüne bakabilme cesaretini gösterebilmiştim ama... kahkahalarını aniden kesip gözleri...