Bücür Şeytan(UZUN BİR SÜRE ASKIDA)

3.Bölüm-İLK ÖPÜCÜK

Multimedia: Berk

&&&&&&&&&&&&&&

İki ders boyunca Emir ve Mert gelmemişlerdi. Ben de bundan faydalanarak yayılabildiğim kadar yayıldım. Okul çıkışındaki kavgaya mutlaka gidecektim. Ama Emir'in gelip gelmeyeceğini kestiremiyordum. Ah pardon o ölüm döşeğinde bile olsa eminim kavgaya giderdi.

Gamzeye baktığımda sıranın üstünde uyuduğunu fark ettim. Bu benim için daha iyiydi. Kavgaya gideceğimi söylersem beni engelleyebilirdi. Bunun için o güzel uykusundan uyandırma zahmetine girmedim. Beni görmeden hemen gitsem iyi olurdu. Kitaplarımı çantama yerleştirdikten sonra ses çıkarmadan sınıftan çıktım.

Koridorda Mert'i gördüm. Fakat yanında Emir yoktu. Telefonuyla birisine bir şeyler anlattıyordu. Bu kişi Emirden başkası değildi. Duyduğum kadarıyla Emir üstünü değiştirmek için eve gitmiş ve oradan bara geçecekmiş. Bir an aklıma üzerine neskafe döktüğüm sahne geldi ve yüzümde sinsi bir gülümseme oluştu.

Mert'e bakmadan yanından hızlı bir şekilde ayrıldım. Kavgayı kaçırmak istemezdim ne de olsa. Aslında benim için kavga falan önemli değildi. Oraya gitmemin nedeni Berkle tanışmak. Tabi o Emir denen uyuzunda dayak yeyinceki yüz ifadesini görmek için de gidiyordum.

Berkle daha önce tanışmamıştım. Bu kavga her ne içinse kendi lehime çevirecektim. Madem Emir'in sinirlenmesine neden oldu benim de sevinmeme neden olabilirdi, öyle umuyorum. Belki de Emir konusunda ondan yardım alabilirdim. Birden titreyen telefon sesiyle dikkatim dağıldı. Şifreyi girip açtığımda mesajın Enes'ten geldiğini anladım.

''Okul çıkışı seni almaya geleceğim, bir yere kaybolma.''

Aniden olduğum yerde durdum. Şimdi mi haber veriyordu, ben yoldayken. Eğer geri dönersem birçok şeyi kaçırabilirdim. Dönmezsem Enes merak edebilirdi ve sonu benim için hiç iyi bitmezdi. Ama merak duygum Enes'in beni azarlama duygusundan ağır basınca yoluma devam ettim. Geç kalmadığım sürece hiçbir sorun çıkmazdı. Mesaj bölümünü açarak ''Tamam'' dedim ve Enes'e gönderdim. Tek yapmam gereken acele etmekti o kadar.

Bara geldiğimde zorlanmadan içeriye girdim. Etrafa baktığımda en son gelişimden beri hiçbir şeyin değişmediğini gördüm.

Ortalıkta şimdilik kavga falan yoktu. Anlaşılan Emir henüz gelmemiş. Bende onlar gelesiye kadar oyalanmak için barmenin yanına gittim. Yine tek bildiğim içkimi yani vişne suyunu isteyip Emir'in gelmesini beklemeye koyuldum.

Birkaç dakika sonra dikkatimi ben yaşlarında bir erkeğin bana doğru yaklaşması bozdu. Bir an sessizce kendime küfrettim. Başıma iş alma konusunda mastır yapmıştım resmen. Aptalca bir kavga yüzünden kendimi kurtların önüne atmıştım. Hem buraya geldiğimden kimsenin haberi yoktu. Eğer başıma bir şey gelirse bunu tek sebebi ben olacaktım. Hemen buradan gitmeliydim. Fakat çocuk çoktan yanıma gelmişti. Elindeki içkiden bir yudum alarak bana doğru yaklaştı.

''Güzelim sen burada yenisin herhalde.''

Bu sözü Enes'ten duymaya alışık olduğum için yabancı ses karşısında irkildim. Yüzümün buruşmasına engel olamadım. Korkuyordum. Korkumu belli etmeyecek kadar da deneyimim vardı. İçimdeki savaşçı ruhum korkumu bastırarak savunmaya geçti.

''Bu seni ilgilendirmez. Şimdi çekil önümden.''

Ellerimle göğsünü ittirmeye çalıştım fakat o kendinden taviz vermeyerek yerinden kıpırdamadı. Bu hareketim onun gülmesine neden olmuştu. Ben burda nasıl kurtulacağımı düşünürken o alaycı ses tonuyla konuşmaya devam etti.

''Oooo sertiz. Sert kızları severim.''

Bana yaklaşarak saçlarımla oynamaya başladı. Elini sertçe tutup çektim. Ama dibimden gitmesine gücüm yetmedi. Geri gitsem korktuğumu anlayacak ve daha fazla üstüme gelecekti. Bu yüzden yerimde durmanın en mantıklısı olduğuna karar verdim. Sarhoşluğu her yerinden akıyordu fakat hala ayakta duracak kadar direnci vardı. Koşsam kurtulurdum belki ama kaçmak bana göre değildi. Kalıp onun anladığı dilden konuşacaktım.