Telefonumun mesaj sesiyle uyandım. Mesaj atan Jungkook'du. Gülümseyerek mesaja baktım.
Muzlu süt hayranı: bir saat sonra ordayım hazırlansan iyi olur
~07.10 sabah~
Ben: hemen hazırlanıyorummm
~07.12 sabah~Yataktan hızla kalktım ve banyoya girip duş aldım. Aşağıya indim kahvaltımı hallettim. Öğretmenimin yanına indim ve bu gün derse katılmayacağımı bildirdim. Daha sonra müdürün odasına gidecektim. Ama daha dün izin kağıdı almıştım. Kesin soru soracaktı. Yüzüm düşmüştü. Ama belli etmeden müdürün kapısını çaldım. Gel komutunu duyunca içeri girdim. Beni görünce gülümsedi.
Müdür: hoş geldin yn. ne yapabilirim senin için?
Ben: hoş buldum teşekkür ederim. Ben bu gün de izin kağıdı isteyecektim.Kaşlarını çatarak bana baktı. Evet soru soracaktı.
Müdür: dün de gittin yn sorun etmedim ama bu seferki biraz erken. Güvenliğin için nereye gittiğini bilmem gerek.
Korkuyordum yalan söylersem eninde sonunda bu ortaya çıkardı. Ama Jungkook'dan bahsedersem beni hiç çıkarmaya bilirlerdi bu yüzden de yalan ama doğru olan bişi söyledim,
Ben: galiba bisikletimin kilidi gevşemiş. Çıkarılması zor ama imkansız değil. Bisikletimi tehlikeye atmak istemiyorum bu yüzden bisikletçiye gidiyorum.
Dedim. Aslında doğruydu şimdi almayı planlamıyordum ama görünen o ki şimdi alacaktım. Bana biraz baktıktan sonra başıyla onayladı ve izin kağıdını imzaladı. Kağıdı vermeden önce ise son bir soru ile denedi beni,
Müdür: peki niye şimdi gidiyorsun? Henüz çok erken değil mi?
Ben: bana bu bisikleti satan abi bu saatlerde çalışıyor öğleden sonra başka biri geliyor. O abiden almak istiyorum.müdür izin kağıdını bana uzattı. Ben de teşekkür edip yavaş adımlarla odadan çıktım. Dolabımdan bir miktar para alıp bisikletimin de anahtarını aldım. Jungkook'a da mesaj atmayı ihmal etmedim.
Ben: hazırlandım. Ama kapının önüne gelme. Buluştuğumuz kafenin önüne gel olur mu? ~10.22 sabah~
Muzlu süt hayranı: anlaşıldı. Zaten beş dakikaya ordayım. Bisiklet olmadan hayat çok zor :( ~10.25 sabah~Gönderdiği mesajla gülümsedim ve telefonu cebime koyarak aşağıya indim. Bisikletimin kilidini çıkardım ve çıkış kapısına doğru ilerledim.
Bekçi: ooo yn erkencisin. Yoksa sabah sporuna mi başladın?
Ben: abartma abi. Saat daha on. Bisikletim için kilit almaya gidiyorum.
Bekçi: hah iyi iyi. Zaten kırılacak gibiydi. Hadi iyi yolculuklar.Bana kapıyı açmıştı ben de el sallayarak kafeye doğru sürdüm. Gittiğimde Jungkook'da yeni geliyordu. Beni görünce ellerini havaya kaldırıp el salladı. Ben de bisikletten inip ona el salladım.
Jungkook: aynı anda geldik ha?
Dedi, koşmuşa benziyordu. Nefes nefeseydi.
Ben: evet öyle oldu galiba.
Jungkook: e hadi gidelim o zaman.Başımı onaylar biçimde salladım ve yürümeye başladık.
~~~~~•~~~~~~~~~~~~~~•~~~~~
Jungkook: hangisini almalıyım sence?
Jungkook bana seslendiğinde daldığımı fark ettim. Bişey düşünmüyordum ama dalmıştım,
Jungkook: ikisi arasında kaldım, hangisini almalıyım sence?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Far Away Jungkook
FanfictionHayattan ve yaşamaktan vaz geçen Y/N Jungkook sayesinde yeniden hayata bağlanacak mı?