"Ne zaman döneceksin?" Emiko telefona kıkırdadı, "Sadece bir haftadır yokum Shoto.." Endişelenmesi hoşuna gitmişti, "Biliyorsun, mezuniyet törenimi kaçırmanı istemiyorum."
"Merak etme, elimden geldiğince pilota hızlı gitmesini söylerim!" Kahkahalar gelen telefon hattında Todoroki gülümsedi, "Sana da eğlence çıktı tabii?" Emiko dudaklarından gelen sesle kıkırdadı, "Öptüm, uçak kalkıyor." Todoroki gülümsedi, "Pekala."
"Seni seviyorum!" Emiko söylediğinde Todoroki gözlerini yumdu, "Hn."
"Üf! Romantik olsan ölürsün zaten!" Telefon yüzüne kapandığında Todoroki kıkırdadı, "Oi, Todo-bro! Aizawa Sensei geldi!" Todoroki telefonu cebine attı ve ayağa kalktı, "Geliyorum."
İçeriye adımlandığında Aizawa'nın elindeki kutuyu kızlar elinden almış kurcalarken Hagakure ve Ashido'nun çığlığı tüm yurdu inletmişti. "İnanamıyorum, Sensei çok teşekkür ederiz!"
Kızlar heyecanla kep ve cübbelerini incelerken Todoroki telefonundan saate baktı. 'Daha dört saat var...'
*
*
*"Ee, Todoroki-kun? Aizawa-san ile nasıl gidiyor?" Midoriya gülümsedi ve sodasından bir yudum aldı, "Güzel gidiyor. O da mezun olunca sanırım nişan yapacağız." Todoroki telefonunu sürekli kontrol ederken Midoriya kıkırdadı, "Her ne kadar belli etmediğini düşünsen de etrafında onun neşesini arıyorsun."
"Öyle mi görünüyor?" Midoriya başını salladı, "Evet, sürekli ne kadar kaldığını kontrol ediyorsun." Todoroki gülümsedi ve derin bir nefes verdi. Yeşil çayını yudumladı, "Sanırım hayatımda gerçekten en büyük yere sahip. Bu bir haftada daha iyi anladım Midoriya." Midoriya gülümsedi, "Umarım çok mutlu olursunuz Todoroki-kun -"
"Son dakika gelişmesi ile karşınızdayız sayın seyirciler."
Kafenin televizyonunun sesi yükseldiğinde ikisi de televizyona döndü.
"Tokyo ve Matsuyama arasındaki 071919 numaralı yolcu uçağı infilak etmiştir. Arama kurtarma çalışmaları için Japon kahraman ve balıkadamlar bölgeye gönderilmekte."
*
*
*"Sakin ol Todoroki-kun! Uçak numarasını hatırlıyor musun?" Midoriya gergince sordu, "Hayır... Söylemedi." Midoriya yutkundu, "Tamam... Tamam! Biletini aldığı servisi arayalım!" Todoroki ayağa kalktığında Midoriya onu izledi, "Nereye gidiyorsun?"
Cevap vermeden soğuk terler arasında kafeden çıktığına Midoriya masaya cüzdanına bakmadan cüzi miktarda yen bıraktı ve onun peşine takıldı. "Todoroki-kun! Sakin ol! Hem... Hem onun uçağı olduğunu bile bilmiyoruz!" Midoriya onu sakinleştirmek için uğraşsa da bir çaresini görememişti. "Midoriya..."
"Evet?"
"Ben. Ben ona seni seviyorum bile diyemedim." Pişmanlığını yüzünden okunurken Midoriya'nın çalan telefonu dikkatleri dağıttı, "Efendim Kacchan?"
"Tamam... Tamam! Benimle beraber. Biz hemen geliyoruz!" Telefonu kapattığında Todoroki hızlıca ne olduğunu sordu, "Kacchan, sen, ben, Uraraka-san ve Asui-san arama kurtarma çalışmaları için davet edilmişiz." Todoroki yutkundu, "Eğer istersen gelmek zorunda değilsin.."
Todoroki hızlıca aracının anahtarını çıkartıp kapı kilitlerini açtı. Otomobili çalıştırdığında sürücü koltuğunda gerindi. "Todoroki-kun... Benim kullanmamı ister misin? Sakin görünmüyorsun." Todoroki çatık kaşları arasında tehditkâr gözlerini Midoriya'ya çevirdi. "Ben sakinim."
"Direksiyonun seninle aynı fikirde olduğundan şüpheliyim.."
~•~
Dudududu
Kısaysa kusura bakmayın... Ders arasında anca yetişti.