"Pekala, seni dinliyorum?"
Emiko, babasının ofisindeydi. "Bu da ne demek oluyor Emi?" Babasının ona hayal kırıklığı ile bakan bakışları arasında derin bir nefes verdi, "Pişman değilim. Beni o manyakla ahlaksızca yakıştırırlarsa böylee olur." Aizawa anlını karışladı, "Burnunu kırmışsın. Bakugo'nun yaptıklarını düşünmek bile istemiyorum. Ne günah işlemiş olabilirim de siz ikinizi bana verdiler?"
Emiko göz devirdi, "Bana bebek muamelesi yapmana gerek yok, şuan öğrencini kurtarabilirsin, benimse sadece velimsin. Üstelik o çocuğun burnunu değil çenesini de kırmak lazım," dedi ve sinirle nefes verdi, "Annemi aradın mı?"
"Aradım! İki deli arasında kaldığım için kusura bakma, sinirliyim!" Sesini yükselttiğinde Emiko oturduğu koltukta arkasına yaslandı, "Eh, o sinirin anca bana işler zaten," diye söylendiğinde içeri giren Emi ile Aizawa'nın sözü bir nevi bölündü, "Aman Tanrı'm, Emiko! Neler oldu?" Nefes nefese geldiği belli olan kadın nefesi oturmakta buldu, "Emiko genel sınıflardan bir erkekle kavga etti. Çocuğun burnunu kırıp üstüne üstelik yüzünü okul dolaplarına çarptı. Aile şikayetçi olacak. Ama hanımefendi pişman bile değilmiş," dediğinde annesinin de tüm yargılayan bakışları altında ezildi, "Sebep?"
"Ahlaksızca yakıştırmalarda bulununca kan beynime sıçradı. Düşündükçe sinirleniyorum, bir de Bakugo ile beni yakıştırdı! İnanamıyorum!" Emi, Aizawa'ya döndü, "Şahit varsa sorun kalmaz, şikayet edemezler."
"Benimle dalga mı geçiyorsun?" Aizawa sesini yükselttiğinde Emiko kaşlarını çattı, "Anneme bağırma, bağıracaksan bana bağır."
"Sen karışma." Emi araya girdiğinde Emiko yerine sindi ve göz devirdi, "Çıkıyorum ben," dedi ve ayağa kalktı. Ebeveynleri tartışırken ofisten çıktı, kapıda beklemediği bir isim vardı.
"Ne oldu, sensei'inle konuşacaksan zahmet etme, ben senin azarını da yedim," Bakugo göz devirdi, "Sonunda bir konuda ortak noktamız var be maydanoz?" Sırıtarak söylediğinde Emiko derin bir nefes aldı, "Kavgacı değilim, sadece seninle o derece yakıştırılmam sinirlerimi acayip derecede bozdu." Bakugo kaşlarını çattı, "Ne demezsin, şu sıcak-soğuk senin hayranının ailesini ikna ederken beni de seni kontrol etmem için göndermişti halbuki!"
Emiko yutkundu, "İkna mı?" Bakugo göz devirdi, "Durduk yere kınama almaman için ikna etti işte gerizekalı. Uyku tulumu bize ceza verir fakat bu aptal sevgilin sayesinde okuldan falan uzaklaştırma almayacağız işte."
*
*
*"Aman Tanrı'm! Aizawa-chan!" Emiko yurdun kapısından Bakugo ile içeri girdiğinde herkes Emiko'nun morarmış sol gözü ve elmacık kemiğine dikkat kesilmişti. Dudağı patlamış fakat kan kurumuştu. "Selam."
Ashido olaya hızlıca el atıp Emiko'yu kızlar arasına çekti, "Tanrı'm, en son örnek alacağın kişiyi neden örnek aldın!" Azarlarken bir yandan da Emiko' nun pembe yüzünü elleri arasında inceliyordu, "Ben iyiyim merak etmeyin, sadece dinlenmem gerek." Uraraka dudaklarını ısırdı, "Şey.. Todoroki-kun yurda geldiğinden beri odasından çıkmadı," dediğinde Midoriya araya girdi, "Sanırım siz ikiniz ondan özür dilemelisi -"
"Ne özüründen bahsediyorsun sen seni inek! O asalaktan asalaktan asla özür dilemem ben!" Emiko derin bir nefes verirken Iida ve Sero çoktan Midoriya'yı kanlı canlı yemek isteyen Bakugo'dan ayırmıştı, "Ben en iyisi onun yanına gideyim."
"Aizawa-san, erkekler bölümüne geçmen hiç ama hiç uygun değil! Kurallara da aykırı -" Emiko gözlerini aktifleştirdiğinde Iida gülmeye başlamıştı, "Özür dilerim ama şuan hiç havamda değilim Iida-san. Sadece bu seferlik görmezden gelemez misin?" Iida gülmekten yarılırken Yaoyorozu araya girdi, "Benlik bir sorun yok, değil mi Iida-san?" Iida onayladığında Emiko gözlerini kırptı, "Teşekkürler!" Soğuk adımlarla üst kata çıkarken Iida'ya gülen Kaminari ve Mineta'nın sesleri üst katlarda yankılanıyordu.
Emiko ilk kat ulaştığında erkekle kısmına girdi ve Todoroki'nin odasının kapısını tıklattı, "Senpai?" Kapıyı açtığında yutkundu, "Şey -"
Todoroki okuduğu kitap ve yaktığı tütsülerle dikkatini kitabından ayırmamıştı, "Senpai?" Kapıyı kapattıktan sonra usulca yanına oturdu. Kaldığı paragrafı bitiresini beklerken Todoroki yeni sayfaya geçtiğinde Emiko yutkundu.
Gerçekten kızgın.
"Senpai?" Elini yanağına attı ve ona bakmasını sağladı, "Özür dilerim, seni öyle bir duruma düşürmemeliydim," gözlerini kaçırdı ve yanağını okşadı. Todoroki'nin eline doğru yaslanan başıyla ona döndü, "Özür dilerim, gerçekten. Seni incitmek istememiştim."
"Biliyorum."
Emiko kitabın ayracını bulup arasına koydu ve kitabı kapattı, "Senpai." Todoroki'nin göğsüne sırtını yaslamak için bacakları arasına yerleşti. Todoroki'nin hızlanan kalp atışları ve hızla yükselen göğsüne yaslandığında başını sola yatırdı, "Bana sarılsana?" Todoroki onu ikiletmedi, kollarını belinden ona geçirdi ve önünde birleştirdi. Emiko ise kitabı alıp ayracından ayırdı, parmakları arasında hafifçe yükseltti, "Şimdi okuyabilirsin."
~•~
Kitap ölü.
