"Aslında anladım Emiko-chan, teşekkürler." Emiko gülümsedi, "Sevindim! Ben kaçtım!" Sınıftan koşturarak çıktı ve babasının odasına ilerledi, öğle yemeğini onunla beraber yemek istiyordu, ne de olsa yurt olayı yüzünden pek görüşmemiyorlardı. En azından yüz yüze bir yemek güzel olurdu.
"Otoo-san?" kapısını tıklatıp içeri girdiğinde onun masası başında uyuyakaldığını gördü.
Yorgun gözaltları ve biçimsiz sakallarının üstüne düşmüş tutam perçemleri.. Gülümsedi, etrafta onun üstüne örtebilecek bir şeylere bakındı fakat bulamadı. Ardından üstündeki üniformasının ceketini çıkardı ve üstüne örttü. Yüzündeki tutamları çekti.
Elindeki bento kutusuyla odasından sessizce ayrıldığında öğle arasının bitmesine az kaldığını gördü.
'Nerede yesem ki?' diye düşündüğünde çatı katında yemeğe karar kıldı. Sessizce merdivenleri çıktı, uzun saçları kapıyı açtığı gibi rüzgarla savruldu ve yüzünü huylandırdı. Tek tük öğrenci vardı etrafta, derin bir nefesle kendine yemeğini yiyebileceği bir bank buldu ve oturdu. Mavi gökyüzünü seyrederken bento kutusunu açtı.
<3
tatlım!
umarım okulda her şey yolunda gidiyordur!evet gayet iyi anne
merak etme<3
sevindim :)
derslerini asma güzelim
babanıda seni de çok öpüyorumsiz boşandınız farkındasın değil mi?
<3
:')
babanın marifetleri güzelim
neyse, öğle aranı daha fazla almayayım
şimdiden afiyet olsun :*<3
Görüldü ✓✓
Bu durumu sıkıcı buldu Emiko. Sıkıcı ve üzücü.
Her şeye gülümserken aslında mutsuz olmak. Bu çok saçmaydı. Kömür gözleri arasındaki gri külleri derin nefesiyle savurdu ve yeşil saçlarını kulaklarının arkasına sıkıştırdı. Onun yanına oturan çocuğu farketmemişti bile. "Eh?"
"Merhaba."
Emiko kaşlarını havaya kaldırdı, "Merhaba Midoriya-kun?" Midoriya hızlıca yutkundu, "Özür dilerim Aizawa-san. Sadece çok üzgün görünüyordun." Emiko gülümsedi, "Üzgün demek ne kadar doğru emin değilim."
"Geçen Todoroki-kun'la olanlar mı canını sıktı?" Midoriya her şeyi anlamıştı bile. Emiko derin bir nefes verdi, "Ben her zaman böyleydim Midoriya-kun. Eğer bundan en başından beri rahatsızsa neden söylemedi de herkesin içinde bana bağırdı, hala anlayamıyorum," Başını eğdi ve gözlerini yerdeki fayanstan alamadı, "Ben sadece... Onu gerçekten çok seviyorum."
"Todoroki-kun'nun ailevi yaşadığı sıkıntılar ve sosyalleşmedeki eksikliklerinden dolayı çekingenliğini biliyorsundur," Midoriya konuya girdiğinde Emiko hafifçe sulanan gözünü sildi, "Biliyorum. Biliyorum ve ona iyi gelmek istiyorum." Midoriya gülümsedi, "Todoroki-kun eminim ki seni kırdığı için senden özür dileyecektir Aizawa-san."
"Bilemiyorum Midoriya-kun. Sadece... Bu bana bazı kötü şeyleri hatırlatıyor."
Annesiyle babasına benzetti kendisiyle Todoroki'yi. Onlar artık ne arkadaş ne de aşıklardı. Sadece Emiko'nun anne ve babasıydı. Ama Todoroki ile Emiko arasında ortak bir bağ yoktu. Bu Emiko'yu korkutuyordu.
"Hiç mesajlaştınız mı?" Emiko başını iki yana salladı, "Hayır. Yani, sohbet ediyorduk. Aslında eminim onu rahatsız ediyordum ama evet konuşmuştuk bir kaç kez." Midoriya gülümsedi, "Anladım."
"Yazmalı mıyım?"
"Bence buluşmayı ve konuşmayı teklif et."
Midoriya'nın gülümseyen yeşil gözleri ona umut verdi. Tekrardan yanmaya başlayan gözleri arasındaki kıvılcım parmaklarında nihayet buldu ve yazmaya başladı.
şey
selam :'Dİletildi ✓✓
Telefonunu kapattı ve derin bir nefes aldı. Midoriya onun sırtını sıvazladığı sırada elindeki telefonu titrediğinde ufak çaplı bir çığlık attı, "A-aizawa-san!"
"Özür dilerim, korkuttum seni," dediğinde Midoriya gülümsedi, "Sorun yok!"
Senpai ;>
selamşey ben bir şey soracaktım da
Senpai ;>
sor
eğer senin için de uygunsa bu akşam ya da yarın her hangi bir saatte beraber yemek yiyebilir miyiz?
hem
konuşmuş oluruzSenpai ;>
bu akşam uygun
saat kaçta?Emiko ufak çaplı bir kriz daha geçirirken Midoriya gözlerini büyütmüş ekranı okuyordu.
okul çıkışında direkt gidebiliriz :)
Senpai ;>
pekala
kapıda buluşuruzPEKİ :))
Görüldü ✓✓
"Yemek yiyeceğiz! İnanamıyorum!"
"A-aizawa-san! Ne-nefes alamıyorum!"
Kolları arasında sıkışan çocuğu hızlıca bıraktı, "Özür dilerim!" Midoriya kısa kravatını düzeltti, derin bir nefes aldı ve elini ensesine atarak kızaran yanaklarını engelledi, "Önemi yok, mutlu olduğunu görmek güzel." Emiko daha da sırıttı ve bentosundaki onigiriyi keyifle ağzına attı, "Sahi, sizin o sınıftaki deli fişekle nasıl başa çıkıyorsunuz?"
"Kacchan'la mı?"
"Kacchan ile, evet."
~•~
Azıcık yorum beklemek benim de hakkım hm?