"Yok... Yok!" Todoroki sinirle etrafta dolaşırken Midoriya yutkundu, "Todoroki-ku -"
"Oi."
İkisi arkasına döndüğünde onlara yaklaşan Bakugo'yla göz göze geldiler, "Ekiplerden cesetlere göz atmak için izin istedim. Cesetler arasında ona benzeyen birisi yoktu." Todoroki kaşlarını çattığında Bakugo göz devirdi, "Ya motora yakın bir yerde oturdu, tüm vücudu parçalandı ya da hiç bu uçağa binmedi."
Todoroki derin bir nefes verdiğinde Midoriya telefonundan gelen çağrıya yanıt verdi, "Alo?"
"Uraraka-san - ne?" Todoroki yutkunduğunda Midoriya kıkırdadı, "Ah! Çok endişelenmiştik. Mümkünse telefona verir misin? Oh, teşekkürler." Telefonu kulağından uzaklaştırdı, "Al, rahatlayabilirsin." Todoroki telefonu titreyen elleri arasına aldığında hattın diğer ucundaki sesle içine su serpildi, "Senpai?"
"Emi?"
Titreyen sesini kontrol edememesi Bakugo'yu gülümsetti, "Uğraştığım sikim sonik işlere bak.." Emiko, "Tanrı'm! Ağlıyor musun sen?"
"Hayır."
Emiko hattın diğer ucundan derin bir nefes verdi, "Uçak saatim düşen uçakla aynıydı. Firma farklıydı, Senpai. Seni korkuttum, üzgünüm." Todoroki sulanan gözlerini yumdu, "Neredesin şimdi?"
"Yurttayım."
*
*
*"Hoşgeldiniz." Todoroki gülümsedi ve hızlı adımlarla Emiko'ya sarıldı. Başını boynuna gömdüğünde Midoriya gülümsedi, "Biz sizi yalnız bırakalım." Emiko gülümsediğinde çift renk saçları karıştırdı, "Senpai... Ben iyiyim, merak etme." Todoroki hafifçe uzaklaştı, "Çok kötü hissettim."
"Üzgünüm," gözlerini yumdu ve dudaklarına buse kondurdu, "Ama geldim." Todoroki gülümsedi, "Bir daha gitmeni istemiyorum." Emiko kıkırdadı, "Planlarım arasında yok, Shoto."
"Emi. Bana seni sevmeyi öğrettin, ben batırdıkça sen beni toparladın." Emiko dudaklarını araladığında Todoroki işaret parmağını dudaklarına bastırdı, "Seni kaybetme düşüncesi beni o kadar korkuttu ki. Bu his... Çok kötüydü. Ama sesini duyduğumda hissettiğim ferahlama ile tekrar doğduğumu hissettim."
"Seninle nefes almak istiyorum. Nefesim olur musun?"
~•~
Ehmmm...
Sonraki bölüm final.