IX.

618 28 1
                                    


İyi okumalarrr🤍🤍
.
.
.

Aşağıya indiğimde Demir beni bekliyordu. Hava soğuk olduğundan koşarak arabanın içine girdim.

"Kedi üşümesin diye battaniyeye sarıyorsun ama kendin bu üstündekilerle iniyorsun, hasta olunca görürsün." dedi Demir yumuşak bir ses ile. "Ne yapayım o daha çok küçük." dedim. Demir klimayı açtı ve arka koltuğa uzanıp eline sweati aldı, kedimi kucağımdan alıp sweati bana giydirdi, içim kıpır kıpır oldu bir an. Hemen kedimi kucağından aldım, "Benim elim var kendim giyebilirim." dedim. "Belki ben giydirmek istedim sana, olamaz mı? Nişanlınım sonuçta." dedi ve Demir rüyasından onunla zorla nişanlandığım gerçeği ile uyandım. Demir arabayı çalıştırdı.

"Yol çok uzun sürecek mi?" dedim kedimin kafasını okşarken. "Hayır..." dedi bir anda yüzü düşmüştü. "Ne oldu?" dedim endişeli bir ses ile. Gülümseyerek gözlerimin içine baktı, "Hiç." dedi. "Peki." dedim gözlerimi kaçırarak. Bana o kadar güzel bakıyordu ki etkilenmemek elde değildi. "Kaçırma gözlerini." dedi. "Bir ona karışmamıştın zaten." dedim. İç çekip gözlerimin içine bakıp, "Senin için diyorum ben, utanınca o kadar çekici oluyorsun ki... Sanki normalde beni kendinden uzak tutup delirtmiyormuşçasına." dediği anda gözlerim açıldı gözlerim bacaklarımdaydı.

"İsmini ne koydun kedinin?" diye sordu. "Düşünmedim" diyerek kestirip attım daha fazla muhattap olmak istemiyorum. "Bence Damla koyalım. Çok yakışır, herkese hırlıyor ama ben miyavlatmasını bilirim." dedi sırıtarak. Bilerek yapıyordu yeni anladım salak gibi. "Terbiyesiz." dedim gözlerimi devirerek. "Ben kedicikten bahsediyordum sen ne anladın ki? Kim bilir neler geçiyor kafandan senin." dedi. Sinirle iç çektim, beni çıldırtmaya çalışıyordu.

Bir süre yol aldıktan sonra koskocaman bir evin önünde durduk. Burası kaldığımız evin 5 katı kadardı. İçeriye geçtik, "Beğendin mi sevgilim?" dedi. "Baya güzelmiş ama tek yaşayan birisi için çok büyük değil mi?" dedim. Arkama geçip belime sarıldı, "Zaten tek değil iki kişi yaşıyor. Tabi bu sayı bizim elimizde değil mi bebeğim? Sen ve çocuklarımız için kendim çizdim." dediğinde çok şaşırmıştım, "Sen mi yaptın bu evi yani?" dedim şaşkınlıkla. "Evet ama şuan çok korkuyorum Damla. Sana sarılıyorum, çocuk diyorum ve kavga etmiyoruz." dedi bana sarıldığını unutmuşum. Hemen geri çekildim, "Çocuk anca senin hayallerinde olur Demir. Gerçek olmayan ve olmayacak birşey için sana laf anlatmama gerek yok sonuçta değil mi?" dedim. "Hmm uyandırsana beni hayallerimden." dedi ve boynumu öptü. "Hayal falan yok Damla. Sen okulunu bitirdikten sonra hazır hissedince evleneceğiz ve tabi ki çocuklarımız olacak." dedi. "Şaka mısın Demir? Çocuğumuz falan olmayacak bizim." dedim sert bir ses ile. "Sadece ben değil sende isteyeceksin çocuğumuz olmasını Damla. Hem fena mı olurdu minnacık, evde emekleyerek yerinde durmayan bir bebek?" dedi, anlatırken bile gözleri parlıyordu. "İğrenç olurdu. Senin baba olman bir çocuğun hayatını mahvetmen demek. Hatta aynı şuan yaptığın gibi." Yüzüne o kadar büyük bir üzüntü, hayal kırıklığı yerleşti ki... Gerçekten bu çok ağırdı, bana söylenseydi iğrenç hissedeceğim birşeyi ilk defa bir insana hiç düşünmeden söyledim. "Demir ben ö-" diyecekken lafımı böldü, "Haklısın iğrenç herifin tekiyim, herşeyi mahvediyorum ama..." gözlerinden yaş aktı. "Ama asla senden bunları duymayı hak etmedim Damla. Ben babam gibi değilim. Onun gibi canavar değilim. Göreceksin, göstereceğim." dedi titreyen sesi ile. Ellerimi yüzüne götürüp yaşlarını silecektim ama ellerimi tuttu, "Asla dediklerin için kendini suçlama Damla. Ben seni o kadar sıkıştırdım ki bir anda patladın, biliyorum sorun bende. Yemin ediyorum değişeceğim bebeğim." dedi gülümseyerek. O kadar pişman oldum ki dediklerim için...

"Geç dönerim, birşey lazım olursa ara güzelim." dedi saçımı okşayarak. Başımı salladım.

Demirden

Damlayı yalnız bırakmayı hiç istemesem de, o kadar dolmuştum ki ona patlayabilirdim. Tam o anda Toprak aradı;

Toprak: Alo kanka naber,bizim mekana gelsene kafa dağıtalım biraz.

Demir: İyi, geliyorum.

Nasıl olduğum sikinde bile değildi  ben olmasam etkisiz eleman olduğunu oda biliyordu ama benim şuan kafa dağıtmaya ihtiyacım var. Arabaya binip Toprağım mekanına geldim. İçeri girer girmez kolunu omzuma attı.
"Hoşgeldin kanka tam loca hazırlanmıştı gel geçelim." dedi. Gevşek herif, kolunu omzumdan çektim. Locaya geçtik, kendime ayrı viski açtırttıktan sonra içmeye başladım. Toprak birşeyler anlatıyordu bende geçiştiriyordum.

"Kanka şu sarışın çok fena değil mi?" dedi. Hiç cevap vermeyip bir shot daha attım. "Bro sen eğlenmeye geldiğine emin misin ne bu halin? Bak bir kız var yatakta harika ayarlıyım sana. Bu gecelik ama." dedi komik birşey söylüyormuş gibi gülerek. "Toprak kenarda köşede ne bok yiyiyorsan ye bulaşma bana." dedim tersleyerek. Birkaç dakika sonra yanında iki kızla geldi.

"Gelin kızlar buyrun oturun." dedi Toprak. Gözlerimi devirmeden edemedim, gözlerimi devirmek demişken aklıma Damla geldi dersem yalan olur. Hiç çıkmıyor zaten aklımdan.

"Selam." dedi Toprağın getirdiği kızlardan birisi. Hiç cevap vermeden kalkıp aşağıya indim.
Tam inerken Toprak, "Kanka nereye, gece yeni başladı. Sevmedin mi kızları?" dedi. Sağ elimi göstererek "Senin getirdiğin hayatındaki tek vasfı babasının parası olan kızlar sikimde bile değil Toprak. Damlayı sevdiğimi biliyorsun ve bu değişmeyecekte. Ha hesabı ödedim merak etme, iyi eğlenceler sana.

Eve geri döndüğümde Damla şöminenin önünde, kucağında kedisi ile uyuyordu. Hayatımda gördüğüm en güzel manzaraydı...

Selamm💓💓

Bölüm nasıldı bebişlerr?

Sizce Demir değişecek mi yoksa kaldığı yerden devam mı?

Demir Damlanın dediklerini hak etti mi?

AmareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin