Selamlarr! Geri döndüm öncelikle ülkemizdeki felaketten dolayı hayatını kaybeden insanlara rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Her zaman büyük acılar yaşıyoruz ve yaşayacağız da, ama önemli olan tekrar ayağa kalkmamızdır. Bayadır bölüm atmıyorum, fazla tutmadan iyi okumalarr♥️
...
Sabah uyandığımda kucağımda yatan minik kedimle -matemle- uyanmıştım. Gerçekten tüm kötülüklerden arınmış hissediyorum, kafasını oksadığımda minik mırıltılar çıkartıp gözlerini kısarak boynunu açtı. Açıkta kalan minik boynunu sevdikten sonra kucağımdan kalkıp mamasını yemeye gitti. Ben ise mutfağa geçip kahvaltı hazırlamaya başladım.
"Demir!" ses gelmedi. Yukarıya çıkıp tekrar seslendim fakat ses yoktu. Gece gelmedi mi? Nerede acaba? Aman bana neyse artık. İşime gelir onu görmemek.
Televizyondan dizi açıp yemeğimi yedim. Yukarıya çıkıp giyinme odasına girdim. Giyinme odası ne ben yarısının dolap olduğu beş karışlık odada iki kişi yaşamış kızım. Bir sürü ayakkabı elbise falan vardı da ne işi var bu kadar şeyin. Ben yemem bu ayakları koçum. Kim kime özel ev çizmiş bu dönemde yer mi Anadolu kızı, yemez. Hangisini giysem acaba Allahım zenginlik çok zor.Halimiz itten beter keyfimiz paşada yok.
Abla yine olay olmuşum. Aşağıya inip taksi çağırdım.
Avmye gidip saatlerce gezdim bir sürü kitap ve kıyafet aldım ve sahile indim. Saatlerce dediğime bakmayın kaç olduğuna bakmadım. Telefonum çalmaya başladı
"Kocişim♥️" arıyor...
Yarabbi sabır ya birde kocişim diye kaydetmiş. Telefonu hemen açtım
-Ne var Demir?
-Eve gelme gibi bi düşünceniz var mıdır acaba Damla Hanım?
-Yok.
-Neredesin gelip alacağım seni.
-Ben kendim gelirim.
-Saat dokuz Damla.
-Bir kısıtlamadığın kalmıştı zaten bravo.
-Kısıtladığım falan yok seni, hadi söyle geleyim oraya.
-Pff iyi sahildeyim, kayaların orada.
-Tamam geliyorum.Telefonu kapatıp denizi izlemeye başladım.
...
Demir eve geldiğinde Damlayı göremeyince çok endişelenmişti. Koruma tutmak istememişti çünkü Damlanın rahatsız olacağını düşünmüştü. Kafa dağıtmaya çıktığını düşünüp aramak istemedi. Duş alıp akşam yemeğini hazırlamaya başladı. Yemeği hazırladığında Matemin mamasını doldurup bir süre Damlayı beklemesine rağmen gelmedi. En sonunda dayanamayıp aradı ve şuan Sahile gidiyordu. Kayaların üstünde sevdiği kızı görünce içi neşeyle doldu fakat Damla ondan nefret ediyordu nasıl onunla sevincini paylaşabilirdi? Halbuki Demir, Damla peki dese bırak sevinci tüm hayatını ona adayacak bir adamdı.
...
Demir kapımı açınca ön koltuğa oturduktan sonra yan koltuğa geçip arabayı sürmeye başladı. O sürerken onu incelemek istedim sebepsizce. Çınarların evindeyken gördüğüm bebek ile yanımdaki adamın hiç farkı yoktu resmen. Tabi artık o tombiş yanakları yerine sivri yüz hatları vardı. Siyah saçları ve Mavi gözleri tamamlıyor garip bir şekilde birbirini.
Demir bir anda yüzünü bana çevirince gözlerimi kaçırdım."Ne uzun yolmuş git git bitmedi, gerçi sana kısa gelmiştir yol boyunca beni izlediğinden." dedi gülümseyerek. Ona bakmam bile bu kadar umutlandırıyordu onu. Hemen konuyu değiştirdim.
"Dün için özür dilerim kendimi kaybettim bazen seninde bir insan olduğunu unutuyorum. Fakat asla pişman değilim yanlış anlama." dedim. Derin bir iç çekti, "Önemli değil dersem yalan söylemiş olurum. Senin ağzından çıkan her söz benim için o kadar değerli ki... Ama sanada hak veriyorum. Ha Fark etmiyorum sanma sürekli konuları değiştirmeye çalıştığını." dedi. Bu da ne açıkgöz ya, bir daha birşey söylemedim artık laf yarışına girmek istemiyorum.
Evin kapısını açtı ve içeriye girdik, Koskoca Demir Girayzade bana yemek yapmıştı. Elimi yıkayıp salona geçtim, Demir sandalyemi çekti ve yemeğe oturduk. "İlk defa yemek yapıyorum kötüyse çok çaktırma olur mu? " dedi. Bir anlığına çok tatlı gelmişti ama bir anlığına sonra geçti. Başımı salladım ve yemeye başladım. Baya iyi yapmıştı ama bilmesine gerek yok bence.
"Yakında YKS sınavın var istersen mezuna kal. Seni çalıştırabilirim ya da?" dedi Demir. "Iı tekrar okusam iyi olacak zaten batırmıştım." dedim. "Nasıl istersen ama bak bundan sonra seni çalıştıracağım. Çok disiplinli bir öğretmenimdir haberin olsun." dedi kendinde emin bir sesle. "Uğraşmasaydın sen ya hem ne anlarsın öğretmenlikten ben daha ne olacağımı bile bilmiyorum." dedim. "Ben ne anlar mıyım?" küçük bir kahkaha attı, "Tıp bitirdiğimi bilmiyorsun tabi..." ve ekledi "Gerçi sen benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun." dedi.
"Neden bileyim ki?" dedim ve bir an nişanlı olduğumuzu hatırladım, şimdi kesin gözüme sokacak nişanlandığımızı. "Bilmem belki de çok ortak noktamız vardır. Çok iyi birer iki dost olabiliriz hatta belki bu dostluğumuz sayesinde iki değil üç belki dört kişi bile olabiliriz." dedi. Her saniye beni kendine yakınlaştırdığını hissebiliyorum. "Neyse," dedim sesimin titremesine engel olamayarak ve ekledim. "Ellerine sağlık. Ben uyuyacağım çok uykum geldi." diyip yerimden kalktım ve tam gidecekken Demir belimden çekip masanın üstüne oturtturdu. Bir anda dudaklarıma yapıştı. Ani bir şoka uğradım ve kendimi çekemedim sadece mavi gözlerine bakakaldım.
"İyi geceler sevgilim..."Selamm nasıldı bölümm
ay ben fark ettim bölümleri çok kısa yazıyormuşum hiç söylemiyorsunuz he
bazı düzenlemeler yapabilirim ama şuan çok üsendiö
yeni kurgu mu yapsam diyorum nası fikir
Damla herşeyi çabuk mu unutuyor yoksa Demire gereksiz mi nefret duyuyor?
Sizce Damla ne okusa yakışır?