Selam arkadaşlar yeni bölümle sizlerleyimm oy ve yorumlarınızı bekliyorum, uzatmayacağım
(acemiyim)
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-Telefonda-
Ö: "Bana uygun kanka diğerleri ne dedi?"
E: "Herkes geliyor bir sen kalmıştın şimdi bütün ekip toplanıyoruz"
Ö: "Ha en son bana sordun yani yazıklar olsun sana bek bek bek stebır"
E: "Ya abartma amaa"
Ö: "Tamam tamam şaka yaptım zaten ama bir daha olmasın."
E: "Bir şey diyeceğim..."
Ö: "Dinliyorum da sesin neden değişti bir şey mi oldu?"
E: "Ya kanka bir şey soracağım ama kızma."
Ö: "Hadi Emre uzatma."
E: "şimdi... Yağmur gelecek mi?..."
Ö: "Bunu mu soracaktın Emre." Dedi umursamaz bir ses ile ve devam etti "sorarım isterse gelir, neden bu kadar kastın ki?"
Yağmur onları dinliyordu neden bilmiyordu ama dinliyordu neredeyse içeri girecekti çünkü duvarlar Gerçekten hiç ses geçirmiyordu, ondan bahsettiklerini anladı ardından Ömer'in aramayı kapattığını ve dışarı çıkacağını fark etmesiyle hızla ve sesizce odasına ilerledi
-odada-
Ö: "Yağmur biz arkadaşlarla kafeye gideceğiz hem arkadaşlarımı tanıştırırım sende gelmek ister misin?"
Y: "Hayır, size iyi eğlenceler." Yağmur gitmeyi çok istiyordu fakat... gidemezdi sorun çıkmasından çok korkuyordu, ya arkadaşları onu sevmezseler ya bir anda tetiklenecek bir şey yaşanırsa... gidemezdi.
Ö: "Peki... sen bilirsin..." dedi bozulmuş bir sesle. Ömer bozulmuştu çünkü gelmesini çok istiyordu fakat onu zorlayacak değildi. Üstünü değiştirdi anahtarlarını aldı ve dışarı çıktı
-ekip arabada-
Ö: "Rahat mıyız beyler ve bayanlar?"
R: "Hayatı kararanlar, sınıfın en çirkinleri ve ardında kalanlar!"
D: "Bir şeyide şarkıya bağlamasan ölürsün dimi"
R: "Tabiki evet!"
E: "Ben hiç rahat değilim!" Diye bağırdı Emre, öyleydi çünkü arabaya sığmadıkları için onu bagaja bindirmişlerdi.
N: "Nefes alıyor musun?
R: "Nefes'ten nefes kesici haraketlerr."
E: "Nefes seni alamıyorum ama oksijen biraz alıyorum sanırım!"
Ö: "Kahkaha şelalesinden bir yudum daha." Dedi Ömer güldüğünü belli edem bir ses tonuyla
-kafede-
Sohbet ederler
Ö: "Arkadaşlar... size bir şey söylemeliyim..."
R: "Noldu kanka bir sorun yok değil mi?"
Ö: "Yok bir sorun yok yani aslında o kadar ciddi bir şey değil ama..."
N: "Noldu Ömer söylesene."
Ö: iç çekti ve lafa girdi"Lafı hiç dolandırmayacağım direk söyleyeceğim... Ben... Bir çocuk evlat edindim."
Sessizlik... kimse bir şey söylemedi...
Ö: "Bir şey söylemeyecek misiniz? Nefes, Rüzgar?
N: "E kanka bu mükemmel bir şey!
R: "Evet hatta bunu kutlamalıyız!
Ö: "Gerçekten böyle mi düşünüyorsunuz?"
R: "Tabiki evet. Bir dakika neden böyle söylüyorsun ki?"
Ö: "Ben şey-" Nefes Ömer'in konuştuğunu fark etmeden Ömer'in sözünü kesmiş oldu.
N: "Bir dakika Emre, Damla siz neden hiç tepki vermediniz?
Emre-Damla: "Biz biliyorduk..."
Yine sessizlik ama daha uzunundan...
N: "Ben bir şey söylemeyeceğim."
Ö: "Çok mu kızdınız?...
R: "Hayır aslında anlıyorum ne tepki vereceğimizi bilmediğin için normal ama söylesen daha iyi olurdu..." Rüzgar çok kırılmıştı çünkü arkadaşları onun her şeyiydi söylememesi onu çok rahatsız etmişti... Ama belli etmeyecekti.
N: "Katılıyorum..."
Biraz daha sohbet ettiler ardından
D: "Abi kalkalım mı ya çok geç oldu"
N: "Saat kaç ki?"
R: "20.20"
E: "nE biz buraya 3'de gelmedik mi?!"
Ö: "5 saat olmuş?!" dedi inanamaz bir sesle
R: "Kalkalım artık." Dedi Rüzgar ardından diğerleri onayladı ve arabaya bindiler, saat geç olmuştu bu yüzden çok araba yoktu
-Arabada-
Ö: "Ee gençler nasılız?"
R: "Gençler derken?"
E: "Yaşlandığını kabul edemiyor arkadaşımız." Dedi alaycı bir sesle
Ö: "Aynı yaştayız lan biz!"
E: "Ayıp oluyor ben kasım 30'da doğdum sen Aralık 1'de."
Ö: "Abi alayı bırakında bu yol tek yön değil miydi ya?"
R: "Evet neden sordun?"
Ö: "Öndeki araç n'yapıyor o zaman?"
N: "Üstümüze geliyor."
Ö: "Burada iki arabayı geç bir araba + motor olacak kadar bile yer yok!"
en son durdular biraz beklediler biri telefonda konuşuyordu ardından arabadan inip üstümüze yürümeye başladılar, ekip ise olacaklardan habersiz en kısa zamanda eve varıp keyif yapmanın hayalindeydiler fakat bu hayalleri gerçekleşecek gibi durmuyordu...
X: "İnin l@n arabadan!"
E: "İnmiyoruz sorun mu var?"
D: "Ne yapıyorsun Emre zaten olaylı duruyorlar uğraştıma bizi"
X "Açın lan kapıyı!" Dedi arka taraftan biri yaklaşık 5 kişiydiler ve herbirinin elinde pek hoş olmayan aletler vardı
R: "Ömer bas gaza!"
Ö: "Size çok iyi bir haberim var..."
N: "Saçmalama Ömer sür artık!"
Ö: "Gaz basmıyor."
E: "Ne!"
Ö: "Kapıları kilitleyin!"
Adamlar gelmişlerdi ve kapıyı zorlamaya başladılar açamayacaklarını anladıklarında camlara vurmaya karar verdiler, bütün camlar kırılmıştı... herkesi teker teker arabadan indirdiler
X: "Dizinizin üstüne yere çökün, hemen!"
Ö: "Abi bırak bizi biz bir şey yapmadık ki!?"
X: "Dizinizin üstüne dedim!"
Herkes yere çöktü
X: "Şimdi sorular soracağım ve cevap vereceksiniz anlaşıldı mı!"
E: "Niyeymiş pardon?"
Ömer Emrenin koluna vurdu, sertçe.
X: "Çok konuşma lan sen!"
E: "Konuşursam nolur?"
X "Bu olur" dedi elinde beyzbol sopası olan adam, Emrenin karnına çok sert bir şekilde vurmuştu
E: "Ah!"
Ö: "Ne yapıyorsunuz lan siz!" Dedi ve tam ayağa kalkacakken bu sefer karnına darbe alan o olmuştu, bir tekme ile.
D: "Ömer!"
E: "Sizin işiniz bitti oğlu-" diyecekken,
E: "Ahh!" Diye bağırdı Emre bu sefer sırtına öyle sert bir darbe almıştı ki kan kusmuştu.
R: "Sizi varya-" ayağa kalkmaya çalışan Rüzgar bir şey yapamadan yüzüne yumruğu yemişti.
Nefes bu kargaşadan yararlanarak telefonunu çıkardı acil arama tuşuna bastı fakat arama yapılamadan telefon tozla buz olmuştu, adamlardan biri telefonu ezmişti
D: "iyi misiniz!" Dedi Damla planı cümleyi böyle bitirmek değildi ama bu kadar diyebilmişti çünkü çoktan boğazına darbeyi almıştı. Konuşmaya devam edemedi, nefes almakta zorluk çekiyordu.
X: "Soruyorum Cevaplıyorsunuz... Anlaşıldığını düşünüyorum. Aranızda Ömer hangisi?" Dedi adam, kimse cevap vermedi bu sefer iki kat daha yüksek sesle sordu "Ömer hanginiz dedim!" Ömer kendini belli etmek için garip sesler çıkarmıştı.Ömer'e yaklaştı çenesinden tutup ona bakmasını sağladı. "Demek sensin güzellik..."
Ö: "Güzellik anandır m@l."
X: "Yani Yağmur senin elinde..." dedi adam sırıtarak
Ö: "Eğer kılına dokunursanız-"
X: "Ne o döver misin yoksa?" Dedi gülerek diğerleride gülmeye katılmıştı. "İlk ve son kez söylüyorum,hastaneye gitmek yok hiçbiri polisin kulağına gitmeyecek."
Ö: "Giderse nolur?!"
X: "Yağmur'u elinizden alırım pardon yanlış söyledim, alır."
Ömer bir şey söyleyemedi yutkundu adamın ne ima etmeye çalıştığını bir tek o anlamıştı...
Adamlar çok uzun süre durmadı, vurmaya devam ettiler en sonunda adamlardan birinin telefonu çalmasıyla beraber durmuşlardı. Emre bilincini kaybetmişti, Ömerin sırtı morarmıştı, Rüzgarın ise gözü, Nefes'in ise kolunda derin bir iz vardı muştayla vurmuşlardı, Damla'nın durumu diğerlerinin durumu kadar berbat değildi bu yüzden Emre'yi arabaya taşıdı ve çantasındaki kolonyağını Emre'ye koklattı Emre iyi değildi fakat bilinci artık yerindeydi, arabayı sürüp onları eve götürmeyi başarabilmişti. Ömer'in evine sürmüştü çünkü en yakın ev onlarınkiydi.
Saat gece 12 idi bu yüzden kimse onları görmemişti.
Ömer'lerin katına çıktılar ve kapıyı çaldılar,
Y: "Kim o?"
Ö: "Biziz!"
Yağmur Ömer'in ses tonundan bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamıştı ve kapıyı açtı... bunu beklemiyordu.
Y: "Ne oldu size böyle!"
D: "Anlatacağız fakat şimdi içeri girmemiz gerek." Dedi Damla ve içeri girdiler Yağmur Emre'nin koluna girmiş onu taşımıştı Emre Yağmur'un bu kadar güçlü olduğunu bilmiyordu bu yüzden şaşırmıştı fakat şaşkınlığını belli edecek durumda değildi.
Y: "Ben ilk yardım çantasını getireyim." Dedi ve hızla odasına yöneldi, bir dakika Ömer'in evinde ilk yardım çantası yoktu ki?
Yağmur gittiği gibi gelmişti
Ö: "Evimde ne zamandan beri bir ilk yardım çantası var?"
Y: "Ben yanımda getirmiştim." Dedi ve ilk olarak Emre'ye yöneldi en perişan durumda olan oydu.
Emre'nin kan içindeki tişörtünü olabildiğince yukarı çekmeye çalıştı, karnındaki yarayı gördüğünde gözleri büyümüştü ve çok korkmuştu fakat belli etmemeye çalıştı ancak Rüzgar anlamıştı... ardından konuşmaya başladı
Y: "Kısa keseceğim yaran çok geniş ve tehlikeli... yalan söylemeyeceğim, acıyacak." Dedi sonra çantadan ilaçlarla bezleri çıkardı ardından işe koyuldu.
E: "Ah acıdı!" Dedi Emre acı içinde ve sesli bir şekilde inleyerek.
Y: "Sessiz ol!" Dedi sesini yükselterek çünkü bu onu tetikliyordu, bu eve geldiğinden beri ilk defa sesini yükseltmişti.
Emre'nin yaralarını sardı ve benzer işlemleri diğerlerinede yaptı.
Ö: "İlk yardım bilgin olduğunu bilmiyordum." Dedi şaşırmıştı.
Y: "Biliyorum işte basit bir şeyler"
R: "Basit mi hiç birimiz bunları yapmayı bilmiyordu!?" Dedi başında tuttuğu buz ile
Y: "O zaman sizin cahilliğiniz." Dedi Yağmur soruları tersliyor ve bir şey belli etmemeye çalışıyordu fakat gözleri dolmuştu ve onları bu halde gördüğünde yüreği ağzına gelmişti, elleri titremişti fakat o zaman kimse bunu fark etmemişti, Rüzgar hariç.
Y: "Peki neden polise haber verip hastaneye gitmediniz?"
Ö: "Dediğim gibi tehdit ettiler."
Y: "Onu anladım da ne konuda herhalde "-polise gitmeyeceksiniz +tamam" olmamıştır"
Ö: "seni al-"
R: "Bütün mal varlığımızı almakla." Dedi Rüzgar, Ömer'in sözünü bilerek kesmişti çünkü Ömer bunun Yağmur'un üzerinde nasıl etkisi olacağımdan habersizdi...
Y: "Peki..." dedi Yağmur fakat Rüzgar'a hiç inanmamıştı hem Ömerin dediğini duymuş farklı bir şey söyleyeceğini anlamıştı hemde bu yaraları öyle düz sarhoşların yapabileceğini düşünmüyordu, bilmek istiyordu ve istediğini elde edeceğine emindi..
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bölüm sonu!! Bu arada Rüzgar psikiyatrist haberiniz olsun. Umarım beğenmişsinizdir,fikirlere her zaman açığım ve sorularınız varsa yazabilirsiniz!
Mantık hataları vs. Varsa görmezden gelin lütfen
Desteklerinizi yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum! İyi günler.
1415 kelime oldu.:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evlatlık
Teen FictionKüçükken yetimhaneye gelmiş ve gençliğinde evlat edinilmiş, sorunları olan bir kız... Bakalım neler olacak. ⚠️sh, ed, sa⚠️