Pazardan soğanlar: Devamı

367 199 79
                                    

- Şükür gelebildin iki saat seni begliyom
- Tamam sinirlenme geldim işte.
- Geç kaldık haberin varmı?
- Geç mi kaldık?
- Saate bak Dolmanur
Telefonu çantamdan çıkartıp saate baktığımda 8: 25 ti! Geç kalmıştık gerçekten işe bak sen! 5 dakika sonra zil çalacak!
- Yangabız geç kalmışız!
- Sabahtan beri ben ne diyorum? Gel atla
- Ne?
- Gel buraya gucağıma
- Beni kucağında taşıyarak mı götüreceksin!
- Atlasana!!
   Atladım onun kucağına! Çekti beni göğsüne doğru. Kokusu öyle yoğun geliyordu ki buram buram nefesi farklı tatta alıyordum resmen hayır buna huzur denilirdi!  Kucağında zıplıyordum resmen alt üst alt üst. Midem bulanıyor kusmasam iyidir.
- İn hayde in!
- Ay tamam.
- Dolmanur öldüm resmen iki saattir taşıyorum seni!
- Ama sen demiştin hem 5 dakikadır taşıyorsun! Ayrıca ağır mıyım ben Yangabız sen bana şişgo mu diyorsun!
- Elbette hayır ne alakası var sevgilim!
- Kes sesini Yangabız kes!
  Yine ağlayarak uzaklaştım bana ayı dedi hiç düşünmez mi insan sevgilisini nerem ayıymış benim nerem şişgoymuş! Harbi yangabız!
- Ben sana şişgo mu dedim sevgilim niye böyle yapıyorsun özür dilerim gel buraya
Ayağına çağırıyor bir de yuh gerçekten yuh!
Kolumdan tutup kendisine çekti beni yüzler birbirine değiyor!
- Bırak beni!
- Dolmanur niye sinirleniyon
- Bıraksana Yangabız!
- Niye? Yapışsam dudaklarına ne yapabilirsin ki?
- İstemiyorum! Okula rezil olmak istemiyorum!
  Delirdi mi bu? Bildiğin beni äzdįrmaya çalışıyordu o öpmeden ben öpecektim!
Ama hayır buna yenik düşemem.
- Yangabız bey, Yangabız bey! ben sizin o bildiğiniz basit kızlara benzemem! Öyle o kadar kolayca elde edemezsiniz beni!
- Öyle mi? Deneyelim mi?
Ve pat! Ah! Deliler gibi dudaklarımı emcüklemeye başladı! Resmen dudaklarımı koparacaktı! En son kendimi ondan çektim. Nefes nefese, ter kör içinde kalmıştık. Gözlerini dudaklarımdan ayırmıyordu.
- Niye durdurdun beni!
- Ah!.. Ne yapsaydım?   Herkesin gözü önünde bir de beni yerlere mi atacaksın?
- Yaparım tabi! Bir dahakine çekilmene izin vermem ona göre!
- Dolmanur!
- Yapraknaz!
Koşarak Yapraknaz'a sarıldım. Yangabıza baktığımda ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
- Kim bu?
- Telefonda konuştuğum arkadaşım.
- Ha o mu?
- Burda okuyacak
- Burda mı!
- Evet neden şaşırdın
- Sen bunla hep konuşursun lan! Beni unutursun!
- Olur mu öyle şey
- Dolmanur ne diyor bu?
- Hadi ama geç kaldık. Yangabız kendi sınıfına hadi! İyi dersler sevgilim.
Yangabız gitmişti biz de kendi sınıfımıza girdik. Kapıyı açıp girdiğimizde! Şükür ki hoca yoktu azar falan da yemeyecektik. Kurtulduk!
- Benim sıram bura da yanıma gel.
- Tamam. Dolmanur
- Efendim?
- Ayarlayacaksın?

Gülümsedim.
- Tabi ki. Yangabızın bir sürü arkadaşı var tenefüste onlarda olur bildiğim biri var çok yakışırsınız!
- Gerçekten mi! Ama... Bana bakıcağını nerden biliyoruz?
- Senin gibi güzel kızı gördüğünde hayır diyeceğini sanmıyorum.
- Beğenmeyecek kesin beni!
- Salak salak konuşma! Elbette beğenecek!
- Öyle diyorsan
Konuşmayı bırakıp telefonumda gezinlendim ki Yapraknaz tekrak konuşmaya başlamıştı
- Dolmanur? Neden herkes sana bakıp gülüyor?
- Ne bileyim ya boşver onları sen hep öyleler
- Böyle sürekli mal gibi bakacaklar mı yani?
- Anlasana ilk defa güzel kız görüyorlar
- Alakası yok ama neyse

     Zil çalmıştı!
- Kalk! Kalk! Gidiyoruz! Bak sakına utanıp konuşmamazlık yapma tamam mı? Konuşacaksın dişi gücünü göster ki ilk görüşte äzdır onu!
- Yapamam ben onu
- Başlayacam sana ama!
Bahçeye indiğimizde her zaman ki oturulan o banklarda gördüm onları
- Bak oraya gidiyoruz hazırlan!
- A- ama ben
- Hoşgaldın aşgıımm
- Hoşbulduk ehehe
İkimizde yanlarına oturduğumzda Yapraknaz' a sessizce,
- Bak işte seninki şu sağdaki
- Ne? O benim ki mi? Bana asla bakmaz o!
- Şemsettin ismi
- İsmiyle yakışıklılığının arasında kocaman fark var Dolmanur!
Yangabızın yanına gidip sessizce ona da
- Yapraknazı Şemsettine ayarlıyorum agalarına söyle gidelim.
- Ne alaka şimdi ya!
- Dediğimi dinle hadi kalk söyle onlarada baş başa bırakalım.
- Hay ben sizin ama
Yangabız diğerlerine söyleyince Yapraknaz'a
- Gerisi sende.
Diyerek ayrılmıştık.

          ~ Yapraknazın Gözünden~

Bunlar gittiler  inanamıyorum  Dolmanura! Ben nasıl konuşcam bununla! Kalbim güm güm!
Bir anda telefonundan gözlerini ayırıp etrafını inceleyip bana baktı
- Aaa  bunlar nereye gitti?
- Ee şey gittiler.
- Neden?
- B-bende b-bilmiyorum
Heyecandan konuşamıyorum Allah'ım yardım et!
- Tanışalım?
Ölücem şura da tanışalım dedi! Tanışalım dediii!
- Ben.... Yapraknaz
- Bende Şemsettin memnun oldum
Çapkın gülüşler? Şimdiden?
- Eee önceden nerede okuyordun?
- Aaa şey ben burda değildim yani şehir dışı
- Anladım
Bu heyecan bu hızlı atan kalp atışı napacağım ben! Allah'ım neden bu kadar yakışıklı neden?
- Aaa niye bu kadar kızardın yanakların kıpkırmızı olmuş hahahaha.
Patlıyorum! Ve patladım
- ALSANA BENİ GUCAĞINA!
ALLAH KAHRETSİN! Allah karetsin aptal aptaaaallll!
- Ne?
   

- Sağol kahve için.
- Her zaman, oldular mı?
- Ne oldular mı?
- Sevgili
- Ha Yapraknazla Şemsettin mi? Evet Yapraknaz basmış son gaza.
- Senin gibi.
Güzel dudakları yine o momo gülüşüyle yer aldı.
- Annem geldi
- Ha? Evde değil miydi zaten?
- A şey hayır şehir dışı! İş!
- Haa anladım güzel. Tanıştırırsın artık
- Hayır!
- Ne? Neden?
- Yani şey, elbette tanışırsınız canım ama şimdi öğrenmesin yani sevgilim olduğunu biraz baskıcı da eheh!
- Hahaha tamam
Acaba annemle tüm sevgililerimi birlikte sįktįğįmizi bilseydi ne yapardı?







İlk AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin