Hastayım Doktorum Ama Size - Taekook ✓

İlk Buluşma

THV

Mesaim yaklaşım 45 dakika içinde bitti. Üstümdeki doktor gömleğimi çıkarıp masamın yanındaki askılığa astım ve bilgisayardan mesaimi dijital ortamda da bitirip arabamın anahtarını masamın üzerinden alıp çıktım. 

Hastane otoparkında siyah porsche arabama binip evime en hızlı şekilde arabayı sürdüm.

Evime varınca hemen soyunup banyoya girdim. Hijyenik bir şekilde yıkandım ve üstüme beyaz kısa kollu bir t-shirt, altıma mavi kot pantolon giydim. Mavi saçlarımı elimle dağıttım ve aynada kendi kendime "acaba gidip yarın kırmızı mı yaptırsam" dedim. Ardından hızla üzerime siyah kabanımı alıp arabamla Jungkook ile buluşmak için ayarladığımız kafeye yola çıktım. 

Yaklaşık 10 dakika sonra kafeye geldim ve cam kenarından çift kişilik bir masaya oturdum. Yanımdaki masada iki erkek siyah t-shirt ve mavi kot giymişlerdi. Biri kediye benzerken biri full gülüyordu. Garson yanlarına gitti ve garsonla arkadaşlarıymış gibi sessizce fısıldaştılar. Garson en sonunda yanlarında ayrıldı ve benim yanıma geldi. Çekik gözleri gülümsediğinde daha çok kısılıyordu. Jungkook kadar olmasa da seksi görünüyordu. Uzun siyah saçları vardı. Siyah bir boğazlı giymişti ve üzerinde uzun kalan boğazlının devamını benim gibi siyah pantolonuna sokmuştu ve biraz bol bırakmıştı. Garson gülümseyerek "Merhabalar, kafemize hoş geldiniz. Bir isteğiniz var mı?" dedi. Başımı iki yana salladım ve "Birini daha bekliyorum onla sipariş vericem." dedim. Garson başını salladı ve yanımdaki masadaki arkadaşlarına selam verip gitti. 

Tam on dakika bekledim Jungkook'u. Madem evinin yanındaydı, neden gecikmişti? Acaba evine mi gitsem? Düşüncelerimi bölen içeri beyaz t-shirt ve mavi kot pantolonla giren Jungkook olmuştu. Has siktir... O kadar seksiydi ki... Saçlarının ıslaklığı yıkandığını ve hızlıca giyinip yanıma geldiğini gösteriyordu. 

Önümdeki sandalyeye oturdu ve telefonuyla cüzdanını masaya bırakırken yorgun sesle "Selam." dedi. Sesinin yorgun çıkmasını eğlenceli bulup gülerek "Selam." dedim. Jungkook ıslak saçlarını geriye atıp esneyerek "Kusura bakma, seni bekletmiş olmalıyım. Evde uyuya kalmışım." dedi. Sırıtarak ona bakarken "Daha çok yorulacaksın." dedim içimden geçirdiklerimi dudaklarım dökerken. Bir anda donakaldığımda Jungkook esnemesini bırakıp tek kaşını kaldırdı ve çapkın bir sırıtışla "Hmm, demek daha çok yorulacakmışım, neden?" dedi. Yediğim naneyi toplamaya çalışmaya çalışırken yanımıza az önce gelen garsonun gelip "Siparişiniz var mı?" demesiyle şükretmeme neden oldu. Jungkook şaşkınca garsona bakarken garson gülümseyerek bize bakıyordu. Hemen Jungkook'a döndüm ve "Bir şey içmek ve ya yemek ister misin, Kookie?" dedim. Jungkook çapkın bir sırıtışla bana dönüp "Hasta doktor ilişkisinde hastana ismini aegyo ile söyleyeceğini bilmiyordum, Taetae?" dedi. Kıkırdadıktan sonra "Ben bir buzlu white chocolate mocha ve havuçlu kek alıyım." dedim ve Jungkook'a dönüp "Sen?" dedim. Jungkook hemen "Bir muzlu süt ve çikolata parçacıklı kurabiye." dedi hemen. Jungkook bana bakıp "Açsan istersen sana yemek yaptırtıyım, buranın yemekleri güzeldir." dedi gülümseyerek. Başımı olumsuz anlamda sallarken gülümseyerek "Sağol Kookie, aç değilim." dedim. Jungkook eli ile siparişi onayladı ve tam garson giderken arkasından "Birde senin gitmeni isterim, hyung." dedi. Kaşlarımı çatıp Jungkook'a bakarken garson kaşlarını çattı ve "Beni işe Bay Jeon aldı?" dedi. Jungkook kaşlarını alayla kaldırdı ve "Bay Jeon benim, hyung. Konuştuğu kişi babam değil bendim." dedi. Aralarındaki ilişkiyi anlamaya çalışarak onlara bakıyordum. Garson kaşlarını büzdü ve "Hyungunu işten kovuyor musun? Gerçekten mi Jungo? Sende emeğim bu kadar mı? Ben seni el bebek gül bebek büyüttüm, beni işe hor mu görüyorsun?" dedi. Garson bir yerden tanıdık geleye başlasa da sustum ve Jungkook'un cevabını bekledim. Jungkook elini gelişi güzel sallarken "Siktir git hyung, ne bok yersen ye ama acil bizim siparişleri getir." dedi ve bana dönüp "Kusura bakma güzelim, hyungum böyle maalesef." dedi. Güzelim dedi bana!