三つ
Sabah daha güneş doğmadan görevlilerden biri bizi uyandırdı ve 5dk içerisinde aşağıda hazır olmamızı istedi. Oteldeki valizlerimiz kalacağımız eve gönderilmiş, öyle dediler.Şimdi ise 4 tane siyah araba ardı ardına dizilmiş bizi bekliyordu.
En öndeki ve en sondaki arabaya korumalar bindi 2. Arabaya biz binerken arkamızdaki arabaya da Minho ve Jisung binmişti.
Yolculuk sessizdi ve benim içimi bir sıkıntı kaplamıştı. Zaten hava da kapalıydı.
Uzun, ıssız, asfalt bir yolda konvoy şeklinde ilerlerken önümüzü zırhlı araçlar kesti ve bir anda çatışmaya başladılar. En öndeki araç devrilmişti. Bizim sürücümüz ve yan koltuğundaki koruma vurulmuştu. Ön cam tuzla buz olmuştu. O an Felix bana sarılmıştı ve korktuğunu söyledi.
Vurulan korumanın belindeki silahı aldım ve Felix'i arkama alarak arkadaki arabaya geçmesini sağladım. Şerefsizler ateş etmeyi sürdürürken bende arabaya binmeden önce 3-4 kişiyi indirdim ve bende arabaya bindim.
Minho'nun olduğu arabanın sürücüsü de vurulmuştu o yüzden onu arabadan atarak yerine oturmuştum.
Arabayı çevirdim ve ters yöne sürmeye başladım. Gerisini de adamlar halletsin.
Arka koltuktaki Felix'e bir bakış attım. İyi gibiydi.
Yanimdaki Jisung'a doğru "O adamlar kimdi?" diye sordum. Çünkü tahmin edebiliyordum kim olduklarını.
"Baban sana adam gönderecek kadar önem veriyormuş demek ki."
"Korumacı baba kimliğine döndü galiba" dedim ve Jisung'un arabaya bağladığı konuma göre arabayı sürdüm. Olabildiğince kalabalık yerlerden gitmeye çalıştım ve sonunda güvenli bir şekilde ana malikaneye ulaşmıştık.
Malikane de malikane yani.
Nezaketten Minho'nun kapısını açtım o ise bir hışımla arabadan indi ve üstünü düzeltti. Felix uyuya kalmıştı, onu kucağıma almak için yöneldiğimde Minho beni durdurdu.
"Jisung, sen Felix'i odasına götür. Bizim Hyunjin ile konuşacaklarımız var."
"Tamam efendim." Jisung Felix'i kucağına aldı ve arkamızdan geldi. Minho önden malikaneye giren büyük merdivenleri çıktığında durdu ve kapıdaki korumaya
"Jeongin ile Yuta evde mi?" dedi.O koruma ile konuşurken ben anca çıkmıştım merdivenleri. Tabi çıkarken önümdeki şahsın götünü kestiğimden de yavaş çıkmış olabilirim.
"Genç efendinin kursu varmış o nedenle geç geleceğini bildirdi. Efendi Jeongin ise evde isrihat ediyorlar."
"Saol." Otoriter sesinde boğulmak istemek yanlış bir seçim değil bence.
İçeriye girdiğimizde büyük bir hol bizi karşıladı. Oradaki hizmetli hanımefendilere yürümesini durdurmadan ceketini verdi ve ayaklarına terlikleri geçirir geçirmez ilerlemeye devam etti.
Biraz yavaş yürü be adam.
Ama yürüyüşü bile seksi.Hol, büyük bir salona bağlıydı ve salondaki koltuğa uzanmış bir çocuk Minho'yu görünce hemen ayağa kalktı ve buraya doğru ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Come Through Yakuza
FanfictionBiri beni kaçırsa fena olmaz. Böyle takım elbiseli biri. Japon biri. Yakuzaların başı gibi biri. Minho gibi biri. Hyunho