Moon-jo pov:
Onun beni kandırabileceğini düşünmesi çok tatlı. Onun gerçek doğası sahte olandan kat ve kat daha iyi. Sonsuza kadar o korku ve nefretiyle bana baksa ne güzel olurdu. Hayır. O sonsuza kadar bana öyle bakacak. Ta ki beni tekrar sevmeyi öğrenene kadar.
Moon-jo yavaşça Yoo Jongwoo ya doğru yaklaştı, elleini yanağına dokundurdu. Önünde titreyerek debelenen biricik aşkına baktı. Bu sahneyi daha önce görmüştü. Çok uzun zaman olmamıştı Moonjonun 25lerinde olduğu bir zamandı. Yoo jongwooya aşık olduğu zaman.
Platoniği halen sandelyesinde debeleniyordu.
''Ah canım çok mu heyecanlandın? Merak etme oldukça eğleneceğiz.''
Moon-jo cebinden çıkardığı bıçakla Jongwoo'nun el ve ayak bileklerindeki bantları çıkarmadan önce yanağına minik bir öpücük kondurdu.
Elbette Jongwoo gözlerindeki bez yüzünden göremesede moonjo'nun yüzüne bir yumruk attı. Tüm gücünü kullanmıştı ama anestezi yüzünden pek güçlü değildi. Ayakta zarzor duruyordu ve bu Moonjoyu dahada deli ediyordu. Platoniğinin havada kalan elini hızlıca tutu diğer eli belindeydi.
''Ah~ bebeğim neden bu kadar acelecisin? Hemen yapalım mı istiyorsun?'' Moonjo terliyordu. Pantolundaki şişliği jongwoonun altına bastırıyordu. Jongwoo'nun yüzünde korku dolu bir ifade vardı. Altından akan beyaz sıvıya bakıyordu. Evet işte Moonjoyu azdıranda buydu zaten. Üzerinde Moonjo'ya ait bir gölek ile altının tamamen çıplak ve kendisinin spermleriyle dolu olması. Moonjo'yu kendisini zor tutmasını sağlayan şey de buydu zaten.
Jongwoo pov
O piskopat sol eliyle belimi tutuyordu. Bacağı iki bacağımın arasında. Anestezi yüzünden olsa gerek tüm vücudum çok güçsüz ve debeleniyorum. Lanet olsun.
Moonjo yavaşça Jongwooyu kollarına aldı. Direnecek gücü yoktu. Sadece itaat edecekti. Eğer etmezse ne olacağı onu çok korkutuyordu. Emin olduğu tek şey Moonjo'nun onu deliler gibi istemesiydi. O lanet olası sapık onu becermiş miydi. Düşüncesi midesini bulandırdı. Çok geçmeden Moonjo onu bir yatak odasına getirdi. Oda vintage tarzıydı. Ne eski ne yeni.
(smut başlagıcı)
Moonjo onu sahipleniyor aç bir kurt gibi yutuyordu. Çok geçmeden Jongwooyu hareket edemez hale getirmişti. Jongwoo kendine gelmek için kendini zorluyordu.
Tüm vücudunu hareket ettiremese bile kafasını oynatmayı başardı. Gördüğü manzara kalkmış penisini emcükleyen Moonjonun ona gülümsemesiydi.
''Beni yiyorsun?'' Lanet kafası hiç bir şekilde basmıyordu. Ancak moonjo bundan hoşnuttu.
''Evet tatlım, seni yiyorum. Yenildiğini hissediyor musun?'' Moonjo gözlerini dikmiş titreyen platoniğine bakıyordu. Ağzını biraz daha açtı ve penisini ısırdı.
(Fantezilerime karışmayın)
Jongwoo ani acı ve zevle inledi. Önceki inlemelerden daha çekiciydi. Belkide biraz seksi?
Moonjo onun inlemesine karşın gülmemek için kendini tutamadı ve Penisini ısırdığı yeri yalamaya başladı.
Jongwoo'nun altı acıyla titriyordu. Moonjo yavaşça doğruldu. Şimdi göz gözeydiler. 'Şans bu fırsat' Jongwoo tekrardan kaçmayı denedi. Bu sefer öncesinden daha güçlü ama zayıf bir yumrukla Moonjoyu göğüsünden vurdu. Ani hareketle Moonjo dengesini kaybetti, yere çakıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
''Takıntı'''
HorrorJongwoo, cennet konutların'a ayak bastığından beri akıl sağlığı ve delilik arasında mücadele ederken, yan komşusu Seo Moonjo onu dahada delirt kendisine aşık ediyor. ''Strangers from hell dizisinden uyarlanan bir fanfic+smut içeriyor''