"Önemli olan suyun derinliği değildi, bir avuç suda da boğulabilirdi insan."
Şarkı; Ufuk Beydemir, Ay Tenli Kadın
21 Aralık'mış en uzun gece. Nerden bilebilirdim ki 21 Aralık gecesi aşık olacağımı. Aşık olacağımız kişiyi seçemediğimiz gibi, aşık olacağımız günü de seçemiyorduk.
Yağmurlu bir Aralık akşamı kulağımda kulaklıkla yürüyordum. "Ay Tenli Kadın" şarkısı kulaklarımı dolduruyordu.
Tenin almış beyazlığını aydan
Saçlarının rengi geceden
Bundan geceye sevdamDiyordu şarkı. Ay'ı her zaman Güneş'e tercih ederdim. Dolayısıyla geceyi de gündüze tercih ederdim. Gece sessizdi, sakindi. Evimiz sadece geceleri sakin olurdu. Penceremin soğuk mermerine oturur gecenin tadını çıkarırdım.
Orman gözlü kızı ilk görüşümün gece vakti olması benim için bir işaret gibiydi. Ay gibi bembeyaz teni karanlıkta parlıyordu. Simsiyah saçları geceye karışmıştı. Ve orman gözleri.. İnsanı içine çekiyordu, ormanına kapılıp kaybolmamak imkansızdı. Yağmurun altında öylece durmuş ıslanıyordu. Gülümsedim.
"Gece içeri gir ıslanacaksın." demişti annesi olduğunu tahmin ettiğim kadın. İsminin Gece olduğunu öğrenince sevinçten ufak bir kahkaha atmıştım. Gülüşümü duyup duymadığından emin değildim, etrafına bakmaya başlayınca fark edilmemek için hızlıca ağzımı kapatıp uzaklaşmıştım.Gece hızlı adımlarla geldiğinde bakışlarımı ona çevirdim. Çenesi kasılmış, gözleri öfkeyle doluydu. Bakışları bana döndüğünde biraz olsun yumuşamıştı. "Bulamadım. " dedi öfkeli ses tonu koridoru dolduruyordu.
Hiçbir şey söylemeden ayağı kalkıp merdivenlere yöneldiğimde arkamdan geldiğini işittim. Telefonuna bildirim geldiğinde duraksadı. Duraksamasını fırsat bilip hızlandım. Merdivenleri hızla inerken kalbim korkuyla çarpıyordu.
11 yıldır havuza ayaklarımı bile sokmamıştım. Cenk bana her tecavüz ettikten sonra kafamı soğuk suyun içine sokardı. Yıkanırken bile yüzüme su gelmesin diye uğraşırken nasıl atlayacaktım kocaman havuzun içine?
Güçlüsün Ayza, sen çok güçlüsün. Sana daha önce kimse güçlü olduğunu söylemedi ama öylesin.
En alt katta bulunan yer altındaki havuzun başına yetiştiğimde tahmin edilen gibi buz gibi olan havada sıcak havuza rağmen kimse yüzmüyordu. Havuza yaklaşmaya devam ederken burnum sızlıyordu, istemsizce yüzümü buruşturdum. Mezarıma yürüyor gibi hissediyordum, kendime şu soruyu soruyordum. "Gece senin için aynısını yapar mıydı?"
Sanırım cevabını hiçbir zaman öğrenemeyecektim.
Birkaç görevli ne yaptığımı fark ettiğinde etrafıma toplanmaya başladı, gösteri başlasın.
Tırnaklarımı avuçlarıma geçirdim, gözlerimi sımsıkı kapattım, derin bir nefes aldım ve BUM.
Su ciğerlerime dolarken çırpınmıyordum, kaç metre olduğunu bilmediğim bir havuzun en dibine çökmüş kurtulmak için hareket etmiyordum. Mesele havuzun deriniliği değildi, bir avuç suda da boğulabilirdi insan.
Gözlerim yavaş yavaş kapanırken hiçbir şey hissetmiyordum, ölmüş müydüm? Saçmalama Ayza, ölüm bu kadar basit değil biliyorsun.
Bir çift yeşil göz, yanıma yaklaşıyordu. Sanırım gerçekten ölüyordum Gece'nin hayalini bile görmeye başlamıştım.
Hayır, hayal olamazdı mis gibi kokusu suyun altında bile ciğerlerime doluyordu. Elleri belime sarıldığında kendimi bir anda Gece'nin kucağında buldum. Daha fazla dayanamıyordum, gözlerim yavaş yavaş kapanırken kendimi karanlığın soğuk kollarına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Gece'ye Uzak
Fiksi RemajaO ormanda kaybolmazdım orası benim evimdi,evimizi terk edemezdik.Ayaklarıma dallar batsa da,yaprakların içine düşüp kaybolsam da o ormandan çıkmazdım.Orman gözlerinde çıkan en ufak kıvılcım için neler yapmazdım ki?Ama şu an gözlerinde gördüğüm şey k...