Prem açılan kapının sesi ile düşüncelerinden ayrıldı. Boun evden sonunda çıkabilmişti. Yarım yamalak giydiği okul gömleğiyle Prem'in yanına geldi. Prem onun bu hallerine alışmıştı. Gömleğini düzeltirken konuştu.
"Boun artık alarmlarını kapatmayı bıraksan mı? Her gün geç kalmaktan yoruldum."
"Sen arıyorsun zaten her sabah ne gerek var."
Boun gömleğini düzelten Prem'e bakıp kızaran burnuna dokundu. Prem hafiften kaşlarını çatsa da Boun gülümseyip paltosunu üzerine geçirdi. Doğruydu sabahları Prem onu aramaktan çekinmiyordu. Boun da artık alarmlarını kurmaktan vazgeçmişti.
Okula doğru hızlı hızlı ilerlerken adeta koşuyorlardı. Boun arada arkasındaki kişiyi kontrol ederek koşmaya devam ediyordu. Prem nefeslerini düzene sokmaya çalışarak ona yetişmeye çalışsa da başaramıyordu.
Okula girdiklerinde Prem elindeki suyu Boun'a uzattı. Birkaç yudum alıp geri verdiğinde Prem kendisi de içti. Sıraları arkalı önlüydü ve Prem'in en sevdiği fizik dersi başlamıştı. Prem kitaplarını çıkartıp Boun'a döndüğünde çoktan sıraya başını yaslamıştı. Fısıltıyla seslendi.
"Hoca ödevlere bakacaktı. Yaptın değil mi?"
Boun başını kaldırmadan onu onayladı. Uykusuna düşkün olsa da asla kötü bir öğrenci değildi. Ailesinden geçen genler sayesinde olsa gerek oldukça başarılı bir öğrenciydi. Prem bunu kıskanırdı. Matematik de oldukça iyi bir zekâsı vardı. Çalışmasa bile sınavdan yüksek alabilirdi. Tanıştıkları ilk zamanlarda bile bu böyleydi.
Prem 5 yaşındayken
Prem annesi ile karşı evin önüne geldiklerinde Prem annesin arkasına saklandı. Sokaktaki çocuklardan bu evin içinde hayaletler olduğuna dair bir söylenti de duymuştu. Karşılarındaki kapı kendiliğinden açıldığında Prem annesine daha da sığındı.
"Anne burada hayaletler var. Baksana kimse kapıda değil."
"Hayır Prem. Hayaletler gerçek değildir."
Annesinin gülüşlerine kapıda beliren kişi de ortak olduğunda Prem göz ucuyla kapıya baktı. Güzel giyinmiş bir kadın Prem'i gördüğünde aynı boyda olmak için eğilip Prem'e elini uzattı.
"Merhaba. Adın ne bakalım senin?"
"Prem."
"Ne güzel ismin var Prem. Kaç yaşındasın?"
Prem minik elleri ile beş yapıp karşısındaki kadına gösterdiğinde gülüşünü eksik etmeyen kadın sevinçle konuştu.
"Vay koca abi olmuşsun artık. Benim de bir oğlum var adı Boun. O da beş yaşında. Şuan kapının arkasında seni dinliyor. Biraz utangaç kendisi."
Son cümle ile Prem gülerken kapıdan gözüken kişiyle yanına yaklaştı. Ona elini uzatıp sevecen bir gülümseme ile konuştu.
"Merhaba Boun ben Prem. Arkadaş olmaya ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dostluğun Bir Fazlası
FanfictionPrem aynadaki yansımasının gerçek olmamasını diledi. Gözlerinin beyazları ağlamaktan kırmızıya dönmüştü. Akan yaşları silse bile devamı geliyor, yanaklarını ıslatıyordu. Bunun sebebi o delice hoşlandığı kişiydi. Onun kalbinde artık yeri yoktu fakat...